CHP lideri Özgür Özel, partisinin Meclis’teki grup toplantısında HDP’li belediyelere kayyum atanmasını eleştirdi ve “Diyarbakır’da, Van’da, Mardin’de, toplam 54 merkezde Kürtler belediye başkanı seçiyor ama siz kayyum atıyorsunuz. Manisalılar, Osmaniyeliler, Rizeliler eşittir, sizin bu uygulamalarınız yüzünden Kürtler bu memlekette daha az eşittir” dedi. Bu sözlere TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan yanıt geldi.
Özel’in sözlerinin Türkiye gerçeğini yansıtmadığını söyleyen Kurtulmuş, Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak giremeyeceği hiçbir yer olmadığını belirten Kurtulmuş “Maliye Bakanımız Kürt bir arkadaşımızdır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kürt bir kardeşimizdir. Türkiye’nin gündeminde böyle bir şey yok. Siyasetçiler kullandıkları dile dikkat etmeli. Türk de Kürt de birdir. Alevi de Sünni de birdir. Ayrımcılık kimden geliyorsa kim tarafından yapılıyorsa kabul etmek mümkün değildir” dedi.
Erdoğan’ın değişmesi gerektiğini savunduğu 50+1 sistemine ilişkin de konuşan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin beş yıldır uygulandığını hatırlattı. “Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden geri dönüşün olmayacağı aşikar” diyen Kurtulmuş, halkın üç seçimde de sisteme güvendiğini teyit ettiğini söyledi. Geri dönüş olmayacağını belirten Kurtulmuş, “Şahsen tercih edeceğim yol, anayasa tartışmalarının içerisinde doğru zeminde doğru yöntemlerle bu konuların tartışılması. Yaptığımız tartışmalar ülkemizin geleceği ile ilgili” diye konuştu.
Gezi Davası’nda tutuklanan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’a ilişkin de açıklama yapan Kurtulmuş, tartışmaların mevcut anayasadan kaynaklandığını söyledi. Atalay’ın bireysel başvurusunda ‘hak ihlali’ kararı veren AYM ile cezasını onayan Yargıtay arasında kriz çıkmıştı. Çünkü Yargıtay hak ihlali kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda taraf değil hakem olduğunu söylemiş ve bir süredir her açıklamasında ısrarcı olduğu yeni anayasayı savunmuştu. Erdoğan yeni anayasanın bu krizi çözeceğini savunurken Kurtulmuş da bu görüşü destekledi ve şunları söyledi:
“TBMM’nin tavrı belli. Milletvekili yeminin yapıldığı gün Meclis’te isminin okunması arkasından da partilerin ortak eğilimi ile birlikte İnsan Hakları Komisyonu’na seçilmesi Meclis’in tavrını ortaya koyan bir şeydir. Hiçbir gücün TBMM’ye görev verme hakkı yoktur. TBMM yasamanın merkezi olarak gerektiğinde yasaları, anayasayı değiştirecek güce sahiptir. TBMM’nin tartışmanın bir tarafı haline getirilmemesi için özel bir gayret gösteriyorum. Kimse TBMM’ye ödev vermeye kalkmasın.”