DEM Parti’nin 6-7 Aralık tarihlerinde İstanbul’da Cem Karaca Salonu’nda yapılacağını duyurduğu etkinlik bugün sabah saatlerinde başladı.
“Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” adıyla gerçekleştirilen konferansa, Bask, Güney Afrika, Sinn Fein, Birleşik Krallık, Kazakistan ve Belçika’dan birçok isim katıldı.
SDG Dış İlişkiler Eşbaşkanı İlham Ahmed İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na çevrimiçi katıldı.
İlham Ahmed DEM Parti’nin İstanbul’da düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na çevrimiçi katıldı, “Abdullah Öcalan sayesinde bu görüşmeler” başladı diyen Amed “Suriye’deki barış, Türkiye’yi de etkiliyor” ifadelerini kullandı. Diyalog çağrısında bulunan Ahmed “Türkiye ile görüşmek ve bu süreci yürütmek istiyoruz” dedi.
İlke TV’nin aktardığına göre Ahmed konuşmasında şunları söyledi:
“Abdullah Öcalan sayesinde görüşmeler başladı. Bu yüzden sayın Öcalan’a çok teşekkür ederim. Devlet tarafından bu süreç başlatıldı. Diyaloğu daha iyi yürütebiliriz. Ancak hala bazı engeller var. Biz bu engellerin kalkması için elimizden geleni yapıyoruz. ile görüşmek ve bu süreci yürütmek istiyoruz.”
“Baas rejimi döneminde bizim haklarımız yoktu. Ancak yeni Suriye’de hakların olmasını istiyoruz. Bu imkan var. Bu yüzden diyaloğa ihtiyacımız var”
“Bölgede yaşayan herkes ile Kuzey Doğu Suriye’yi inşa etmek için bir sözleşme imzaladık. Bu yüzden kadın erkek arasında bir eşitlik sağlandı. Suriye’nin diğer böglerinde katliamlar olurken, bizim bölgemizde inşaa etme süreci vardı. Bu sistem sayesinde oldu. Hem kendimizi koruyabildik hem de iç barışımızı sağladık.
Eğer bugün Rojava’da bir yıkım yoksa, bu yönetimin başarısıdır. Suriye’deki barış Türkiye’yi de etkiliyor. Bugün yürüyen sürece çok kıymet veriyoruz. Bu adımla birlikte Suriye üzerindeki etkisini hemen hissettik, çünkü savaş bitti. Aramızdaki sınırların da açılmasını istiyoruz. Bu nedenle sürece olumlu yaklaşıyoruz. Demokrasi amacına ulaşmalı.
Kürt anneleri, Türk anneleri ağladı. Artık bunların olmaması gerekiyor. Türk hükümeti bunu yapabilir. Karar onların elinde. Bunları neden söylüyorum, çünkü Suriye üzerinde etkileri var. Eğer Abdullah Öcalan tecrit altında olmazsa, dışarda olsa süreci daha iyi yürütür ve etkisi daha kuvvetli olur.”
Öcalan: Ortadoğu’da müzakereyle başarılacak çok şey var
PKK lideri Abdullah Öcalan da İstanbul’daki DEM Parti konferansına mesaj yolladı. Mesajında “Ortadoğu gibi karmaşık etnisiteler, dinler, mezhepler bölgesinde diyalog ve demokratik müzakereyle başarılacak çok şey vardır” dedi.
İmralı Cezaevi’nden 25 Temmuz’da tahliye edilen Veysi Aktaş’ın okuduğu mesajda Öcalan, ‘PKK’nın misyonunu tamamladığını’ belirterek “Artık demokratik cumhuriyetin ve demokratik toplumun yeniden inşa edileceği bir döneme girdik” dedi.
Aktaş’ın aktardığına göre Öcalan’ın mesajı özetle şöyle:
‘Devletle ilişkimi bir demokratikleşme ilişkisi olarak tanımlıyorum’
“Devletle ilişkimi bir demokratikleşme ilişkisi olarak tanımlıyorum. Demokratik cumhuriyet anlayışı, devletin toplum üstünde tanrısal bir güç değil; toplumla yaptığı demokratik sözleşme çerçevesinde işleyen bir yapı olmasını gerektirir.
