Türkiye’de sığınmacılara dönük tepkiler Kayseri’de bir Suriyelinin küçük yaştaki kız çocuğunu taciz etmesi üzerine körüklendi. Protesto gösterileri birçok yerde saldırıya dönüştü. Eş zamanlı olarak Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kontrolündeki bölgelerde bayraklar yakıldı.
AK Parti hükümetinin ‘provokasyon’ olarak nitelediği olayların arka planında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında yıllar sonra yaşanan sıcak mesajlaşma olduğu tahmin ediliyor.
Gelişmeler muhalefet kanadından yöneltilen eleştirileri de artırdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel 10 maddelik bir mesaj yayınlayarak özetle “Erdoğan ve AKP hükümeti var olan bu vahim tablonun başlıca sorumlusudur” dedi:
“1- Türkiye’nin Orta Doğu politikası Suriye politikası ve sığınmacı politikası çökmüştür, iflas etmiştir
2- Erdoğan ve AKP hükümeti var olan bu vahim tablonun başlıca sorumlusudur
3- Hükümet neden olduğu Suriye krizini çözemediği gibi Türkiye’yi bu krizin tutsağı haline getirmiştir
4- Erdoğan izlediği politikayla Suriye’nin yıkımına neden olurken ve Türkiye’yi dünyanın sığınmacı deposu haline getirirken bir de bu insanların hayatı üzerinden Avrupa ile pazarlık yapmaktan çekinmemiştir
5- Türkiye’de giderek sayısı artan sığınmacıların yarattığı, toplumsal, siyasal, ekonomik ve demografik sorunları görmezden gelmiş, bu sorunlardan bir tanesini bile çözmek için hiçbir girişimde bulunmamıştır
6- Türkiye Atatürk döneminin temel taşı olan komşuların içişlerine karışmama ilkesine sözde değil uygulamada da bağlı kalmalıdır
7- Türkiye Suriye politikasını yeniden belirlemeli, mevcut statükonun devamının tıkanma noktasına geldiğini görmelidir. Maaşını ödediği ÖSO mensuplarının Türk bayrağını yakması, Türk mallarına zarar vermesi kabul edilemez
8- Erdoğan hükümeti sığınmacıların geri gönderilmesi dahil sorununun çözümü için derhal gerçekçi ve uygulanabilir bir yol haritası yayınlamalıdır
9- Esad yönetimi ile normalleşme süreci sürdürülmelidir
10- Vatandaşlarımızı itidalli olmaya ve böyle ortamlarda görülebilecek provokasyonlar karşısında dikkatli olmaya çağırıyoruz.”
Dışişleri’nden sert yanıt: Egemen güçlerin vekilleri haline geldiler
Bu sözler Dışişleri Bakanlığı ile gerilime yol açtı. Bakanlık isim anmadan verdiği yanıtta ana muhalefetin ‘bölgeye nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri haline geldiğini’ ileri sürdü.
“Ortadoğu ve Suriye politikamıza yönelik ortaya atılan iddialar, herhangi bir analitik nitelik taşımadığı gibi temel tarih bilgisinden dahi yoksundur” denen açıklama şöyle devam etti:
“Türkiye yıllardır taammüden ateş çemberine dönüştürülmüş bir coğrafyada huzur ve istikrar adası olmayı başarmıştır. Ülkemiz bölgede yaşanan savaşların dışında kaldığı gibi milletimizin huzur ve güvenliğini perçinlemiş, refahını artırmıştır. Bu süreçte savunma yeteneklerini de geliştiren ülkemiz kendi coğrafyasında akamete uğrattığı terörle sınır ötesinde de mücadele edebilir hale gelmiştir.
Tüm bu gerçekleri görmezden gelerek salt siyasi rant amacıyla mesnetsiz ithamlarda bulunan kesimlerin, bölgemize nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri hâline geldikleri de gözden kaçırılmamalıdır. Dış politikadaki adımlarımızı, devletimizin ve milletimizin çıkarları doğrultusunda atmaya devam edeceğiz.”
İYİ Parti: Hakan Fidan’ın yakınları inşallah bu açıklamayı okumaz
Tartışma bununla sınırlı kalmadı. Bu sefer topa İYİ Parti girdi ve Dışişleri’nin açıklamasına tepki gösterdi.
“Muhalefeti ‘ideolojik bağnazlıkla’ suçlamak oldukça cüretkâr” diye yazan İYİ Parti Uluslararası İlişkiler Başkanı Ahmet Kamil Erozan şöyle devam etti:
“Bu satırları yazmak için kafayı sıyırmış olmak lazım. Hakan Fidan’ın yakınları inşallah bu açıklamayı okumaz. Üzülürler. Onlar onun Dışişleri Bakanı olduğunu bilmiyor ve halen MİT Başkanı sanıyorlar.”