İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim sonrası değişim tartışması başlattığı Cumhuriyet Halk Partisi’nde liderliğe mi soyunacak, yoksa yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için adaylığını mı koyacak?
CHP çevreleri 28 Mayıs akşamı kaybedilen seçimden beri bunu konuşuyor. Bu süreç içinde İmamoğlu, CHP’deki değişim tartışmasına katkı vereceği inancıyla bir web sitesi açıp vatandaştan görüş de topladı. Kendi iddiasına göre 100 bin kişi bu siteye görüşünü yazdı.
Bu arada CHP’deki kongre süreci de ilerliyor. İstanbul’da bazı ilçe kongreleri yapıldı bile ve Kemal Kılıçdaroğlu taraftarları pek çok ilçede kazandı. Parti kurultayının ise ekim ayında yapılması bekleniyor.
CHP içindeki bu çalkantılar içinde Ekrem İmamoğlu dün bir basın toplantısı düzenleyerek kendi ‘yol haritası’nı açıkladı. ‘Açıkladı’ kelimesi biraz lafın gelişi, çünkü Ekrem İmamoğlu’nun tam olarak ne dediği ve nereye aday olduğu çok da net biçimde anlaşılamadı. Toplantı sonrası yaygın görüş, İmamoğlu’nun Genel Başkan adaylığından vaz geçtiği, Mart 2024’teki seçimler için İstanbul’da aday olduğu şeklindeydi.
İmamoğlu’nun sözlerinden bir bölümü olduğu gibi aktaralım, bakalım siz ne anlayacaksınız:
-14 Mayıs seçimlerinin üzerinden 3 ay geçti ama milletimiz ekonomik krizden en derinden hissetti ve kriz derinleşmeye devam ediyor. Fatura yine vatandaşa çıktı. Bu gidişle 3 haneli enflasyon yaşanacak endişesi hepimizi kaplamış durumda. İnsanlarımızın mutfağının zaten 3 haneli enflasyonu yaşadığı bir gerçek. Seçim sonrasında sadece temmuz ayında 30 yılın en yüksek enflasyonunu yaşattılar. İktidar enflasyonla mücadele edemiyor.
-3 ayda iktidar motorine yüzde 105 zam yaptı. Dana eti yüzde 107 arttı. Savaş halindeki Ukrayna’da yıllık enflasyonu yüzde 11, Rusya’da ise yüzde 4’ün biraz üzerinde. Türkiye’nin sadece temmuz enflasyonu yüzde 9,5. Hükümet, vatandaşı sık sık tasarrufa davet ederken, iki kamu bankasının 3 yılda reklam harcaması 2 milyar lira. Kamu bankalarının İBB’ye 4,5 yıldır tek bir kuruş krediyi vermediğinin de altını çizelim.
-2023’te hedeflenen vergiler 4 trilyon 270 milyar liraya yükseltildi. İktidarın ekonomik tercihlerinin sonunda toplumun en zengin yüzde 20’lik kısmının toplam gelirden aldığı payın arttığını görüyoruz. Zengin ile yoksul arasındaki fark tam 8 katına çıkmış durumda.
-Siyasi hayatımın en önemli amacı vatandaşımızın bu çaresizlikten kurtulması sağlamaktır. Bu mücadeleyi son 4,5 yılda İBB Başkanı olarak verdim. Bu aynı zamanda bir demokrasi mücadelesiydi. 4 yılda İBB, iktidarın baskılarına karşı en üst direncin simgesi olmuştur. Biz yılmadan ve asla vazgeçmeden çalışmaya devam ettik. İstanbul için ürettik, İstanbulluya hizmet ettik.
-İBB’nin sosyal belediyeciliği ülkemizi sarmalayan yoksulluğa ve umutsuzluğa karşı verilen çabanın en önemli merkezi haline gelmiştir. Ülkemizin kültürel çölleşmesine karşı sanatın yeniden yeşerdiği bir vaha halini aldı.
