HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu'nun anayasanın dördüncü maddesini reddetmesi siyasette tansiyonu yükseltti. AK Parti 'değiştirilemez' dedi, MHP hem HÜDA PAR'a hem CHP'ye yüklendi, İYİ Parti sert çıktı, CHP kanadından yeni bir iddia geldi.

Seçim döneminden bu yana anayasa tartışmaları gündemde. İktidar tarafı mevcut anayasanın 12 Eylül ürünü olduğunu belirtiyor ve yeni anayasa için de çalışmalar yapıyor. Muhalefet de daha demokratik bir anayasadan yana ama önce AYM kararlarının uygulanmasını istiyor. Ancak bu şekilde iktidara güvenebileceklerini vurguluyor.

Bu tartışmalar sürerken Meclis’e AK Parti listelerinden dört vekil gönderen HÜDA PAR’ın çıkışı siyaset arenasını sertleştirdi. Çünkü onlar anayasanın dördüncü maddesinin değişmesini istiyor. Anayasanın dördüncü maddesi ilk üç maddenin değiştirilemeyeceğine ve bunun teklif dahi edilemeyeceğine hükmediyor. Peki ilk üç madde ne?

Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.

HÜDA PAR’ın lideri Zekeriya Yapıcıoğlu 12 Eylül’de şöyle dedi:

“Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim, buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. Biz, anayasanın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz. Kameraya bakarak söyleyeyim bir daha. Anayasa’nın 4. maddesi olmasın diyoruz. Anayasa’da değiştirilemez maddeler olması demek değiştirilemez dediğiniz maddelerin hepsini değiştirelim anlamında değildir. Anayasa’nın 4. maddesine karşıyız. Tamam mı anladınız mı? 4. madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. Diğer maddeleri oturalım beraber yazalım. İlk dört madde değil, 4. madde.”

Yapıcıoğlu bu sözleriyle görüşlerinde ısrarlı olduklarını bir kez daha dile getirince CHP’den beklendiği gibi sert bir çıkış geldi. CHP lideri Özgür Özel Balıkesir’de halka hitap ederken Yapıcıoğlu’nun aslında seçim döneminde de aynı görüşte olduğunu ama iktidarın o dönem HÜDA PAR’ı durdurduğunu söyledi. Özel’in aslında hedef aldığı parti MHP oldu. HÜDA PAR’ın zaten ‘ne olduklarını bildiklerini’ ancak MHP’nin ideolojisinin milliyetçilik olması dolayısıyla partinin lideri Devlet Bahçeli’ye sorular yöneltti:

“Mikroba ‘sen niye hastalık yapıyorsun’ diye hesap soramazsın. Mikrop mikroptur. Ama milliyetçi muhafazakarım diyenler… Bahçeli’ye soruyorum; sen bu HÜDA PAR’a ne diyorsun? Kimler kimlerle beraber?”

Bu tartışmalar Özel’in yanıtıyla da kalmadı. Hem MHP hem AK Parti hem de HÜDA PAR atağa geçti ve CHP ile İYİ Parti’den peş peşe yanıtlar geldi. Önce AK Parti’den başlayalım. AK Parti siyaset arenasının böyle hassas bir konu üzerinden gerilmesi dolayısıyla jet hızıyla açıklama yaptı. Açıklamayı yapan partinin üst düzey isimlerinden AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ti. Çelik partisinin MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada “İlk dört madde ile bir tartışmamız yoktur. Daha önce de soruldu, sivil bir anayasa istiyoruz, darbe anayasasından kurtulmak ve milli iradeyi teşkil eden anayasa istiyoruz ama ilk dört madde ile ilgili tartışma söz konusu değildir” dedi. Özetle Çelik ilk dört maddenin tartışma konusu dahi olamayacağını söyledi.

MHP ise HÜDA PAR’ın açıklamasına tepkiliydi ama eleştiri oklarını CHP’ye yöneltti. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir kısaca anayasanın darbe döneminde kaldığını ve değişmesi gerektiğini söyledi. Ancak ilk dört maddenin tartışılmasının boş olduğunu da belirtti. MHP’nin tavrının bu konuda net olduğunu ifade eden Özdemir “Buna rağmen, anayasal düzeni bozmak üzere darbe girişiminde bulunan FETÖ ile kol kola giren, Türkiye’yi parçalamak maksadıyla etnik temelli bölücü faaliyet yürüten terör örgütü ve siyasi uzantıları ile ortaklık ve pazarlık masaları kuran, hatta bizzat PKK’ya müzahir bir televizyon kanalında anayasanın ilk dört maddesini değiştirecekleri iddiasında bulunan CHP ile yandaşı konumunda olan ilkesiz ve tutarsız sol basının konuyla ilgili MHP’yi tartışmaya açma çabası trajikomiktir” dedi.

