Çocuklar yeni eğitim-öğretim yılına heyecanla başladı ama hevesleri yaklaşık bir hafta sonra okullarının temizlik sorunu yüzünden kursaklarında kaldı. Küçük yaştakiler henüz bunu anlayamıyor ama beden temizliğini de doğru şekilde yapamadıkları için hijyenden yoksun ortamda günlerinin büyük bölümünü geçiriyorlar. Bu nedenle onların velileri kolları sıvıyor, sınıfları temizliyor. Daha büyük yaştakilerse kendi kendine önlem almaya çalışıyorlar.
Bunlar olurken sosyal medyada okulların hijyen sorununu çözmeye çalışan velilerin temizlik yaptığı görüntüler yayılınca Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) hemen harekete geçti ve Bakan Yusuf Tekin 30 bin ek personel alacağını duyurdu. Ancak bu da bir çözüm değil. Sorunun devam etmesinin nedeni ekonomik. Çünkü bütçe kısıtlamaları nedeniyle personel eksikliği yaşanıyor, üç gün temizlik hizmeti veriliyor ve sorunun kaynağı bu. Ayrıca personellere verilen ücret de ayda 8 bin 447 lira ve geçen sene bu maaş asgari ücret olarak belirlenmişti. Sorun çözümsüz kalınca CHP’li belediyeler yardım etmek istedi, okullara temizlik personeli gönderebileceklerini söyledi. Bu tabii ki imkansız hale geldi çünkü MEB okul müdürlerine öğrenci ve veliler dışında okula kimsenin alınmaması yönünde talimat verdi. Yani belediye personelini okula alan müdürler soruşturma tehlikesi yaşıyor.
Bunun bir örneği de Ankara’nın Keçiören ilçesinde yaşandı. Burada bulunan Barış Manço Ortaokulu’nda bir öğretmen internetten Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ile Keçiören Belediyesinden okulun temizlenmesini istedi. Keçiören Belediyesi de cumartesi günü okula temizlik ekibi gönderdi, ancak temizlik görevlileri okula alınmadı.
İktidara yakın basın CHP’li belediyelerin bu çözümünü ‘provokasyon’ olarak adlandırdı ama sorunun nasıl çözüleceğini yazmadı. Konu artık siyaset arenasında konuşulmaya başlandı ve ABB Başkanı Mansur Yavaş da bir açıklama yaptı. Yavaş “İlk günden itibaren, 10 bin 376 öğrencimizin eğitim gördüğü 22 okulumuzun hijyen ve temizlik desteği sağlandı. Ancak ne yazık ki temizlik talebinde bulunan 265 okulumuzdan 106’sı çeşitli gerekçelerle talebini geri çekti” dedi.
MEB Yavaş’ın bu açıklamasına karşılık verdi ve hijyen sorunun olmadığını iddia etti, 49 bin 578 kadrolu temizlik personelinin bulunduğunu söyledi:
“Tedbir olarak ayrıca Bakanlığımızın girişimleri sonucunda Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında 30 bin kontenjan daha tahsis edilmiştir ve bu personel bugün itibarıyla tam zamanlı olarak göreve başlamıştır. Sonuç olarak 60 bin 487 okulumuzda şu anda, 49 bin 578’si kadrolu, 30 bini Toplum Yararına Program (TYP), 63 bin 777 İşgücü Uyum Programı (İUP) kapsamında olmak üzere toplam 143 bin 355 temizlik personeli görev yapmaktadır. Diğer yandan İşgücü Uyum Programı çerçevesinde Bakanlığımıza tahsis edilen 120 bin kontenjanın tamamlanması süreci de halen devam etmektedir. Böylece okullarımızda görevli temizlik personeli sayısı önceki yıllara göre artırılarak 110 binden 143 bin 355’e çıkarılmıştır.”
Açıklamada bu bağlamda okulların temizlik şartlarının uygunluğunu değerlendirmek üzere Bakanlık ve TSE tarafından yapılan eğitimlerle yetkilendirilen halen sahadaki yaklaşık 8 bin ‘Okulum Temiz Tetkik Görevlileri’ tarafından okulların temizlik ve hijyen şartlarının bizzat yerinde tetkik edildiği söylendi. MEB olarak başta belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarıyla hukuki sınırlar içinde karşılıklı çalışmayı önemsedikleri belirtilen açıklamada hizmetin siyasi şov yapılmasının etik olmadığını ifade etti.
“Herhangi bir protokol olmaksızın ve gerekli tedbirler alınmaksızın atılacak adımların kamu hukuku açısından da yanlış olduğu” belirtilen açıklamada Yavaş’ın ismi verilmedi ama sadece bir gün temizlik yapıp ‘her gün yapılıyormuş’ gibi göstermenin ahlaki olmadığı aktarıldı:
“2 bin 217 okulun bulunduğu bir ilde 13 okulda sadece 1 gün temizlik yapıp ‘ildeki bütün okulların temizliği her gün yapılıyor’ görüntüsü vermenin asgari ahlaki ilkeler açısından sorunlu olduğu açıktır. Bu tarzda hareket eden bazı belediyelerce, Türkiye genelinde ‘okullarda temizlik sorunu varmış gibi’ gösterilerek ihtiyaç veya talep olmadığı halde ve usullere aykırı bir biçimde okullarımıza temizlik personeli ve malzemesi gönderilmek suretiyle algı operasyonu yapılmaya çalışılmaktadır. Öyle ki öğrenci, öğretmen ve diğer çalışanlarıyla 20 milyonu aşkın bir camianın adresi olan eğitim kurumlarımızın bazılarındaki -asla arzu etmediğimiz- münferit olumsuz görüntüleri kullanmak suretiyle tüm okullarımızı ve yönetimlerini zan altında bırakan bu tutum, kamuoyunca ‘samimiyetten uzak siyasi bir şov ve hizmet götüremedikleri topluma karşı bir manipülasyon’ olarak değerlendirilmektedir. İlim ve irfan yuvaları olan okullarımızda hiçbir ad ve kılıf altında siyaset yapılmasına göz yummamız söz konusu olamaz.”
Siyasi kavgaya dönen temizlik sorununda yeni perde: ‘Okul müdürleri tehdit ediliyor’