-Mayıs seçimlerinden sonra iktidarın, muhalefeti tasfiye çabalarına en güçlü karşı koyuş, duruş başta İBB olmak üzere ülkemizin metropollerinde gerçekleşecek. 31 Mart 2024 mahalli seçimlerinde tüm vatandaşlarımızı demokrasimizi yeniden yeşertmek için beraber yol yürümeye davet ediyorum.
-İBB Başkanı olarak, diğer belediye başkanlarımızla bu demokrasi mücadelemizi tarihi sorumluluk olarak görüyorum. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır, ben bu sözü çok önemsiyorum. Yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük bir siyasi başarıdır. İBB’yi kazanan bir belediye başkanı dünyanın en güzel şehirlerinden birine hizmet imkanına kavuşur. Bu önemli başarıyı farklı bir anlayışla değerlendiriyorum. İstanbul, Türkiye’nin gelecek tahayyülünün gerçeğe dönüştüğü şehir olmalıdır.
-İstanbul’un kadınlarına, gençlerine, çocuklarına, yaşlılarına yönelik icraatlerimizle başardık. Korunan tarihi, kültürel hayatıyla zengin bir Türkiye hayalinin hayata geçtiği bir geleceği oluşturmaya başladık.
-İstanbul’un sorunlarını çözmek Türkiye’nin sorunlarını çözmek demektir. İstanbul uzun süre ihmal edilmiş bir şehirdir. Şehrimizde tahammülü imkansız hale gelen nüfus yoğunlaşması vardır. Sığınmacı ve mülteci akımı trafik ve güvenlikten konut krizine kadar kentimizi boğmaktadır. Cumhur İttifakı’nın ekonomi anlayışı Mayıs 2023 seçimlerinden sonra iyice fütursuzlaştı.
-Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler bu fütursuzluğa dur deme seçimi olacaktır. İstanbul’u kazanmak, Türkiye’yi kazanmaktır. Bizim yönetimimizdeki İstanbul, Türkiye geleceğinin teminatı olmuştur. İstanbul ve Türkiye’nin kaderleri mühürlüdür. Ben de kendimi İstanbul’la mühürlü kabul ediyorum.
-Bu mukaddes şehre en üst düzeyde hizmet etmeyi, Türkiye’ye hizmet etmek olarak görüyorum. Aziz şehrimizdeki ihmal edilmiş ve çözülmemiş zorlukları ve sorunları alt edip kalıcı bir şekilde çözerek Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözülebileceğini milletimize gösterdik.
-25 yıllık bir dönemden sonra yeni yönetimle milletimize başka ve çok daha mutlu Türkiye ihtimalinin var olduğunu kanıtlıyoruz. Şehrin gerçek sahibi olan halkın, kendi şehrine sahip çıkmasını tehdit kabul eden bu zihniyete karşı gerçek bir alternatif olduğumuzu gösteriyoruz. Biz umut oluyoruz, heyecan veriyoruz. Halkımıza bu karanlık dönemde başka bir geleceği yaşatıyoruz.
-Ben, hayatım boyunca bir koltuğa değil, sürekli bir misyona aday oldum. Bugün bu misyon, Türkiye’nin yeni bir yönetim anlayışına kavuşturulması misyonudur. Vatandaşın hayat kalitesini artırmak için yerelden neşet eden adil bir kalkınma, insanlarımızın hayat güvenliğinin sağlanması için etkin önlemler, gelecek nesiller için refah toplumu ve yaratıcı teknoloji hamlesi siyasal yapımızın ana kolonlarıdır.
-Tüm yurttaşlarıma buradan seslenmek istiyorum. İBB’yi hep birlikte korumalıyız. İBB’nin bu iktidarın eline geçmesinin maliyetinin idrakına varmalıyız. İBB’nin gayrihukuki yollarla elde etmek için birçok yol denendi. Bunu şimdiye kadar başaramadılar. Şimdi İstanbul’u hep birlikte tekrar kazanmak için bir araya gelmeliyiz. Aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakıp bu sürece odaklanmalıyız. Parti ayrımı yapmadan beraberce hareket etmeliyiz.
