Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün de Ak Parti’nin Manisa ve İzmir kongrelerinde konuştu, CHP’ye çok ağır suçlamalarla yüklendi, Özgür Özel’in seçildiği CHP kongresini “şaibeli” olarak niteledi.

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın il kongreleri maratonu dün de Manisa ve İzmir’de devam etti. Erdoğan dün her iki şehirde yaptığı konuşmalarda da CHP’ye çok ağır bir dille yüklendi.

Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şöyle:

Muhalefetin tembelliği bizim bahanemiz olamaz: Evlatlarımıza daha müreffeh, güçlü ve itibarlı bir ülke bırakmak istiyorsak tüm kapasitemizi kullanmalı, gereksiz tartışmalarla vakit kaybetmemeli, bir saniyemizi bile boşa harcamamalıyız. Muhalefetin iş bilmezliği bizim referansımız olamaz. Muhalefetin tembelliği bizim bahanemiz olamaz. Muhalefetin beceriksizliğine bakarak rehavete kapılamayız. Onların sorun çözmek, milletin dertlerine derman olmak gibi bir kaygılarının olmadığının hepimiz zaten farkındayız. Bırakın dünyayı, ülkemizde ne olup bittiğini bile takip etmiyorlar. Gazze’de 471 gün sonra ateşkes sağlanmış, Suriye’de 13,5 yıl süren zulüm sona ermiş, Avrupa’da ırkçı partiler hükümet devirecek seviyeye gelmiş. Ticaretten teknolojiye dünyada büyük devrimler yaşanıyormuş, bunların ve diğer hadiselerin hiçbiri umurlarında değil. Gelişmelere ilişkin en ufak bir fikirleri yok. Ortaya koydukları hiçbir alternatif yok. Varsa yoksa kendi çıkarları, kendi ikballeri, kendi gelecek planları. Kavgayı, gürültüyü, kuyu kazmayı, artık kendi seçmenlerini bile bıktıran güç mücadelelerini burada saymaya gerek dahi duymuyorum. Onları kimi zaman hayıflanarak, kimi zaman acıyarak ama çoğu zaman ülkemiz muhalefeti adına hep beraber utanarak izliyoruz.

Şaibeli kurultayla Kılıçdaroğlu’nu tehcir ettiler: ‘Gandi Kemal’, ‘Gençlerin demokrat amcası’ diyerek pohpohluyorlar, sürekli övgü yağmuruna tutuyorlardı. Ama ne olduysa Türkiye’yi kurtaracak adam dedikleri Bay Kemal’i bir günde istenmeyen adam ilan ettiler. 14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetin bütün faturasını Bay Kemal’e çıkartıp, şaibeli bir kurultayla CHP genel merkezinden kendisini tehcir ettiler. Birkaç ay öncesine kadar 85 milyonu yönetmeye layık gördükleri şahsı CHP’nin başına layık görmediler. Şimdi ne kapısını çalan var ne fikirlerini merak eden var.

Kutuplaşma azalır diye ümit ettik: Aslında biz de yıllarca bu zatın ülkemiz siyasetine zarar verdiğini, yalan, iftira, hakaret dolu söylemleriyle demokrasimizi zehirlediğini, siyaset kurumunun itibarına gölge düşürdüğünü sıkça vurguladık. Bundan dolayı soru işaretleriyle dolu bir kurultay süreciyle de olsa CHP’nin başından gönderilmesinde ilk etapta biz de müspet karşıladık. Türkiye’nin bir nebze olsun rahatlayacağına, siyasetin olması gereken düzleme oturacağına inandık. Bu anlayışla yeni genel başkana siyasette rekabeti daha yapıcı, daha mutedil bir atmosfere çekmek için bir şans tanıdık. Bundan da muradımız kutuplaşmayı azaltmak, siyasi iklimi yumuşatmak, CHP’nin normalleşmesine katkı sunmaktı. Ülkenin ve milletin meseleleri söz konusu olduğunda buluşabileceğimiz, en azından diyalog kurabileceğimiz ortak bir zemini inşa etmeye çalıştık. Ancak gerilimden beslenen ana muhalefet içindeki vesayet odakları buna tahammül edemedi. Bu rahatsızlıklarını da her fırsatta izhar ettiler. CHP’nin normalleşmesine ne yazık ki fırsat vermediler. Daha sonra eskisinden daha büyük bir savrulma yaşadılar.

Çağlayan’da marjinal sol örgüt sloganıyla polise saldırdılar: Türkiye’nin ana muhalefet partisinin DHKP-C’li alçaklar tarafından şehit edilen Cumhuriyet Savcımızın adını taşıyan adalet sarayının önünde, elinde asker, polis kanı olan marjinal sol örgütlerin sloganıyla polise saldırdığını görüyoruz. Öyle hakaretler, tehdit dolu cümleler kullanıyorlar ki karşılarındaki kitlenin yüzü kızarmıyor. Güya gazeteci ve siyasetçi kılıklı uyanıkların sahnelediği üçüncü sınıf tiyatroları saymıyorum bile. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, adaletin tecellisine engel olamayacaklar. Kaderin cilvesine bakın ki adliye önünde polise karşı attıkları slogan, 1971 yılında Ziraat Bankası’nı soyan bir sol terör örgütüne ait. Aramışlar taramışlar, bula bula soyguncuların ve katillerin sloganını bulmuşlar. Banka soyanların sloganı 10 yıllar sonra belediyeleri soyanların sloganı haline dönüşmüş. Cuk oturmuş! Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Tıpkı kırmızı kart gibi yeni sloganlarının CHP’ye yakıştığını ifade ediyor, Sayın Özel ve şürekasını tebrik ediyorum. Biz hayırlı bir muhalefet diledikçe karşınızda elinizde kalan böyle bir CHP buluyorsunuz. Belki de böylesi hayırlıdır.

İzmir her alanda geri gidiyor: Altyapı deseniz hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. İzmir tarihinin en karanlık, en perişan devrini yaşıyor. Sadece 10 ayda bile İzmir’e yaşattıkları ortada. Körfez kirliği için bile Bakanlığın toplantısını katılmazlar. En pahalı suyu içirirler. Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödemedikleri için temel hizmetler bile aksar. Eski ve yeni başkanların şehre zerre faydası olmayan kavgaları ayyuka çıkar. Velhasıl karşımızda nerenizden tutsanız elinizde kalan bir İzmir kalır. İzmir her alanda sürekli geriliyor. Ama bunlar ilericilik kisvesi altında yağma düzeninin devam ettirmek için canhıraş uğraşıyorlar. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur.