Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hayatında yalnızca bir kere gittiğini vurguladığı Beştepe izlenimlerini anlattı. "Çayımı içtim ama, bu lükste bu kurabiyeler haramdır diye yemedim."

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu T24 için kaleme aldığı yazıda AK Parti iktidarına bir dizi eleştiri yöneltti. Tepkisini ‘şatafat’ olgusundan yola çıkarak kuran eski CHP Genel Başkanı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki FETÖ yapılanmasının 15 Temmuz 2016’da düzenlediği darbe girişiminden sonra Beştepe’ye gittiği günü de anlattı.

Kılıçdaroğlu bahsettiği ziyareti kalkışmadan 10 gün sonra yaptığını, o tarihte Ankara’nın hala barut koktuğunu belirterek şunları kaydetti:

“Toplantıya Başbakan Binali Yıldırım, ben, Sayın Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Sayın Fahri Kasırga ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın katılmıştı… 2 saat 40 dakika süren toplantıda darbe girişimi ve sonrası ele alındı.

‘O lüksü, o debdebeyi unutamam’

Samimi söylemek gerekirse defalarca bürokrat ve siyasetçi olarak gittiğim Çankaya Köşkü’nün ağırlığı yoktu… Tarih yoktu… Çankaya Köşkü’ne girdiğinizde devletin kuruluşundaki atmosferi hissedersiniz. Sarayın bende yarattığı izlenim bir kamu binasından çok, lüks ve ihtişamlı odaları ve yurtdışından getirildiği söylenen ve pahalı mermerlerden oluşan koridorlarıyla insanı rahatsız eden bir otel atmosferiydi… Erdoğan’ın bugün otururken neredeyse içinde kaybolacağı altın yaldızlı ihtişamlı koltuğu yoktu. Yoksulluğun, işsizliğin kol gezdiği Türkiye’de o lüksü, debdebeyi unutamam.

Kılıçdaroğlu Beştepe’de.

‘Bir daha hiçbir davete katılmadım’

Toplantı sırasında çay dışında sarayın fırınında piştiği söylenen sıcak kurabiyeler geldi… Çayımı içtim ama bu lükste bu kurabiyeler haramdır diye yemedim… Evet, yoksulluk içinde verilen bir milli kurtuluş savaşını ve o savaşın kahramanlarını düşündüğünüzde bu şatafatlı yaşam bize yakışmıyor… Ve bir daha da Sayın Bahçeli’nin sık sık gittiği saraya gitmedim ve hiçbir davete katılmadım.

‘Yatmadım çakal yatağında, aslanlar yese beni’

Yani kıymetli dostlarım, ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olduğumda, karşımda devletleşmeye başlamış 10 yıllık bir iktidar vardı. 15 Temmuz’dan sonra bu devletleşme süreci hızlandı ve kısa süre içerisinde tamamlandı. Ben, rahmetli Demirel, rahmetli Erbakan, rahmetli Ecevit gibi demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasi rakiple değil, yargısıyla, askeriyesiyle, istihbaratıyla ‘BAAS’ partisi benzeri, devletleşmiş bir yapıyla mücadele ettim. Ama şunu bilmenizi isterim;

‘Geçmedim muhannet köprüsünden su apardı beni,
Yatmam çakal yatağında, aslanlar yese beni.’ ”

Özel’in Erdoğan’la görüşmesine karşıydı

Kılıçdaroğlu son olarak halefi Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti Genel Merkezi’nde görüşmesine karşı tavrıyla gündeme gelmişti.

Eski CHP lideri bahse konu buluşma öncesi kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabında Özel’in ‘müzakere’ vurgusuna tepki göstererek şu paylaşımı yapmıştı:

“Milyonlarca çocuğumuzun beslenme ve eğitim sıkıntısı çektiği,
Milyonlarca gencimizin, bırakın gençliğini yaşamayı, henüz ülkesinde deniz yüzü bile göremediği,
Milyonlarca anne, babanın geçim sıkıntısı içerisinde depresyona girdiği,
Milyonlarca emeklimizin ay sonunu getiremediği, torunlarına bile mahçup olduğu,
Milyonlarca sığınmacının ülkemizin demografik yapısını bozacak şekilde tehlike teşkil ettiği,
Doların 30 liranın üstünde olduğu, bir kuru ekmeğin 10 lira olduğu,
İcra dosyalarını istifleyebilmek için ek binaların kiralandığı bir ülkede;
Bu düzenin kurucusu sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir.”

Özel ise “Müzakere de eden, mücadele de eden bir siyaset için yola çıktık” yanıtını verdiği Kılıçdaroğlu’nu görüşmeden bir gece önce de arayarak önerilerini sormuştu.

İki isim Erdoğan ile görüşmeden sonra da bir araya gelmiş, baş başa yenen yemek 2 buçuk saat sürmüştü.