Türkiye, Kayseri’de başlayan ve başka şehirlere de yansıyan Suriyeli göçmenlere yönelik saldırıları ve Suriye’de de Türk bayrağına yönelik saldırıları konuşurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün yapılan kabine toplantısının ana gündemi de buydu.
Kabine toplantısının ardından bu konuyla ilgili olarak konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kayseri’deki olaylar için “Irkçı vandallığa ve provokasyonlara boyun eğmediğimizi altını çizerek söylemek istiyorum. Bayrağımıza uzanan mülevves elleri kırmasını bildiğimiz gibi ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz. Kimse kendini polisin, hakimin devletin yerine koyamaz” dedi.
Erdoğan şunları söyledi:
”Komşumuz Suriye’de 13 yıldan fazla sürede devam eden 1 milyon insanın hayatına mal olan itilafa siyasi çözüm bulmak için çok uğraştık. Farklı kanallarla daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmeye çalıştık. Sahada bazı konularda müspet neticeler de aldık. Sulh ve sükunete hizmet edecek ilave adımların atılması mümkündür. Kimsenin toprağı ve egemenliğinde gözümüz yoktur. Suriye’nin milli birliğinin korunması Türkiye’nin de önceliğidir. PKK’ya kurdurulmak istenen terör devletine en ağır darbeyi sınır ötesi harekatlarla Türkiye indirmiştir. Biz demokratik, müreffeh ve güçlü Suriye görmek istiyoruz. Suriye’nin evlerini terk etmek zorunda kalmış milyonlar için güvenli bir hale gelmesini herkesten çok biz arzu ediyoruz. Biz ayrılıkları derinleştirme yerine, ortak paydayı büyütmenin derdindeyiz. İç siyaset gibi dış politikada da sıkılı yumrukların açılmasında büyük fayda olduğuna inanıyoruz. Bunun için kiminle görüşülmesi gerekiyorsa geçmişte olduğu gibi görüşmekten imtina etmeyiz. Elbette Türkiye’nin menfaatlerini referans alacağız ama bu süreçte bize sığınan, bizimle ortak hareket eden hiç kimsenin mağdur olmasına da izin vermeyeceğiz. Türkiye dostlarını yarı yolda bırakan bir devlet değildir, olmayacaktır.
‘Ne biz ne Suriyeli kardeşlerimiz bu sinsi tuzağa düşeceğiz’
Sollingen’de evlatlarını ırkçı teröre şehit vermiş bir millet olarak bize yakışmayan, inancımız, kültürümüz, medeniyet değerlerimizle asla bağdaşmayan sahnelerin yaşanmasına göz yummayız. Kamu düzeni kırmızı çizgimizdir. Bu hassas çizginin yok sayılmasına, çiğnenmesine eyvallah demeyeceğiz. Geçmişte etki ajanları ve provokatörler eliyle ülkemize hangi bedellerin ödetildiğini gayet net hatırlıyoruz. Kayseri’de iğrenç ve rezil bir taciz vakası üzerinden aynı kaos planı tezgahlandı. İkinci perde ise Suriye’nin kuzeyinde sergilendi. Ne biz ne milletimiz ne de Suriyeli kardeşlerimiz bu sinsi tuzağa düşmeyeceğiz. Irkçı vandallığa ve provokasyonlara boyun eğmediğimizi altını çizerek söylemek istiyorum. Bayrağımıza uzanan mülevves elleri kırmasını bildiğimiz gibi ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz. Kimse kendini polisin, hakimin devletin yerine koyamaz. Kayseri’deki olaylar sonrasında ortalığı yakıp yıkan, polisimize saldıran 474 provokatör gözaltına alındı. Dün Suriye Milli Ordusu güçleri ve güvenlik kuvvetlerimiz kışkırtmalara gerekli müdahalelerde bulundu. Suriye Geçici Hükümeti şanlı bayrağımıza yönelik saldırıları lanetlediğini ifade etmiştir. İstihbarat birimlerimiz sınırın öte tarafındaki ortaklarıyla çok titiz bir çalışma yürütmektedir. Hangi kirli ellerin bu işlerin arkasında olduğunu mutlaka ortaya çıkaracağız. Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyeti teröristan kurma hayallerinin önündeki bariyerdir. Silahlarının namlusu ülkemize çevrili eli kanlı caniler orada var oldukça ülke ve milletimizin güvenliğini sağlamaya devam edeceğiz. Bölücü terör tehdidi ortadan kalktıkça elbette üzerimize düşeni yaparız.
