Dilruba Kayserilioğlu, İzmir’de sokakta yürürken kendisine uzatılan mikrofonu geri çevirmedi. Bu sırada Instagram, iktidar tarafından yasaklanmıştı. Dilruba da buna dair görüşlerini dile getirdi ama önce sosyal medyada linç edildi, sonra da tutuklandı. Dilruba’nın tutuklanma gerekçesi “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” ile “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıydı. 12 Ağustos’ta tutuklanan kadının ilk duruşma tarihi de 3 Eylül olarak belirlenmişti. Yani Dilruba sokakta konuştuğu için en az 22 gün tutuklu kalacaktı. Bu durum muhalefetin tepkisini çekti hatta dün CHP lideri Özgür Özel onu hapishanede ziyaret etti.
Özel Dilruba’yı ziyaret ettikten saatler sonra genç kadın serbest bırakıldı. Ancak bu tahliye de bir hayli ilginçti çünkü kimseye haber verilmeden sessiz sedasız Dilruba’yı hapishaneden çıkarttılar. Dün de Dilruba İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışına katıldı. Burada protokolde Özel’in hemen yanında oturdu.
Özel açılışta yaptığı konuşmada “İzmir beklentileri yüksek olan, zamanla tepki gösteren, hak ettiğini görmediğinde sözünü esirgemeyenlerin kentidir. İzmir’de bir mikrofona kardeşimiz birkaç cümle söyledi, dün onu cezaevinde ziyaret ettik. O kendi değerlendirmesini ve özeleştirisini zaten yapmış ve bundan sonrasına da umutla bakıyor. Ben cezaevinin kapısında ‘şunu da yapacağız bunu da yapacağız’ demek yerine ‘hakkı teslim etmek, haksızlığa itiraz etmek önemli bir meseledir’ bir de cezaevinde bir davet yaparsanız o hemen karşılığını bulur. Dedim ki ‘Dilruba ben bir konuşma yapacağım, seni de davet edeceğim sen benim misafirim olacaksın’ o da ‘dilerim öyle olur’ dedi. Çıktım ve Dilruba’yı davet ettim, vedalaşırken dedim ki ‘Burada racondur, ziyarete gelene iade-i ziyarete gitmen gerekir’ o da ‘inşallah Özgür Bey’ dedi. Sağ olsun kırmamış, 24 saat geçmeden ziyarete gelmiş. İyi ki varsın Dilruba, İzmir seni seviyor, Türkiye seni seviyor. Kimseyi kırmak istemediğini biliyoruz. CHP bu ülkeyi kurmuş parti olarak düşünce özgürlüğünü savunuyor” demişti.
Dilruba’nın protokolde ağırlanması iktidar kanadını rahatsız etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz sosyal medya hesabından şöyle dedi:
“Fikir hürriyeti, nefret söylemleri ile geniş toplumsal kesimlere hakaret etme hürriyeti değildir. Hiçbir demokratik siyasi ölçü insanlara küfredilmesini, açıkça hakaret edilmesini onaylamaz. Nefret söylemlerini fikir hürriyeti adı altında himaye etmek, gerçek anlamda fikir hürriyetine de büyük darbe vurmaktadır. Demokratik siyasi rekabetin yapılacağı birçok alan var. Hiç olmazsa nefret söylemlerine karşı siyaset kurumu birlik içinde olmayı başarmalıdır.”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de, Yılmaz’dan daha uzun bir mesajla Dilruba’nın protokolde yer almasına tepki gösterdi:
“Her türlü nefret söylemiyle ve nefret siyasetiyle mücadelemiz en kararlı şekilde sürecektir. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve farklı siyasi partilere gönül vermiş vatandaşlarımıza hakaret edilmesi, fikir özgürlüğü değildir. Bunlar kınanması ve reddedilmesi gereken nefret söylemleridir.
Hakaret ve tahrik içeren provokatif açıklamalar, ancak ilkel bir nefretin ve demokrasi düşmanı nefret siyasetinin ürünüdür. Bu nefret söylemleriyle demokratik siyaset ve hukuk zemininde kesin bir şekilde mücadeleyi sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanlığı makamına ve vatandaşlarımıza yönelik hakaretler eden bir kişinin, CHP Genel Başkanı tarafından protokolde ağırlanması, alkışlanması ve üstüne taltif edilmesi asla kabul edilemez. Bir siyasi partinin yöneticileri nefret ve hakaret söylemlerinin hamisi olamaz. Nefret söylemlerine kıymet verilmesi tam bir şuursuzluktur.
Siyasi partiler ve siyasetçiler milletimize hizmet noktasında rekabet siyaseti ile yarışmalıdır, husumet siyasetinin destekçisi olmamalıdır. Siyasal eleştiri, siyasetin asli dinamiklerindendir. Her türlü siyasi eleştirinin muhatabı siyasi partiler ve siyasetçiler olmalıdır. Siyasi tercihlerinden dolayı vatandaşlarımızın hedef alınması demokratik değildir ve kabul edilemez. Vatandaşlarımıza hakaret eden kişilerin protokolde ağırlanması sorumlu bir siyaset anlayışı olmadığı gibi, demokratik bir tutum da değildir.”
AK Partili Zengin: Tahliyeden sonra ceza yaptırımı olmayacak diye bir şey yok
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise Kayserilioğlu’yla ilgili “Buradaki konuda benim şahsi önerim tutuksuz yargılansın, yargılama olmasın değil. Söylediği hiçbir cümle doğruyu ifade etmiyor. Kullandığı ifadeler nezaketsiz ve yakışıksız. Çıktıktan sonra söylediği daha rahatsız edici, ‘hiç pişman değilim’ dedi. ‘Üzgünüm’ demesini beklerdim. Tahliyeden sonra ceza yaptırımı olmayacak diye bir şey yok” dedi.