Demokratik siyaset stratejisiyle devlette değişim ve dönüşümü yaratmak, toplumu demokratik temelde yeniden inşa etmek mümkündür.
Bu stratejinin hukukla temellendirilmesi ise barışın kalıcı temelini oluşturacaktır. Hukuk, devlet ile toplum arasındaki demokratik ilişkinin güvencesi ve dengeleyici mekanizması olarak şiddeti engelleyen bir çözüm aracıdır.
Aynı zamanda demokratik cumhuriyetin kuruluşunu, meşruiyetini ve toplumsal düzenin yeniden inşasını kurumsallaştıran bir rol üstlenecektir.
‘Demokratik entegrasyon ve hukuk’
Bunun içinde temel mücadele stratejisi olarak ortaya koyduğum argümanlardan biri de demokratik entegrasyon ve bunun hukuk kavramı oldu.
Hukukun bireysel ve evrensel normlarla, kolektif haklarla yeniden toplum lehine yapılandırıldığı demokratik entegrasyon hukuku da üç temel ilkeye dayanmalıdır: Özgür yurttaş yasası, barış ve demokratik toplum yasası, özgürlük yasaları.
Demokratik entegrasyon hukuku hem devleti norm devletine dönüştürecek hem de toplumun kazandığı varlığı kurumsal inşaya kavuşturup özgürlüğünü başarması anlamına da gelecektir.
‘Diyalog ve demokratik müzakere ile başarılacak çok şey var’
Başlattığım ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ süreci bir diyalog sürecidir. Ortadoğu gibi karmaşık etnisiteler, dinler, mezhepler bölgesinde diyalog ve demokratik müzakere ile başarılacak çok şey vardır.”
İlham Ahmed’in İstanbul’da yapılacak konferansa katılımı tartışma konusu olmuş, 4 Aralık günü açıklamalarda bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, İlham Ahmed ve Mazlum Abdi’nin konferansa katılımı ile ilgili şunları söylemişti:
“Uluslararası pek çok konuğun davetli olduğu bir konferans olacak bu. Bu, İlham Ahmed üzerinden tartışmaya açıldı. Gelecek mi gelmeyeck mi diye. Bu henüz netleşmedi. Ancak bizim DEM Parti olarak talebimiz İlham Ahmed’in bu konferansa katılması elbette. Sayın Ahmed tıpkı Duhok’ta bir konferansa katılabildiği gibi İstanbul’da da bir konferansa katılabilmeli. Biz hukuki enfel var denerek ifade edilen durumu bir siyasi neden olduğunu gayet iyi biliyoruz. Yalnızca Sayın Ahmed’in değil, Sayın Mazlum Abdi’nin de gelmesi gerekir. Bugün en kalıcı en sahici yol diyalog. Temas kurmak, sorunlarımızı konuşarak çözmek. Beklentimiz, bu konuda engel olarak tarif edilenlerin aşılabilmesi. Bunların engel teşkil etmemesi. Dostluk ve yeniden konuşabilmek için hatta, temas için Sayın İlham Ahmed’i bu konferanta görebilmek.”
DEM Parti’nin çağrısına AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten yanıt gelmişti. Çelik şöyle konuşmuştu:
“Yani söylediğim gibi bu mesele, buradaki terör faaliyetinden vazgeçilmesi çerçevesinde ele alınacak işler bunlar. Vazgeçsinler, buyursun gelsinler. Bahsettiğiniz kişi, silah bırakmamaktan bahseden; silah bırakmamanın niçin gerektiğini ‘silah bırakamayız, çünkü uluslararası mükellefiyetlerimiz var’ çerçevesinde izah eden birisi. Kullandığı unvan da Suriye’nin toprak bütünlüğüne aykırı bir yaklaşımı ifade ediyor.”
