Eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Kasım 2016’dan bu yana tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti. Görüşme yaklaşık üç saat sürdü.
Çıkışta gazetecilere Demirtaş’ın sivil siyasetin öncüsü olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu “Türkiye’de herkesin huzur içinde, mutlu yaşamasını arzu ediyor. Türkiye’yi, dünya siyasetini yakından izliyor. Dolayısıyla bizim görevimiz yeni bir siyaset dilini Türkiye’ye egemen kılmak. Türkiye’de bütün yurttaşların huzur içinde yaşamasını, barış içinde yaşamalarını, düşüncelerini özgürce dile getirmelerini arzu ediyoruz. Sayın Demirtaş’ı uzun süredir izliyorum. Kendisini yakından görmek, uzun bir sohbet gerçekleştirmemiz de benim açımdan son derece yararlı oldu” dedi.
Kılıçdaroğlu masadaki konuları ‘Türkiye ve dünya siyaseti’ olarak özetledikten sonra “Az önce de ifade ettim yeni bir siyaset diline ihtiyaç olduğunu dile getirdiler. Sivil siyasetin ne kadar önemli olduğu vurgulandı zaten. Dolayısıyla bu çerçevede bir değerlendirme yaptık” deyip ekledi:
“Ben tabii Türkiye’de hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü hapse atılmasını istemem. Düşünceyi saygıyla karşılarız, kendilerinin düşüncelerine katılırız katılmayız o ayrı bir şeydir. Ama bir kişinin düşüncelerini ifade etmesi son derece değerlidir. Ve demokrasilerde bu kaçınılmazdır, böyle olmalıdır.”
Dokunulmazlıkların kaldırılması soruldu
Kılıçdaroğlu’na yöneltilen sorulardan biri dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgiliydi.
Özetleyelim; Türkiye siyasetinde milletvekillerinin dokunulmazlıkları 2016’ya dek sık sık gündeme gelen konuların başındaydı. Aslında kuruluşunun ilk yıllarında dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkan AK Parti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 6-8 Ekim 2014’teki Kobani eylemleri nedeniyle 50’nin üstünde vatandaşın yaşamını yitirmesinden Demirtaş’ı sorumlu tutmasının ardından tam tersi bir görüşe yöneldi:
“Benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökerek 52 kişinin ölümüne yol açan kişiler yargılanmayacak da parlamentoda boy gösterecek. Arkasında PKK’nın, PYD’nin, YPG’nin olduğunu söyleyenler temiz olacak öyle mi? Parlamento gereğini yapmazsa, bu millet tarih, bu parlamentodan hesabını sorar. Dokunulmazlıkları kaldır, gönder yargıya.”
Bu açıklamadan bir gün sonra ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu dokunulmazlığın sık sık “kürsü dokunulmazlığı” ile sınırlanmasını ve yolsuzluk yapan milletvekillerinin yargılanması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu’na “Gelin dokunulmazlıkları hep beraber kaldıralım. Şu anda Meclis’te dosya olarak bekleyen 506 dokunulmazlık fezlekesi var, hepsini birden kaldıralım, hodri meydan” çıkışı yaptı.
Bu çıkışa Demirtaş’ın yanıtı “550 milletvekilinin tamamının dokunulmazlığını kaldıralım” şeklinde olurken Kılıçdaroğlu da dokunulmazlıkların kaldırılmasından yana tavır koydu:
“Bazı çevrelerde endişe var. Deniyor ki ‘yargı bağımsız değil.’ Dolayısıyla bunlar hemen alıp sizi hapse atacaklar. Biz de diyoruz ki, eğer biri hapse girecekse önce siyasetçi girsin. Bedel ödenecekse önce bedeli biz ödeyelim.”
Tartışmaların ardından iktidar partisi ilk somut adımı atarak Anayasa’nın 83. maddesine geçici madde eklenerek parlamentoda bulunan tüm fezlekelerle ilgili dokunulmazlıkların kaldırılmasını önerdi.
Ancak CHP’nin yanıtı yolsuzluk yapanları da kapsayacak bir düzenleme yapılması ve dokunulmazlıkların “kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması”na dönük kalıcı düzenleme yapılması oldu. HDP bunu doğrudan ‘saray darbesi’ olarak değerlendirse de Mayıs 2016’da milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasını öngören anayasa değişikliği 376 oyla kabul edildi. Referanduma da gerek kalmadı.
Kılıçdaroğlu dokunulmazlıkların kaldırılması ve Mayıs 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçiminde Zafer Partisi’yle yapılan protokolle ilgili Demirtaş’ın siteminin olup olmadığı yönündeki soruya şöyle yanıt verdi:
“Hayır, bu konuda herhangi bir şey görüşme olmadı. Zaten iki değerli arkadaşımız da benim siyaset konusunda ve Türkiye’de sorunların çözülme konusunda ne kadar samimi olduğumu biliyor. O dönem iktidar bir anayasa değişikliğini terör olayları üstünden referanduma sunmak istiyordu. Bu çok daha büyük sorunlar yaratacaktı ve biz buna engel olduk. Türkiye’de yeni bir sivil siyaset dilinin olması. Türkiye’de insanların huzur içinde yaşamaları bu çerçevede aramızda ayrılık yok. Düşüncelerimizi rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Gençlerin yurtdışına gidişleriyle ilgili kaygılarını da dile getirdi arkadaşlarımız. Türkiye’nin bu sorunları çözmesi lazım. Türkiye en değerli varlıklarını kaçırıyor.”
‘Demirtaş’ın içeride olması doğru değil’
Kılıçdaroğlu sözlerini “Demirtaş dışarıda olsaydı sivil siyasetin önü çok daha açılırdı ve eminim terör olayları biterdi. O nedenle Demirtaş’ın içeride olmasını doğru bulmuyorum” diye noktaladı.