Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısıda, Millet İttifakı’nı oluşturan ‘6’lı Masa’ partilerinin 3 Mart’ta yaşadığı adaylık krizine ilişkin ilk değerlendirmelerini yaptı. Erdoğan daha önce bu konudaki sorulara “Bizim şimdi dökülen taşları toplamak gibi bir derdimiz yok” diyerek kısa bir yanıt vermişti. Erdoğan ve partisinin sonraki günlerde tavrı da bu konuda sessiz kalarak deprem gündemine odaklanmak olarak özetlenebilirdi.
Nitekim grup konuşmasında Erdoğan uzun uzun depremle ilgili yardım çalışmalarını anlattıktan sonra 6’lı masanın ayın başında atlattığı iç krizi yorumladı. Metni tam yayınlamaya ve okumaya değer çünkü siyaset meraklıları için Erdoğan partisinin konuya nasıl bakacağını derli toplu özetliyor. İşte ilgili bölümün metni:
-Bakalım ilerleyen günlerde daha neler görecek, neler duyacak, ne tür kepazeliklere şahit olacağız. Yazıktır, günahtır, milletimizin geleceğini emanet ettiği siyaset kurumunu bu seviyeye düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Gerçi bunların her işi aynı. Biliyorsunuz bir yıl önce 6 parti bir araya gelip güya seçim ittifakı kurdular. Defalarca toplandılar, konuştular dağıldılar, toplandılar, konuştular dağıldılar. Amaç neydi, seçim ittifakının gereği olarak Cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve milletvekili listelerindeki muhtemel iş birliğinin çerçevesini çizmek. Milletvekili listesi seçim takvimi başlayınca olabilir burada bir sıkıntı yok. Fakat Cumhurbaşkanı adayı dediğiniz kişi yürütmeyi temsil edecek dolayısıyla millete karşı söyleyecek sözü olan kişidir. Soruyorlar kaç yardımcın olacak? Ne diyor, Cumhurbaşkanının bir yardımcısı olabilir, 5 olabilir, 15 olabilir, 500 olabilir, 1,500 olabilir. Ben tabi buradan milletime sesleniyorum. Ben bir tane Başkan Yardımcısı atadığımda ne demişti? Bir Başkan Yardımcısı ile bu ülke nasıl yönetilecek?
-Şimdi geldik bugüne. 1’den 1,500’e kadar Başkan Yardımcısı atanabilirmiş. Tabii böyle olması çok çok önemli. Neden? 6’lı masanın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Bu dağıtımı yapabilmek için de yeteri sayıda Başkan Yardımcısı olması lazım. Bu anlayışla zannediyor ki, benim milletim gafil. Bu asil millet bunları yutmaz, gereğinin cevabını da 14 Mayıs’ta size verir. Olay bu kadar basit. Türkiye gibi içeride ve dışarıda pek çok gündemi olan bir ülkede bu sözün seçim takvimindeki iki aya sığdırılması mümkün değil. 6’lı koalisyon aylar boyunca Cumhurbaşkanı adayını belirleyemeden toplanıp dağılırken hep ne dediler, adayımız hazır ama yıpranmasın diye açıklamıyoruz dediler. Şimdi yardımcıları da yine yıpranmasın diye açıklamıyorlar. Sonuçta artık kaçacak, göçecek, erteleyecek, topu taca atacak yerleri kalmayınca artık bu isimleri de açıklamak için heralde tekrar tekrar bir araya gelecekler.
‘Sonra her nasılsa tekrar oturdu veya oturtuldu’
-Bu toplantılarda öyle bir kavga çıktı ki, demokrasi tarihimizde eşi benzeri yok. Masanın altı üstüne geldi. Birileri önce masadan kalktı, sonra her nasılsa tekrar oturdu veya oturtuldu. Bu kavgada söylenen sözlerin, ortaya atılan ithamların, edilen hakaretlerin, yapılan tehditlerin çetelesini tutanlar heralde epeyce kalın bir dosya sahibi olmuşlardır. Nedeni ve nasılı bizi ilgilendirmeyen bu rezil kavganın ardından CHP’nin iki büyükşehir belediye başkanını da işin içine katarak zar zor adaylarını ilan ettiler. Bu uzun ve meşakatli sürecin sonunda maşallah gerçekten erkenden açıklansa pek bir yıpranacak, pek bir örselenecek, sona saklanması sayesinde tüm bunlardan kurtulacak bir isim çıktı. Kim bu isim? Aylardır Cumhurbaşkanı adayı olduğunu hem kendisi bizzat isar eden hem partisindeki tüm yöneticilerine söyleten, hem medyada yazdıran CHP Genel Başkanı. Sonunda bay bay Kemal birilerini öne sürmek, birilerinin arkasına saklanmak yerine karşımıza çıkacak, bizimle er meydanında yarışacak cesareti gösterdi. İnşallah 14 Mayıs’a kadar 6’lı koalisyonun adayı ile demokratik bir şekilde yarışacak, ondan sonra da inşallah kendisine gereken koltuğu vereceğiz.
-Biliyorsunuz, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili kanunu da çıkardık. Her ne kadar siyaseten emeklilikte bu kanuna gerek yok ise de yine bu durum kendisine örnek ve teşvik olur diye umuyorum. Peki 6’lı koalisyon toplanıp toplanıp dağılır ve sonunda Kılıçdaroğlu’na teslim olurken biz ne yapıyorduk? Milletime sesleniyorum bu dönemi kısaca bir hatırlayalım, onlar ne yaptı biz ne yaptık. Biz eserden esere, hizmetten hizmete, açılıştan açılışa, mücadeleden mücadeleye koşarken onların durumu gördüğünüz gibi. Ülkeye ve millete zerre kadar hizmeti dokunmayanların akılla, mantıkla, izahı olmayan afaki rakamlar ve yalan yanlış bilgilerle depremzede insanlarımızın kafalarını karıştırma gayretlerini üzüntü ile izledik, izliyoruz. Adaylık ve liste kavgasından fırsat bulup, deprem bölgesine turistik gezi mahiyetinde uğramasını da garipsemiyoruz. Kabul edemediğimiz şey, oradaki insanların acılarına yaptığı saygısızlıktır, insanların umutlarını baltalamaya kalkışmasıdır. Hep söylediğim gibi, bizim Cumhurbaşkanı ile Bakanları ile, milletvekilleri ile, hükümet ve Cumhur İttifakı olarak yapacak çok işimiz var.