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu’nun görüşü de Özel’den farklı değildi. Anayasanın ilk dört maddesinin hedef alındığını belirten Dervişoğlu’nun tepkisi de HÜDA PAR’dan ziyade AK Parti ve MHP’ye oldu. Çünkü Dervişoğlu seçim döneminde ‘kazanmak’ uğruna HÜDA PAR’a verilen tavizlerin sonucunun gelinen nokta olduğunu savundu:

“Aziz Milletim; Cumhuriyet’le, Türk’le, Türklükle ve Atatürk’le sorunlu terör sevici zihniyet, şimdi de Anayasamızın ilk dört maddesini hedef aldı. İktidarda kalmak uğruna her türlü tavizi verirseniz olacağı budur. Malazgirt’te adamın elini kaldırırsanız o da gelir Ankara’da parmağını gözünüze sokar işte! Milletimizi ahmaklık ile itham etme konusuna gelince asıl ahmaklık; beni, İYİ Parti’yi ve büyük Türk milletini hesaba katmamaktır. ‘Anayasa değişikliği’ diye fısıldayıp ‘yeni Anayasa’ diye yükselen, taşeronları eliyle de milletin tepki ve sabır sınırlarını ölçen kendini bilmezleri bu vesileyle ikaz ediyorum. İhtiyaç duyduğumuz yeni bir anayasa değil, yeni bir iktidardır. Ve o iktidarın parolası; tek millet değil Türk milleti, tek devlet değil Türk devleti, tek vatan değil Türk vatanı ve tek bayrak değil Türk bayrağı olacaktır. Ne mutlu Türk’üm diyene!”

Yapıcıoğlu cevap vermek için 74 yıl geriye gitti

Peki HÜDA PAR ne diyor? HÜDA PAR görüşünde ısrarcı ve CHP’yi suçluyor. Öyle ki konuyu 1950 yılına vardırıyor, ama nasıl?

Türkiye 1950 yılında çok partili sisteme geçişin sonucu olarak Demokrat Parti (DP) yönetimine geçti. Ancak bu seçim süreci Türkiye’nin ilk kez tanık olduğu bir atmosferdi. Parti liderleri il il gezip seçim propagandası yapıyor, seçim beyannamesi hazırlıyordu. Dönemin CHP lideri İsmet İnönü seçim gezisi kapsamında gittiği Kırklareli’de 25 Mart 1950’de CHP’nin ‘altı oku’ yani Atatürk İlkeleri’ni Anayasan çıkaracağını bildirdi. Bu
altı ilke artık yalnızca CHP’nin programının parçası olarak kalacaktı. Nitekim seçim 27 Nisan 1950’de yani genel seçimlerden bir ay önce CHP’nin seçim beyannamesinde de İnönü’nün açıklamaları doğrultusunda  altı okun ülkenin gelişmesi için gerekli görülmekle birlikte bunların anayasada yer bulması “tek parti hayatı devrinin icabı” diye nitelendirildi.

Şimdi Yapıcıoğlu bizi 74 yıl öncesine götürdü ve Özel’e buradan yüklendi ve “Özgür Efendi! Sana bir soru soracağım” diyerek yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Zorlanırsan kopya çekmek serbest. Ama çevrendeki beceriksizlere sorarsan sana yanlış yaptırabilirler. Soru şu:

‘Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik umdeleri CHP’nin ana prensipleridir… Tek parti döneminin icabı sayılarak Anayasaya sokulmuş olan bu 6 umdeyi Anayasadan çıkaracağız’ cümleleri hangi partinin seçim beyannamesinde yer almıştır. Sınav süresi, sorunun zorluğu ile mütenasip olarak 72 saattir.”

Yapıcıoğlu’nun bu sözlerine Özel’den henüz bir yanıt gelmedi ama CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen ortaya bir iddia attı. Gökçen Cumhurbaşkanlığı tarafından 12 Eylül 2023 tarihinde Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen ‘1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumunu hatırlattı ve o sempozyumda anayasanın ilk üç maddesini değiştirmenin tartışıldığını öne sürdü.

Gökçe Gökçen’in açıklaması şöyle:

“Anayasaya uymayanlarla yeni anayasa yapılmaz. Anayasa Mahkemesi kararlarını çöpe atanlarla, bir kişinin siyasi kariyerine bir hukuk mühendisliğiyle yeni bir yol açma hayali kuranlarla anayasa değişikliği tartışılmaz. Cumhuriyeti yalnızca bir seçimin varlığıyla sınırlıymış gibi görenler, Cumhuriyet değerlerini hedef alanlar, Mustafa Kemal Atatürk ismini duymaktan bile rahatsız olanlar bir ajandayı takip ediyorlar. Bir kirli ittifak, sadece anayasal prensipleri hedef almıyor, toplumu bir arada tutan her unsuru dinamitliyor. Bu kirli ittifak, anayasada hak ve özgürlükleri daraltmayı, yargı denetimini daha da etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor. Bu kirli ittifak kendi iktidar alanını genişleteceği, halkın özgürlük alanını daraltacağı bir projeye çalışıyor. İki uç tarafmış gibi görünenleri bir anda kol kola getiren bu düzende, ilk üç maddenin hedef alınması tesadüf değil. Olayı sanki basit bir farklı fikirmiş gibi yansıtanlar, şu soruya cevap vermelidir; 12 Eylül 2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı sempozyumunda anayasanın ilk üç maddesini değiştirmeyi tartıştınız mı, tartışmadınız mı?”

Özel anayasanın 4’üncü maddesine karşı çıkan HÜDA PAR’ı Bahçeli’ye sordu