“Gelecek İçin Biz” grubunun lideri, eski İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, geçen ay CHP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu açıkladı.
İlhan Cihaner, CHP’de başlayan kurultay sürecine ve “değişim” tartışmalarına ilişkin 10Haber’in sorularını yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İBB adaylığını ilan ettiği 15 Ağustos 2023 tarihli konuşmasını değerlendiren Cihaner, “Oldukça geç kalmış bir açıklama” dedi.
Cihaner, “Değiştirmek istediğiniz yapının ekipleriyle değişim yapılamaz” diyerek İmamoğlu’nun değişim ekibinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski kurmaylarının yer almasını eleştirdi.
Hem Kılıçdaroğlu’na hem de İmamoğlu’na “Genel merkez ve İBB etrafındaki ekip bugüne kadar parti iktidarını nerede ise 13 yıldır ellerinde bulundurmaları nedeniyle sözlerinden daha çok eylemleriyle değerlendirilmeli” sözleriyle rest çeken Cihaner, CHP’de zaman zaman tartışılan “ideoloji” uyarısını ise şöyle yaptı:
“En önemlisi de değişim/yenilenme sürecine aday olan kadrolar bir siyasi/ideolojik tutum etrafında bir araya gelmeliler. Böyle bir tarifi de göremiyoruz. Partinin siyasi hattı nasıl olacak? Ha artık bir boş gösterene dönmüş kurucu değerlere bağlı sosyal demokrat bir parti diyorsanız. Önce bugün partinin bu tariften nerelerde hangi kadrolarla koptuğunu tarif etmeniz gerek. Yok sağ sol kalmadı diyorsanız zaten öyle bir parti var elimizde. Bugüne kadar olduğu gibi amorf bir siyasi hatta, kişisel yakınlıklara dayalı, dizayncı ve tasfiyeci bir yaklaşımla ilerletici bir değişim olmaz.”
Cihaner, CHP’de en önemli sorunun “Başka kim var ki?” sorusunun olduğunu öne sürüp “İşte aşmamız gereken bir yaklaşımda bu. Parti vitrininde hasbelkader, bazan ahbap çavuş ilişkileri ile yer bulmuş kişilere parsellenmiş görünüyor belli makamlar. Parti belli elitlerin oyun alanı olmamalı” diye ekledi.
İşte İlhan Cihaner’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları…
‘Çok geç alınmış bir karar’
– Sayın İmamoğlu dün adaylığını açıkladı. CHP Genel Başkanlığı mı yoksa İBB mi derken İBB’yi seçmiş oldu. Siz, İmamoğlu’nun açıklamasını nasıl değerlendirirsiniz?
Cihaner: Oldukça geç kalmış bir açıklama. Genel seçimlerden önce nerede ise bir yıl boyunca Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarının sürekli Cumhurbaşkanı adayı mı olacaklar yoksa belediye başkanlığına devam mı edecekler tartışması yaşandı. İyi Partinin başlattığı “kazanacak aday” tartışmaları ile bu tartışma yıkıcı bir hal aldı. İttifakın cumhurbaşkanı adayı ile Erdoğan mukayese edilecekken, ittifakın üç ismi birbirleri ile yarıştırıldı. Tabii ki öncelikle Altılı Masayı oluşturan liderlerde sorumluluk. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanları da kararlarını verip çok önce bu tartışmayı bitirebilirlerdi. Ama hep cumhurbaşkanlığı adaylığına da göz kırptılar. Seçimin kaybedilmesinin dinamiklerinden birisinin de bu olduğunu düşünüyorum. Bu karar çok önce verilmeliydi. Aynı durum CHP Genel Başkanlığı sürecinde de yaşandı. Ayrıca zor şartlarda yapılan belediyecilik hizmetleri araya kaynadı.
Sayın İmamoğlu adına konuşacak durumda değilim ama kurultay tarihinin açıklanmamasının getirdiği belirsizlik sanırım bir açmaza düşürdü. Önce yapılırsa Belediyeyi 4-5 aylığına olsa da AKP’ye vermiş olmanın riski ve sonra yapılırsa 2019’a göre dezavantajlı (ittifak belirsizliği) girilecek, kazanılıp kazanılamayacağı henüz kestirilemeyen bir seçim… İkisi arasından parti ve kendisi için en optimumu oldu gibi. Ancak tekrar vurgulamak isterim çok geç alınmış bir karar.
‘Dizayncı ve tasfiyeci bir yaklaşımla ilerletici bir değişim olmaz’
– İmamoğlu açıklamasında “kadro” vurgusu yaptı. Sizin de “kadro” vurgunuz olmuştu. İmamoğlu “CHP’nin tarihini çok iyi bilen kadrolar yeniden tarih yazmak için önlerinin açılmasını beklemektedirler. Değişim, dönüşüm köklü bir kadro harekatıdır. Bu kadro hareketi genel başkandan parti seçimlerine kadar pek çok hususu kapsamaktadır” dedi. Değişim sizce de kadro harekatı mı, İmamoğlu ile düşünceniz bu konuda benzer mi?
Cihaner: Doğrusu kadro değişimini aynı bağlamda kullandığımızı sanmıyorum. Bir siyasi partinin yönetimine dair bir iddianız varsa o partide siyaset yapan ve yapmak isteyen herkes potansiyel kadronuzdur. Ancak değişim dönüşüm sürecini yönetecek ekip/kadro kastediliyorsa bunların bazı koşulları karşılaması gerekir. Öncelikle bir değişim dönüşüm ihtiyacı ve iddiası ancak geçmişle bir hesaplaşma üzerine inşa edilebilir. Bir şeyler yanlış olmalı ki ‘değiştireceğiz ya da yenileneceğiz’ diyeceksiniz. Böyle bir analizi ne genel merkezden ne İBB etrafındaki ekipten duymuyoruz. Ayrıca değiştirmek istediğiniz yapının ekipleriyle de bu yapılamaz. Meğerki bir özeleştiri ve bununla bağlantılı olarak gereği yapılmış olsun. Genel merkez ve İBB ekibinin bu konuda da eski ve sorumlu kadrolarla yol yürüyecekleri anlaşılıyor.
Bu tartışmalarda şu da gözden kaçırılmamalı, Genel merkez ve İBB etrafındaki ekip bugüne kadar parti iktidarını nerede ise 13 yıldır ellerinde bulundurmaları nedeniyle sözlerinden daha çok eylemleriyle değerlendirilmeli. Bugün söyledikleriyle geçmiş uygulamaları arasındaki büyük çelişkiyi açıklamaları gerekir. Örneğin tüzük değişikliği ve parti içi demokrasi sözleri. Eee siz mevcut tüzük ve programı çöpe atmışsınız yenisini atmayacağınızın pratik, etik ve siyasi garantisi ne olacak?
En önemlisi de değişim/yenilenme sürecine aday olan kadrolar bir siyasi/ideolojik tutum etrafında bir araya gelmeliler. Böyle bir tarifi de göremiyoruz. Partinin siyasi hattı nasıl olacak? Ha artık bir boş gösterene dönmüş kurucu değerlere bağlı sosyal demokrat bir parti diyorsanız. Önce bugün partinin bu tariften nerelerde hangi kadrolarla koptuğunu tarif etmeniz gerek. Yok sağ sol kalmadı diyorsanız zaten öyle bir parti var elimizde. Bugüne kadar olduğu gibi amorf bir siyasi hatta, kişisel yakınlıklara dayalı, dizayncı ve tasfiyeci bir yaklaşımla ilerletici bir değişim olmaz.
‘Proje hayata geçsin diye tasfiyeci bir kadrolaşma’
– “İmamoğlu İBB’ye Özgür Özel CHP Genel Başkanlığı’na” projesi olduğu kulislerde konuşuluyor. Siz adaylığınızı açıkladınız. Adaylık açıklamanızdan sonra İmamoğlu ve Özel’le görüşmeniz oldu mu? Onlarla birlikte hareket edip, “İmamoğlu İBB’ye Özgür Özel CHP Genel Başkanlığı’na” projesine sıcak bakar mısınız? Yoksa siz Özel ve İmamoğlu ile hareket etmeyip kendi yolunuzu mu çizeceksiniz?
Cihaner: “Projeye dayalı” bir yaklaşım hem parti içi demokratik mekanizmaların göz ardı edilmesi hem de proje hayata geçsin diye mahallelerden başlayarak tasfiyeci bir kadrolaşmayı getirir. Nitekim genel merkez ve belediyeler şu an bunu yapmaya çalışıyor. Bu yaklaşım bizim karşı olduğumuz bir yaklaşım. Esasen biz şu anda seçim hezimeti sonrasında ortaya çıkan öfke ve bıkkınlığın en önemli sorun olduğunu, doğru şekilde yönetilemezse daha büyük sorunlar yaşayacağımızı düşünüyoruz. Hem yerel seçimlerde hem de sonrasında… Bu çerçevede adı geçenlerle herhangi bir görüşmemiz olmadı.
‘Parti belli elitlerin oyun alanı olmamalı’
– Adaylığınızı açıkladıktan sonra Kılıçdroğlu ile görüşmeniz oldu mu? Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanları toplantısında söylediği ifade edilen “bagajı olmayan birini getirin, hemen istifa edeyim” sözleri çok tartışılmıştı. Sizin yorumunuz nedir?
Cihaner: Bu sözü doğrudan Genel Başkanın ağzından duymadığımız için bir tepki göstermedik. Ancak medyaya yansıdığı şekilde bir söz söylenmişse bu, sandık başlarında, sokaklarda büyük özverilerle çalışan her bir partilimize ağır bir hakaret olarak görürüm. Ancak bu yaklaşım genel başkanlık seçimleri sırasında da değişik şekillerde dillendiriliyor: “Başka kim var ki?” işte aşmamız gereken bir yaklaşımda bu. Parti vitrininde hasbelkader, bazan ahbap çavuş ilişkileri ile yer bulmuş kişilere parsellenmiş görünüyor belli makamlar. Parti belli elitlerin oyun alanı olmamalı. Nitekim demokrasisini az çok oturtmuş ülkelerde bu soruya açık demokratik süreçler sonunda seçmen karar verir. Birkaç ay içerisinde birkaç genel başkan değişebilir. Zaten böyle birkaç kişiye dayalı bir partiyi yönetiyorsanız kapatıp gidelim.