Türkiye’nin mevcut ve geliştirmekte olduğu füzelerin entegre çalışacağı hava savunma sisteminin ismi ‘Çelik Kubbe’ olarak açıklanmıştı.
Sistem şöyle tarif edilmişti: “Katmanlı hava savunma sistemlerimiz ile tüm algılayıcı ve silahlarımızın bir ağ yapısı altında birbirleriyle entegre çalışması, ortak hava resminin oluşturulması, gerçek zamanlı olarak harekât merkezlerine ulaştırılması ve yapay zeka destekli olarak karar vericilere sunulmasını temin eden yerli ve millî olarak geliştirmekte olduğumuz bir sistem.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakırköy’deki Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Hava Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’ndeki konuşmasında İsrail’in Demir Kubbesi’ne atıf yaparak yeni sistemle ilgili şunları söyledi: “İnsansız Hava Araçları’nda yakaladığımız ivme sadece dost ve kardeş halklar tarafından değil, tüm dünyada gıptayla takip ediliyor. Geliştireceğimiz Çelik Kubbe projemizi inşallah tüm unsurlarıyla hayata geçireceğiz. Birilerinin Demir Kubbe’si varsa bizim de Çelik Kubbe’miz olacak. Füzelerden hava savunma sistemlerine kadar Hava Kuvvetlerimiz neye ihtiyaç duyuyorsa onu üretmenin, geliştirmenin veya tedarik etmenin gayretindeyiz. Şu gerçeği akıl ve basiret sahibi herkes çok rahat görebiliyor; Türkiye kendi göbeğini kendi kesmek zorunda olan bir ülkedir. Bölgemizde yaşanan gelişmeler, bize son 22 yıldır savunma sanayisinde attığımız adımların önemini tekrar hatırlatmıştır.”
‘Terör örgütü elebaşlarını kırmızı halılarla karşılamaktan çekinmediler’
Müttefik ülkelerin Türkiye’nin Patriot hava savunma sistemi talebini karşılamadığını söyleyen Erdoğan, “Şu gerçeği akıl ve basiret sahibi herkes çok rahat görebiliyor. Türkiye kendi göbeğini kendi kesmek zorunda olan bir ülkedir. Üyesi olduğumuz ittifakların ihtiyaç durumunda nasıl davrandıklarını Suriye krizinde bizzat gördük. Bir-iki ülke dışında, Patriot bataryası göndermekten bile imtina ettiler. PKK’nın Suriye uzantısına açıkça destek vermekten, bölücü terör örgütü elebaşlarını kırmızı halılarla karşılamaktan çekinmediler. Savunma sanayi alanında maruz bırakıldığımız gizli-açık ambargoları, ihracat kısıtlamalarını burada saymıyorum” dedi.
‘Kilidi kapatacağız’
“Yaklaşık 40 yıl boyunca bir habis ur gibi büyüyen FETÖ ihanet çetesini söküp atmakla kalmadık, ordumuzu her alanda daha da güçlendirdik” diyen Erdoğan, ‘terörle mücadele’ vurgusu da yaptı: ”Kilidi kapatacak, bölücü alçakları milletimiz ve Iraklı kardeşlerimiz için bir tehdit kaynağı olmaktan mutlaka çıkaracağız.”
Yenikapı’da da konuştu: Balıkçılarımıza tarımsal kredi limitini 40 milyon liraya çıkardık
Erdoğan daha sonra Yenikapı’da düzenlenen 2024-2025 Su Ürünleri Av Sezonu Açılışı programına katıldı. Burada balıkçılara yapılan destekleri şöyle anlattı:
”Sektörümüzün gelişmesi için reel rakamlarla 23 milyar lira ÖTV indirimli yakıt desteği, 16 milyar lira yetiştiricilik desteği, 561 milyon lira küçük ölçekli balıkçılık desteği başta olmak üzere toplam 45 milyar lira doğrudan nakdi destek sağladık. Sektörümüzün finansman ihtiyacını karşılamak için toplam 35 milyar lira Hazine destekli yatırım ve işletme kredisi sağladık. Önümüzdeki 3 yıllık dönemde de balıkçılarımızın Hazine destekli tarımsal kredi limitini 15 milyon liradan 40 milyon liraya çıkardık. Ayrıca balık stoklarımızı artırmak adına denizlerde ve iç sularda balıklandırma faaliyetini hayata geçirdik. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te tam 100 milyon balık yavrusunu bereketli sularımızla buluşturduk. Verdiğimiz bu desteklerin karşılığını da hamdolsun aldık, alıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘kirlilik’ eleştirisi de yaptı: “Maalesef bu konuda çok ciddi eksiklerimiz bulunuyor. Geçtiğimiz hafta İzmir Körfezi’ndeki sahneleri hep beraber gördük. 3 sene önce Haliç’te yaşadığımız müsilaj sıkıntısını çok iyi hatırlıyoruz. İhmalkarlığın, umursamazlığın bedelini sadece denizlerimiz, sadece balıkçılarımız değil milletçe hepimiz ödüyoruz. Bunun için siz balıkçı kardeşlerimizden daha fazla hassasiyet bekliyorum. En son teknolojiyle donatılmış balıkçı gemilerimiz sadece kendi kara sularımızda değil artık uluslararası sularda da boy gösteriyor. Balıkçılarımızın avlanma hakkı elde edebilmesi amacıyla her yıl yeni ülkelerle balıkçılık anlaşmalarına imza atıyoruz. Başta Afrika ülkeleri olmak üzere geçen yıl 10 olan anlaşma sağladığımız ülke sayısını bu yıl 15’e çıkardık. 12 ülkeyle de müzakerelerimizde son aşamaya geldik.”