İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu 1999 yılından bu yana İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı çağrı nedeniyle tepki gösterdiği ve 17 sene önce yaşananları ima ederek urgan gönderdiği MHP lideri Devlet Bahçeli’yle selamlaştı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle olsa da üzerinden bir hafta geçmeden yaşanan bu gelişme siyaset sahnesinin çok konuşulanları arasına girdi.
Devam etmeden önce 2007’de ne olduğunu kısaca hatırlatalım.
O dönem AK Parti’yle MHP arasındaki en önemli polemik konusu, Öcalan’ın yakalandıktan sonra idam edilmemiş olmasıydı. Bu tarihlerde başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan MHP’ye “Şimdi el altından terörist başı hakkında idam kararı varmış da biz idam etmemişiz gibi takdim ediyorlar. Bölücü başını kendilerine teslim ettiklerinde İmralı’da odasını hazırladılar” gibi sözlerle yükleniyordu.
Bahçeli’yse bu sözlere miting meydanında “O dönem 129 milletvekili olan MHP’yi ‘Neden asmadın?’ diye suçluyorsun. Tek başına iktidar olan sensin. Neden asmadın? Oğluna gemi alacak kadar paran var da onu asacak kadar ip mi alamıyorsun?” diye yanıt vermiş, sonra da “Al da as” diyerek korumasından aldığı urganı (idam ipini) kalabalığın üzerine fırlatmıştı.
Sonraları bunun planlı bir hareket olmadığı ortaya çıktı. Urganı almaya yolda karar vermiş, özel kalemi ve koruması dışında kimseye de söylememişti.
Dervişoğlu bu sırada kökten yetiştiği MHP’de siyaset yapıyordu.
“Anıtkabir’de protokol gereği yan yana yürüyorduk Devlet Bey ile. Üzerimde hakkı olan bir insanla elbette saygılı bir şekilde el sıkışırım. Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak. Kimlere el uzattıkları noktasında sorun görüyorum” diyerek duruma açıklık getiren Dervişoğlu Habertürk yazarı Nagehan Alçı’ya Bahçeli’nin Öcalan’ın Meclis’e getirilerek terör örgütünün lağvedildiğini açıklaması, buna karşılık umut hakkından faydalanması teklifini bir kez daha eleştirdi:
“Sorunun çözümü için anahtarı 50 bin kişinin katilinin eline veremezsiniz. Kaldı ki bu daha önce denendi. Mektupları bile okundu. Muvaffak olundu mu? Hayır! Bir kere zamanlama yanlış. Bakın bu mesele Türkiye’nin kanayan bir yarası. Bunu çözmemiz lazım. Ama meseleye toptancı bir tarih şuuru ile yaklaşarak çözmeliyiz.
Masum Kürtlerin istekleri ile bölücülerin kesiştiği noktaları bulabilirsiniz. Ben sert milliyetçi reflekslere konuşmuyorum. Bu konu böyle gündeme getirilmez. Buradan yeni tartışmalar çıkacak, ikinci cumhuriyet başlıkları gündeme gelecek, eskiden söylenen sözler çıkarılacak… Türkiye şu anda bu gerilimi kaldıramaz.”
Dervişoğlu CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “El yükseltiyorum. Kürtlere devlet vadediyorum” çıkışının da yanlış olduğunu savundu:
“Çok yanlıştı. Sorumlu siyaset böyle yapılamaz.”