İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, aynı zamanda partisinin bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçiminde adı en çok geçen aday adayı. Ancak İmamoğlu’nun başının tepesinde epeydir sallanan bir ‘Damokles’in Kılıcı’ var. Hakkında açılan ve ilk derece mahkemesinden mahkumiyet kararı çıkan kamu görevlisine hakaret davası.
İmamoğlu’nun dosyası şu an istinafta, daha sonra bu davanın büyük olasılıkla bir de Yargıtay aşaması olacak. İmamoğlu hakkındaki cezanın Yargıtay’da da kesinleşmesi halinde İmamoğlu’nun seçimlere katılması mümkün olmayacak.
Bu dava görece basit bir dava olmasına rağmen uzun zamandan beri İstinaf Mahkemesinde görülmeyi bekliyor ve bir ucu siyasete dokunduğu için sürekli siyasi spekülasyonların da konusu. Ekrem İmamoğlu uzun bir aradan sonra ilk kez bu davayla ilgili konuştu ve oldukça sert çıktı. İmamoğlu, ‘İstinaf hakkımda ceza versin, iktidar Yargıtay karar gününü göremez. Bu millet ayağa kalkar. Bu milletin iradesine karşı yargı ile bir müdahale yapan aklın, İstinaf olumsuz bir karar versin, bu iktidar Yargıtay’daki kararın sonucu göremeden gider. Bu millet ayağa kalkar. İddiamın ötesi… Hodri meydan’ dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Sözcü TV‘de Uğur Dündar’ın sorularını yanıtladı. İmamoğlu CHP’nin Sivas’ta başlayacak kurultay süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İmamoğlu Sivas’ın cumhuriyetin temellerinin atıldığı bir şehir olduğunu vurgulayarak, CHP’nin burada tüzük kurultayını gerçekleştirmesini önemli bulduğunu belirtti. “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında, Sivas’ta bir tüzük kurultayı yapmamız çok kıymetli” diyen İmamoğlu bu sürecin birlik ve beraberlik içinde geçmesini umduğunu söyledi:
“Cumhuriyet şehri Sivas çok kullanılıyor zaten. Hep düşünürüm hangi ulusun kurtuluş mücadelesi var? Kurtuluş mücadelesi öncesi o sürece liderlik edecek kişi ve yakın arkadaşları bir ortak akıl sürecini, bir toplumsal müzakere zaman dilimini, o masaların kurulmasını, bu denli itinalı bir biçimde yapabilmiş. İşgal altında bir ülkede bunu yapıyorsunuz. Kafaların en karışık olduğu dönemde, yuvaların yok olduğu bir dönemde… Bugün Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in ve bütün CHP’li dostlarımızın, yol arkadaşlarımızın böylesi önemli bir dönemde Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında, tüzük kurultayının yapılması noktasında Sivas’ı tercih etmelerini elbette çok kıymetli buluyorum.”
Umuyorum birlik beraberlik ruhunu, siyasetin bir araç olduğunu, siyasi partilerin bir hizmet alanı, hizmet yeri, hizmet için bir araç olduğunu unutmadan, kutsallığın bu milletin birliğinin, beraberliğinin simgesi olan bayrağının, devletinin, vatanının, birlik ve beraberlik olduğunu hissederek bir süreci başlatırız. Umuyorum hafta sonu tüzük sürecinde en nitelikli bir şekilde o değişim ruhunu taşıyan ve bu işin ne 5 Kasım’da yapılan kurultayın değişim günü olduğu, ne bugün olduğunu, aslında değişimin sürdüğünü, başlangıcının kasımda yapılan kurultay olduğunu ama bu işin sürdüğünü hissederek inşallah -Ankara’da olacağım cuma sabahı- birlikte tüzük kurultayını gerçekleştireceğiz.”
‘CHP’nin zeminini büyütmek zorundayız’
Parti içi demokrasi konusunda da görüşlerini dile getiren İmamoğlu Sivas’ta başlayacak bu sürecin ‘devrimin bir parçası olarak görülmesi gerektiğini’ söyledi. Ancak tek başına bir tüzük değişikliğinin yeterli olmadığını, CHP’nin daha kapsayıcı ve demokratik bir yapıya kavuşması gerektiğini vurguladı. “CHP’nin zeminini büyütmek zorundayız” dedi ve partinin bu değişimi gerçekleştirmesi halinde Türkiye’nin de değişeceğini belirtti:
“Atatürk inkılapları diye tarif ettiğim o devrimin her aşaması önemli bir katkıdır Türkiye Cumhuriyeti devletinin var oluşuna. Bütün müdahalelere, bütün karşı duruşlara rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin ayakta durmasının temel sebebi atılan her adımın özenle atılmış olması. Bu bakımdan her aşamayı önemsiyorum ama tek başına devrim ağır bir yük olur. Bu bir tüzük kurultayıdır. Kesinlikle devrimci ruhlu olacaktır, kesinlikle iyileştirici olacak, kesinlikle birleştirici olacak, kesinlikle kapsayıcı olacak çünkü biz zemini büyütmek zorundayız.
