Ana muhalefetin 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi konumuna yükseldiği yerel seçimlerin ardından iktidar partisiyle başlayan ‘normalleşme’ tıkandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birbirlerine karşı verdiği ılımlı mesajlar mevsim normallerine dönerek yerini sert söylemlere bıraktı.
Özel Türkiye ekonomisindeki kötü gidişatı gerekçe göstererek 2028’de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin Kasım 2025’e çekilmesi talebini sık sık yinelerken Erdoğan da an itibariyle ‘tek adam’ eleştirisini sahaya sürdü. Ayrıca Dilruba Kayserilioğlu’yla ilgili tavırlarına ilişkin de söyleyecekleri vardı.
Bu noktada bir parantez açalım. Türkiye’de sokak röportajları uzunca bir süredir AK Parti kanadının tepkisine yol açıyor. Konunun bir şekilde kötü giden ekonomiye geldiği yayınlar haliyle sosyal medyada da günlerce ‘çok konuşulanlar’ arasında kalıyor. Ancak bunların sonuncusu siyaset sahnesinde de büyük bir polemiğe yol açtı.
Kayserilioğlu bir sokak röportajında sarf ettiği sözler nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama’ ile ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamalarıyla tutuklanınca yeniden ‘düşünce özgürlüğü’ tartışmaları başladı. Genç kadın günler sonra tahliye edildi edilmesine, fakat bu sefer de serbest kalma şeklinde bir tuhaflık vardı:
“Elinde siyah bir poşetle bir anda tahliye etmişler. O saatte bir genç annesine ya da avukatına haber verilmeden tahliye ediliyor. Kızımın elinde hiçbir şey yok. Kızım bir telefon bulmuş. Öyle aradı beni, o şekilde haber verdi. ‘Anneciğim sakın ağlama. Beni tahliye ettiler’ dedi.”
CHP Dilruba’yı İzmir Enternasyonal Fuarı’nda protokolde ağırladı. Onun tutuklu yargılanması gerektiğini savunan AK Parti ise ana muhalefete tepki gösterdi. İki parti yetkililerinin laf dalaşı sürüyor. Bu sefer ses en tepeden, Erdoğan’dan geldi:
“(…) ‘Değiştik’, ‘normalleştik’ dediler ama millete ve 28 milyonun şahsa hakaret eden bir kısmı onur konuğu olarak baş köşeye oturttular. İnsanda biraz millete saygı olur. Kimse kusura bakmayın, bunun adı tutarsızlıktır. CHP kodlarına geri dönmektir. Bunu ne bize ne de millete yutturamazsınız. Türk siyasetine yakışmamıştır, o fotoğraf siyaset kurumunun itibarına gölge düşürmüştür. CHP lideri Özel’in millete bir özür borcu olduğuna inanıyoruz.
Muhalefet neyle uğraşırsa uğraşsın bizim gündemimizde enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek, üretimi arttırmak, bölücü terör örgütüne ölümcül darbeyi indirmek var. Bizim gündemimizde Gazze var, eser var. Muhalefetin kendi kendine şişirdiği balon sönmekte, Türk siyasetinde taşlar yerli yerine oturmaktadır. ”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
“Değerli dava ve yol arkadaşlarım, hepinizi hasretle muhabbetle selamlıyorum. Sizlerin nezdinde AK Parti’ye gönül veren vatandaşlarımıza selam ve hürmetlerimi gönderiyorum. Partimizin 23. yaşını 14 Ağustos’ta muhteşem coşkuyla kutladık. AK Parti’nin bayrağını şanla, şerefle taşımış ve taşıyan her bir yol arkadaşıma bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bundan 23 sene önce hangi heyecanla yola revan olduysak bugün de aynı sevda ile aziz milletimize hizmet ediyoruz. Ayrım yapmadan 85 milyonun hizmetkarıyız. Kimseyi ötekileştirmeden her bir vatandaşımızı kucaklıyoruz. 23 yıl boyunda nelerle uğraştığımızı sizler çok çok iyi biliyorsunuz. Bugüne kadar nice operasyonların, vesayet teşebbüslerinin hedefi olduk.
‘Türkiye’ye tarihinin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımlarını yaşatan AK Parti’dir’
23 yılda Türkiye’ye tarihinin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımlarını yaşatan AK Parti’dir. Ekonomide, sağlıkta ülkemizi 23 sene öncesiyle kıyas yapılamayacak seviyeye biz taşıdık.
Muhalefetin içler acısı durumunu görüyorsunuz. Çevre yağması almış başını gidiyor. İzmir’de balıklar nefes alamıyor. İş bilmezlikleri kendi tabanlarının bile sabrını taşıyor. AK Parti milletin umudu olma vasfını güçlendirerek yola devam ediyor. Muhalefetin kendi kendine şişirdiği balon sönmekte, Türk siyasetindeki taşlar yerine oturmaktadır.”
Çıkıp göğüslerini gere gere ‘işte bizim eserimiz’ diye gösterebilecekleri tek bir eserleri yok. Kendi çıkarları dışında hiçbir şey düşünmüyorlar, hiçbir şeyle de ilgilenmiyorlar.”