Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) savunma iş birliği anlaşması çerçevesinde Somali’nin deniz yetki alanları da dahil olmak üzere belirlenen bölgelerde iki yıl süreyle görevlendirilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Görüşmeler sırasında CHP İstanbul Milletvekili eski Washington Büyükelçisi Namık Tan Erdoğan ve kabinesine eleştiriler yöneltti:
“Âdeta ‘Lafla peynir gemisi yürümüyor’ deyişini yanlış çıkarmak için dış politikayı her koşulda bağırıp çağırarak yürütmeyi yeğledi. Orada da durmadı; yeri geldi, Osmanlı’yı ihya hayalleri kurdu; sınır ötesi harekâtlarla yetinmedi, denizaşırı maceralara yeltendi. Bir ara tutturduğu mavi vatan masalından -o da koşulların zorlamasıyla yani ekonominin iflası kapıya dayanınca- neyse ki oldukça çabuk yüz geri etti.”
Siyasetçinin bu “Mavi Vatan masalı” nitelemesi sosyal medyada hükümete yakın hesapların tepkisine yol açarken AK Parti cephesinden ilk mesaj Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’ten geldi:
“Milli siyasetimize karşı bu yaklaşımla konuşan bazı CHP milletvekillerinin Türkiye’ye karşı başka devletler tarafından kullanılan sözde tezleri bu şekilde defalarca sahiplenmeleri, siyasi savrulma ve sorumsuzluktur. Mavi Vatan’ımız, ana vatanımızın ayrılmaz bir parçasıdır.”
‘Mavi Vatan’ nedir?
Mavi Vatan Türkiye’nin Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de ilan ettiği deniz yetki alanlarını kapsayan bir doktrin.
2 Mart 2004’te Birleşmiş Milletler’e verdiği nota ile Türkiye bazı batı bölgelerinde egemenlik hakları olduğunu ilk kez iddia etmişti.
‘Mavi Vatan’ kavramı ilk defa 14 Haziran 2006’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda düzenlenen Karadeniz ve Deniz Güvenliği konulu sempozyumda Cem Gürdeniz tarafından ortaya atıldı.
2015 yılı sonrasında, özellikle Libya’da Hafter karşıtı yönetimle kurulan ilişkilere bağlı olarak Türkiye’nin deniz alanlarında askeri güce dayalı strateji yürütmesinde etkin rol oynadı ve 2019’da Türkiye tarihinde ilk defa eş zamanlı olarak Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de Mavi Vatan Tatbikatı yapıldı.