Biz CHP’nin zeminini büyütmek, kapsayıcı bir siyaset alanına oturtmak zorundayız. Hiç bir koltuğun sahibi olmadığımızı, emanetçi olduğumuzu, milletin temsilcisi olduğumuzu aynı zamanda parti üyelerinin de temsilcisi olduğumuzu, aynı anda bütün marifetleri kendinde gören inşalar olmamamız gerektiğini kibirden arınmış olmamız gerektiğini, bu ülkenin tek kişilik aklından, tek kişinin ‘her şeye ben karar veririm’ anlayışından kurtulmak zorunda olduğunu, ne yazık ki doğmadan ölen bir sistemin ve ülkenin başına büyük belalar açan bir sistemin, tarihin en belirsiz ekonomik sorununu yaşatan bir sistemin biran önce milletin başından def edilmesi gerektiğini bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir bütün Cumhuriyet Halk Partililerin.”
‘Kılıçdaroğlu ile kader birliği yaptık’
İmamoğlu Cumhuriyet Halk Partisi’nin artık muhalefette kalmayacağını, iktidara yürüdüğünü ve bu yürüyüşün durdurulamayacağını söyledi. Ayrıca, Kemal Kılıçdaroğlu ile aralarındaki ilişkiye de değinen İmamoğlu, “Biz Kemal Kılıçdaroğlu ile kader birliği yaptık” diyerek zaman zaman fikir ayrılıkları yaşamalarına rağmen ilişkilerinin güçlü olduğunu belirtti:
“Cumhuriyet Halk Partisi atık muhalefette kalacak bir parti değil. Cumhuriyet Halk Partisi ve onun paydaşları, demokrasiye inanan yurttaşları iktidara doğru yürüyor. Artık bu saatten sonra bunu kimse durduramaz. Onun için ben yine sloganımı söyleyeyim Cumhuriyet Halk Partisi değişirse Türkiye değişir’ Ve inşallah Cumhuriyet Halk Partisi değişecek Türkiye de değişecek.
Ben Kemal Kılıçdaroğlu’yla kader birliği yapmış bir kişiyim. Biz 2010’dan beri bir kader birliği yaptık. Biz sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile iyi bir diyaloğa sahip olduk ve hep olacağız. Biz her şeye rağmen süreci farklı yerlere evirip çevirseler de biz bir birine değer veren iki insanız. Ben kendisine çok değer veririm ve ‘başımın tacı’ cümlem çok samimidir. Onun da bana çok değer verdiğini bilirim. Elbette ters düştüğümüz konular olmuştur. Özellikle değişim süreci ve sonrasındaki zaman diliminde farklı düşüncelerimiz olmuştur ama bu bizim aramızı bozamaz. 16 yıldır siyasette kader birliği yapanlar bir araya geldiklerinde elbette ki siyaseti, CHP’de olanları konuşur.”
Dava açıklaması: Hodri meydan, bu millet ayağa kalkar
Dava süreçleri hakkında da konuşan İmamoğlu kendisine karşı açılan davaların siyasi olduğunu ve bu durumun adaleti zedelediğini ifade etti. Yargıya güvenmek istediğini, ancak sürecin adaletsiz olduğunu düşündüğünü dile getirdi. İmamoğlu şimdi cezasının onanacağına ilişkin duyum almış olmalı ki bugüne kadarkinden çok farklı ve sert bir tutum aldı. İBB Başkanı bu tür davaların iktidarı yıpratacağını ve halkın tepkisine yol açacağını savundu:
“Yargıyı bu hale düşürenler utansın. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na şu dönemde dava açıyorlar. Neyin peşindesiniz? Ekrem İmamoğlu’na bir ‘ahmak’ davası diye gülünç, komik bir iş üzerinden siyasi yasaklı haline getirme meselesi. Derdiniz ne? Kimden korkuyorsunuz, neyden korkuyorsunuz, neyi engellemeye çalışıyorsunuz? Ya da masum bir sürü insanın hapis yatması… Duyuyoruz ki herkes gergin. Ben de diyorum ki Allah aşkına ceza mı? Hemen verin. Buradan söylüyorum Uğur Bey. Bu millet öyle bir ceza keser ki… Hemen İstinaf karar versin, hemen. Ceza mı keser? Verin. Adalet bekliyoruz. Bu saçma sapan davayla Cumhuriyet’i, demokrasiyi niye zedeliyorsunuz?