-2019 seçimleri gibi partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım. Bu vesileyle, CHP’li yol arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Halkımızdan bu seçim mağlubiyetinden dolayı özür diledim. Bu yenilginin sorumlularından birisi de gerçekle yüzleşememektir. 28 Mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır seçmenlerimizi anlamaktan uzaktır. Ne var ki benim dünyamda asla umutsuzluğa yer yoktur. Umudun önündeki engelleri kaldırmalıyız. Ben bu mağlubiyetin partimizde bir tazelenme sürecinin başlangıcına neden olduğunu görüyorum. Parti mimarimizi dönüştürdüğümüz takdirde halkımız bizim geleceğin Türkiye’sini kurmamızı talep edecekler.
-Bu uğurda partimin değişimi, dönüşümü siyaset hayatımın çok önemli misyonudur. Ulaşmak istediğim menzil de bu değişimdir.
-Artık CHP seçim kaybedemez, kaybetmemeli. CHP, ikinci parti olmakla övünemez. Asla durumu idare edemez. CHP, önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin yerel seçimleri kazanması da zorunluluktur. CHP’liler bu bilinçle hareket etme mecburiyetindedir.
-CHP tarihini çok iyi bilen kadrolar yeniden tarih yazmak için önlerinin açılmasını beklemektedirler. Değişim, dönüşüm köklü bir kadro harekatıdır. Bu kadro hareketi genel başkandan parti seçimlerine kadar pek çok hususu kapsamaktadır.
-Yenilenme, değişim, dönüşüm tabii ki kolay değildir. Bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız. Bunu başaramadığımız takdirde hayalkırıklığının kalıcı hale gelmesi en önemli risktir.
-Ben partimin bir evladı olarak bu dönüşüme en etkin şekilde katkı sunmaya devam edeceğim.
-İstanbul dünyanın en önemli merkezlerinden birisidir. İstanbul’a hizmet dünyaya hizmettir. İstanbul’a ihanet edilemez. Ben Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, ilk yola çıktığımda tüm halkıma en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözümü tutmaya devam edeceğim.
-İstanbul’u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum. 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum. 2019’da olduğu gibi CHP’li yol arkadaşlarımla, farklı partilere gönül veren İstanbullularla tekrar İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum.
‘Özgür Özel de onlardan biridir’
İmamoğlu’nun bu açıklamalarının ardından basın toplantısında soru cevap faslına geçildi.
Doğal olarak gelen ilk soru, İmamoğlu’nun CHP genel başkanlığına aday olup olmayacağıyla ilgiliydi. İmamoğlu şu cevabı verdi:
“CHP’nin kurultay tarihi belli değildir. Süreç olgunlaşacaktır. Kongreler sürüyor. Değişim dönüşüm sürecinde temennilerim var. Kendi talebimle 4 kez genel başkanımıza ilettim. Ben hala Sayın Genel Başkan’ın değişim ve dönüşüm sürecinin liderliğini yaparak partimizin yenilenmesiyle, yeni bir siyasi parti mimarisiyle geleceğe ulaşması için süreci hazırlaması gerektiğini düşünüyorum.”
Bu muğlak cevabın ardından bu kez “CHP’nin genel kurultayında Özgür Özel aday olursa destekleyecek misiniz” sorusu soruldu. Buna İmamoğlu şöyle yanıt verdi:
“Bu temennilerimi birebir kendi isteğimle, kendi talebimle dört kez sayın Genel Başkanımıza ilettim. Tekrar bu iletimi burada ifade edeyim. O da şudur ki; ben hala sayın genel başkanın değişim ve dönüşüm sürecinin liderliğini yaparak partimizin tüm kadrolarıyla yenilenmesiyle, yeni bir siyasi parti mimarisiyle geleceğe coşkulu bir şekilde ulaşmasını sağlayıcı bir süreci hazırlaması gerektiğini düşünüyorum. Bu talebimi buradan tekrar ileteyim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihini bilen, geçmişi tertemiz evlatları vardır. Sorunuzda ismi geçtiği için söylüyorum bunlardan biri Özgür Özel’dir. Başkaları da vardır. Bunlar zaman içerisinde konuşulur.”