Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay’la ilgili verdiği hak ihlali kararı sonrası Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM kararına uymak yerine AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla başlayan yargı krizinde sular durulmadı. Erdoğan’ın çözüm için yeni anayasa yapmayı önermesinin ardından, öneriyi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da tekrarladı.
Yargıtay Başkanlığı da konuyla ilgili açıklama yapmış, “Yüksek Mahkemenin bireysel başvuru incelemelerinde zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ve Danıştay uzman dairelerince geliştirilen yerleşik içtihatları ters yüz edecek, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisinin tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır” diyerek Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararına sahip çıkmıştı.
Bakan da yeni Anayasayı işaret etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni Anayasa çağrısı yapmasının ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da konuştu. Antalya’da Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi’nde düzenlenen Yargı Teşkilatı Toplantısı’nda konuşan Yılmaz Tunç sorunun çözümü için Erdoğan gibi yeni anayasa önerisinde bulundu.
Yılmaz Tunç “Bugün ortaya çıkan sorunu hukuk içinde çözmek mümkün. Yasama organı TBMM bunun için var. İki yüksek mahkemenin farklı kararları üzerinden sokak çağrısı yapmak, milletin iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanı’na yönelik ithamda bulunmak, anayasal düzeni ortadan kaldırma iftirasını atmak, son derece çirkin bir davranıştır ve sorumsuzca bir harekettir. Anayasa’nın birbiriyle çelişen birçok maddesi var. Farklı yorumlanarak kanun koyucunun iradesi dışında uygulanan ya da uygulanmayan maddeleri var. Anayasa’nın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar. Böyle bir madde varken 154. maddeye de baktığımızda adliye mahkemelerinde verilen kararların son inceleme merciinin Yargıtay olduğu belirtiliyor. Yüksek mahkemeler arasında astlık-üstlük ilişkisi olmadığını hepimiz biliyoruz. Yargıtay’ın temyiz mahkemesi olarak yıllarca oluşturduğu bir içtihat var. İçtihadı birleştirme kararları var. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla kesin hükmü ortadan kaldırabileceğini savunurken, Yargıtay ‘Anayasa’nın 148. maddesine göre bireysel başvuruda kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz’ diyor. Anayasa Mahkemesi milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen Anayasa’nın 83. maddesinin 14. maddeye atıf yaptığı durumların belirli olmadığını savunurken Yargıtay devletin güvenliğine ilişkin suçların Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nda ayrıca düzenlendiğini, belirlilik ilkesine aykırılığın olmadığını ve bu maddelerin yıllarca böyle uygulandığını savunuyor. Bazı bireysel başvuru kararlarında Yargıtay’ın yıllarca oturmuş içtihatlarına aykırılık teşkil ettiği ve ülkede içtihat birliğinin bozulmasına yol açtığını da görmek mümkün. Hepimiz buna şahit oluyoruz” dedi.
Çiçek’ten temkinli açıklama
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu kararı eleştiren eski AK Partili yöneticilere yönelik “Partimden bazı arkadaşlar da Yargıtay’ı yerip Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyor” uyarısından sonra AK Parti kanadından da temkinli açıklamalar gelmeye başladı. Bunlardan biri de TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek oldu. Hürriyet’ten Sedat Ergin’e konuşan Cemil Çiçek “Her zaman makul bir yol bulunur; toplum da rahatlar, tansiyon da belli ölçülerde yumuşamış olur. Yeter ki tecrübe önemsensin. Hukuk her şeye çare bulur. Ancak önce tansiyonun normale avdet etmesi lazım. Üstün olan hukuktur. Yargıda hiçbir kurum diğerinden üstün değildir, üstün olan hukuk ve adalettir. Bu manada illa bir üstünlük aranacaksa o da TBMM’dir, çünkü devleti kuran TBMM’dir” diye konuştu.