‘Suriye’de huzur ortamı yükseldikçe geri dönüşler de artacak’
Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Kimsenin egemenliğinde gözümüz yok. Biz yalnızca bölücü niyetlere karşı vatanımızı koruyoruz ve koruyacağız. Türkiye Gazze krizindeki başarılı imtihanı Suriye meselesinde de vermiştir. En zor günlerinde Suriyeli muhacirlere ensar olmanın gururunu iftiharla taşıyacağız. 13 yıldır ülkemizin şefkat şemsiyesi altında olan mazlumları sıkıntıya sokacak hiçbir eyleme girişmeyiz. Suriyeli kardeşlerimizin, güvenli ve onurlu dönüşlerini hep teşvik ettik. 670 bin kişi geri döndü. Katar’ın da desteği ile hayata geçirdiğimiz konut projeleri tamamlanınca bu sayı inşallah 1 milyon olacak. Arzu eden herkesin gönüllü, huzurlu vatanlarına dönüşünü tesis edebilirsek ne mutlu bize. Akıllı, insani bir çerçevede geri dönüşü bir çerçeveye kavuşturacağız.
Erken seçime kapıyı kapattı
Erdoğan konuşmasında erken seçime de kapıyı kapattı: ”14-28 Mayıs’ta yasama ve yürütmede son sözünü söyleyen milletimiz 31 Mart’ta da yerel yönetimlerde kimleri başında görmek istediğini göstermiştir. Seçimler elbette demokrasinin bayramı, şölen günüdür. Tarihimizde sandıkta tezahür eden iradeyi yok sayanların olduğu da ülkemizin bir gerçeğidir. Kimi zaman sandığın itibarına gölge düşürerek yaptılar, kimi zaman seçmene hürmetsizlik ederek yaptılar. Son dönemde bu kibirli tavrın, seçmen iradesinin yok sayma aymazlığının yeniden nüksettiğini görmekteyiz. Erken seçim tartışmalarına bu zaviyeden bakılması gerektiği kanaatindeyiz. Bu tartışmalar muhalefet cephesindeki iç savaşın dışa yansımasından ibarettir. Cumhurbaşkanlığı sisteminde erken seçim yoktur. Bunun yerinde Cumhurbaşkanı ve Meclis’in seçimlerin yenilenmesi kararı alınması vardır. Hiçbir temeli olmayan bu tarz sahte gündemlerle muhalefet, kendi içindeki bilek güreşini perdelemeye çalışmaktadır. Her biri altın değerinde olan 4 yıllık süreyi en verimli şekilde kullanmaya bakıyoruz. Türkiye son bir yılını seçim gündemiyle geçirmişken bölgemizde her gün yeni bir kriz, çatışma patlak verirken, dünya belirsiz girdabında sürüklenirken, ülkemizin ve milletimizin çözülmesi gereken meselesi varken, sırf eski ve yeni takım arkadaşlarına çalım atmak için bu tür şartlara meyledilmesini doğru bulmuyoruz. Önümüzde parlamentoda ve Cumhurbaşkanlığı’nda dört yıllık, yerel yönetimlerde de beş yıllık seçimsiz bir dönem vardır. İş dünyasından siyasetçisine, esnafından memuruna, ev hanımından öğrencisine kadar herkes planını programını buna göre yapmalıdır. Fuzuli gündemlerin peşine takılmadan milletin emanetini vermeye gayret edeceğiz.”