Bir ceza vererek bu ülkenin yurt dışına olan itibarsız yüzünü daha da itibarsız hale getireceksiniz. Ekonomi berbat, ekonomiyle ilgili yarattığınız güvensizliği daha da derinleştireceksiniz. Kim kazanacak? Bu mahkeme de ceza verip de milletin cebine para girecekse, ekonomi düzelecekse cezaya razı olalım. Böyle bir şey olabilir mi? Müthiş bir yargısal taciz yaşatıyorlar. Söylüyorum: İstinaf hemen karar versin. Ceza mı verecek, hemen versin. Zan altında bırakmayın yargıyı. Bir an önce kararınızı verin.
Her türlü duyum geliyor. Ben her şeye rağmen yargıya güvenmek istiyorum. Bu ülkenin adalet sistemine güvenmek istiyorum. Taciz değil de ne Allah aşkına? İstinaf hakkımda ceza versin, iktidar Yargıtay karar gününü göremez. Bu millet ayağa kalkar. Bu milletin iradesine karşı yargı ile bir müdahale yapan aklın, İstinaf olumsuz bir karar versin, bu iktidar Yargıtay’daki kararın sonucu göremeden gider. Bu millet ayağa kalkar. İddiamın ötesi… Hodri meydan. Her şey ortada. Bin tane hukukçuya sorsanız bir tanesi ahmak diye bir kelimeden ceza kesmez. Ahmak kime denmiş? O belli. Bilirkişi raporu belli. Yapılan hamleler belli. Buradan dava üretiyorsun. Ayıptır. Bunu kendine reva gören iktidar bu işin mesulüdür. Hodri meydan. Ceza mı keseceksiniz? Buyurun kesin. Size söz: Bu millet ayağa kalkar. Bu millet size Yargıtay kararı verene kadar o süreyi göstermez, evinize yollar. Onun da yöntemi belli; erken seçim gelir.”
Adaylık meselesi: ‘İmamoğlu millet nerede isterse orada olacak’
İBB Başkanı CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı sorusuna da cevap verdi. “Ekrem İmamoğlu millet nerede isterse orada olacak” diyerek kendisinin halkın taleplerine göre hareket edeceğini söyledi:
“Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlardan korunmalıyız. Ya da bizi birbirimize düşürmeye çalışan o kişilerin kurduğu sistemlerden korunmalıyız. Eminim ki hiçbir arkadaşımız böylesi bir ortamdan kendisine ikbal arama seviyesizliğine düşmez. Ben çok ağır bir meselenin içerisinde olduğumuzun farkındayım. Çok net söylüyorum; Ekrem İmamoğlu millet nerede isterse orada olacak.”
İstanbul’un taksi sorunu: Eyüp Aksu ne diyorsa tersini yapacaksınız
Son olarak İstanbul’da ticari taksi sorunu hakkında da açıklamalarda bulunan İmamoğlu 2 bin 500 yeni taksi plakasının şehirde hizmete gireceğini duyurdu. Bu yeni sistemin taksi hizmetlerinde kaliteyi artıracağını ve İstanbulluların taksi sorununu çözmeye yönelik önemli bir adım olacağını belirtti:
Biz 2019’dan beri taksi sorununu dile getirdik ve ‘ticari taksi plakası satalım bunları yollara yığalım’ anlayışı gütmedik. Biz bir sistem arayışı içerisinde olacağımızı söyledik.
“Getirdiğimiz teklif 15 kez reddedildi. O gün İstanbul’un taksiye ihtiyacı var mı yok mu sorusunun cevabını alamadığım kişilerin bunun hayırlı olacağını söylemeleri beni mutlu etti. Bir de hicivli bir cümle kuralım; İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu ne diyorsa tersini yapacaksınız. Onun tek bir derdi var; taksi metreler yüzde 100 artsın, bir de plaka çıkarın bize taksi satın. Başka bir derdi yok.
Biz bu yeni sisteme uzun süre önce karar vermiştik. Bizim arkadaşlar bu sistemi gidip anlattılar. Günün sonunda tüm üyelerin oy birliğiyle bu kararı aldık. Ulaştırma Bakanı böyle bir karar aldıklarını duyurdu. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Şimdi bu süreç meclis komisyonunda tartışılıyor ve meclisten karar çıkacak. Ben iddia ediyorum şu anda sahada gezerek yolcu arayan taksiler dahi bu alana geçiş yapacaklar. Biz bu sorunu çözmenin keyfini yaşayacağız.”