Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) HDP’nin hazine yardımı hesabına tedbiren bloke konulması yönündeki kararı kaldırmasının ardından bir AYM üyesini telefonla aradığı öne sürüldü. İletişim Başkanlığı ve Anayasa Mahkemesi'nden bu iddiayla ilgili bir yalanlama gelmedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması istenen HDP’nin banka hesapları üzerindeki tedbiri kaldırması sonrası mahkemenin bir üyesini arayıp ona hesap sordu mu, sormadı mı? Türkiye dün gün boyu bu vahim iddiayı konuştu. Haber, dün sabah 05.00’te yayınlandı, bugün sabah saatlerine kadar ne Anayasa Mahkemesi ne de Cumhurbaşkanlığı tarafından haberle ilgili bir açıklama ve yalanlama yapıldı.

Halktv.com.tr’den Seyhan Avşar’ın dün sabah 05.00’te yayına giren haberine göre; Erdoğan, HDP’nin banka hesaplarına mahkeme tarafından daha önce konulan blokaj kararının 9 Martta yine Anayasa Mahkemesi tarafından 7’ye karşı 8 oyla kaldırılması üzerine mahkemenin kararını değiştiren bir üyesini aradı ve “Size çok güveniyordum. Hesaplardaki blokenin kaldırılması yönünde nasıl oy kullanırsınız?” diye sordu.

Habere göre Erdoğan tarafından aranan AYM üyesi görüşmeyi anlatırken, “Kendisine sadece verdiğim kararı hukuki yönüyle değerlendirdim. Hiçbir yasal düzenleme bulunmuyor tedbire ilişkin. Ne Anayasa’da ne de yasada. Kendisine bunu söyledim. Bunun dışında konuşma özel yani netice itibari ile” dedi.

“Cumhurbaşkanı bu kararın hukuki olmadığı yönünde konuştu” diyen AYM üyesi, “Bizim verdiğimiz tedbirin kaldırılması yönündeki kararda biz hukuka bağlıyız. Peki o zaman diyeceksiniz niye daha önce tedbir verdiniz, sonra neden fikir değiştirdiniz? İlk tedbirde Yargıtay Başsavcılığı o kadar ciddi iddialarla geldi ki bize, tabii o iddialar karşısında tedbir vermemek gibi bir alternatifimiz yoktu. Yine de vermeyen arkadaşların argümanları güçlüydü. Ama benim açımdan Hazine yardımının doğrudan terör örgütüne aktarıldığına dair bir iddia karşısında şahsen tedbirden başka bir yol bulamadım. Fakat sonra gelen belgelerde gördük ki 2017-2018 ve daha sonraki yıllarda olmak üzere terör örgütüne fiili bir aktarım söz konusu değil. Firmalara ödemeler, şunlar bunlar var. Doğrudan terör örgütüne para aktarıldığı yönünde bende bir kanaat oluşmadığı için fikrimi değiştirdim” diye konuştu.

AYM üyesi özetle şunları söyledi:

“Anayasa ya da yasa koyucu herhangi bir siyasi partiye dava açıldığında ya da bu dava için nihai bir karar verilene kadar hazine yardımı yapılmamasına yönelik tedbir konulması yönünde hüküm koyabilirdi. Buna yönelik bir yasal düzenleme yapmıyorlar, sonra siyasi handikaplarını dile getiriyorlar.”

Numan Kurtulmuş’tan muhalefete: HDP ‘Size oy vermiyorum’ dese, feriştahınız gelse Erdoğan’ı yenemez

Tedbir de 7’ye 8 oyla konmuştu

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde açılan davada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın istemi üzerine, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına 5 Ocak’ta tebdiren bloke konulmasına karar verilmişti. Bu karar 7’ye karşı 8 oyla, yani kıl payıyla alınmıştı.

Partinin bu kararın kaldırılması talebi, AYM Genel Kurulu tarafından 9 Martta ele alınmış ve partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına tedbiren bloke konulması kararı kaldırılmıştı. Bu karar 7’ye karşı 8 üyenin oy çokluğuyla alınmıştı. Yani daha önce tedbir yönünde oy kullanan üyelerden biri bu sefer tedbirin kaldırılması yönünde oyunu değiştirmişti.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonla aradığı öne sürülen üye o kişi. Bu vahim iddia dün gün boyu siyaset ve hukuk kulislerinin en çok konuşulan meselesiydi ama iddiayla ilgili olarak ne Anayasa Mahkemesi ne de Cumhurbaşkanlığı herhangi bir açıklama yaptı, haber yalanlanmadı.

İzzet Özgenç: Skandal

Ceza hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç, Erdoğan’ın, HDP’nin hazine yardımı hesabına tedbiren bloke konulması yönündeki kararı kaldırmasının ardından bazı AYM üyelerinin Cumhurbaşkanı tarafından telefonla aradığı iddiasını ‘skandal’ olarak yorumladı.

Erdoğan’ın bir dönem hukuk danışmanlığını da yapan Özgenç, konuyla ilgili paylaşımında, “Anayasa Mahkemesi üyelerinden birine izafe edilen, Cumhurbaşkanı tarafından telefonla arandığı ve verdikleri bir kararla ilgili olarak eleştirildiği yönündeki açıklamalar, şayet doğruysa, bir skandaldır. Bu üyenin yargının bağımsızlığı uğruna görevinden hemen istifa etmesi gerekir” dedi.