Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen ve hakkındaki hüküm Yargıtay tarafından da onanan Osman Kavala’nın durumunda epey ilginç gelişmeler oluyor. Son dönemde siyaset sahnesinde de çok konuşulur hale gelen dosya için Osman Kavala’nın avukatlarından Hilal Zengin yakın zaman önce ‘Yeniden yargılama’ başvurusunda bulunmuştu. Bu başvuru, Gezi Davası’nı gören ve kararı veren İstanbul’daki 13. Ağır Ceza’ya yapıldı kaçınılmaz olarak. Daha önce aynı davanın bir başka hükümlüsü Can Atalay için Anayasa Mahkemesi kararını, Osman Kavala için ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını ‘Yeniden yargılama sebebi’ saymayan 13. Ağır Ceza, avukat Hilal Zengin’in yeniden yargılama talebinin de reddetti.
Bunun üzerine Hilal Zengin bir üst mahkeme sıfatıyla 14. Ağır Ceza’ya başvurdu. Bu mahkeme Hilal Zengin’in talebini yerinde buldu ve yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. 14. Ağır Ceza bununla da yetinmedi, bazı Yargıtay kararlarına dayanarak 13. Ağır Ceza Mahkemesinin heyetini sırf bu yeniden yargılama için değiştirdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şenol Kartal’ı başkan, Gezi Parkı kararına katılmayan hakimlerden Mücahit Kemal Yamak ve Enes Budak’ı 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne üye olarak görevlendirdi. Şenol Kartal Ak Partili Başakşehir Belediyesi’nin eski hukuk müşaviri, Kartal kararı veren 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski üyesiydi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararı oy birliğiyle aldı. Kararda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkan ve heyetinin Kavala’ya ceza veren mahkeme olduğuna dikkat çekildi. Kararda “ilk yargılamada görev yapan hakimin yargılanmanın yenilenmesi davasında görev alamayacağı” ifade edildi. Görevlendirilen heyet sadece Kavala dosyasına bakacak.
Mahkeme kararı Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2006 tarihli üç ayrı içtihadına dayandırıldı.
10 Haber’in yargı kaynaklarından edindiği bilgilere göre İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi yapılan itirazın bu üst mahkemeye gelmesiyle, yeniden yargılama yapılabilmesi için 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi kararı veren heyetini usulen değiştirdi. Yargı kaynakları heyetin Adalet Komisyonu’na danışılarak oluşturulduğunu, kararın böyle alındığını vurguluyor.
Kararın bir üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitme sebebi Kavala’nın avukatı Hilal Zengin’in 3 Mayıs’ta 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı yeniden yargılama başvurusunun reddedilmesiydi. Zengin 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ret kararına itiraz etmiş, yeniden yargılanma talebinde bulunmuştu.
13. Ağır Ceza Mahkemesi ve tartışmalı isimleri
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, başkanı ve üyeleriyle kamuoyu önünde tartışmaların merkezindeydi. Mesut Özdemir geçmişte Akın Gürlek’in başkanı olduğu İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyesiydi. Gürlek ve Özdemir’in bulunduğu heyet siyasi davalarda tepki çeken kararlara imza atmıştı.
Gürlek ile yıllarca yan yan çalışan 13’üncü Ağır Ceza başkanı Mesut Özdemir ile mahkemenin üye hakimi Murat Bircan da tartışılıyordu. Bircan geçmişte AKP’den Samsun milletvekili aday adayıydı.
Bircan ile Mesut Özdemir’in heyette yer aldığı 13. Ağır Ceza Mahkemesi Gezi davasında da Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl, iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti.
Mahkeme AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali ve derhal serbest bırakılması kararını uygulamamıştı. AYM’yi tanımayan ve krize yol açan mahkemenin hakimleri Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet edilmişti.
Kavala’nın yeniden yargılanması için üç seçenek vardı
Hukukçulara göre Kavala’nın yeniden yargılanması için üç seçenek vardı: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala hakkında verdiği ihlal kararının uygulanması, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvuruyla yeni bir ihlal kararı verilmesi ya da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma talebinde bulunmasıyla Gezi davasında yeniden yargılamanın önünün açılmasıydı.
Ceza hukukçusu Avukat Kazım Yiğit Akalın, Kavala’nın ve Gezi hükümlülerinin olası yeniden yargılanma sürecini 10 Haber’e değerlendirmişti.
Akalın, Balyoz kumpas davasında olduğu gibi AYM önünde hak ihlallerinin olduğu dosyanın esasıyla ilgili yeniden yargılama yapılabileceğini belirtmişti.
Buna göre AYM’nin bireysel başvuruları ve hak ihlallerini gözeterek yeniden yargılama kararı vermesi durumunda dosya İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek, mahkeme infazı durdurup hükümlüler hakkında tahliye kararı verip tekrar yeniden yargılamaya başlayacaktı.
Bununla ilgili hali hazırda AYM önünde bir başvuru olduğuna dikkat çeken Akalın “Hem Kavala açısından, hem de diğer hükümlüler açısından var bu. Öğrendiğimiz kadarıyla AYM Kavala ile ilgili hükümetten savunma istemiş ve hatta bu savunma da verildi diye biliyoruz” demişti.
Gezi’nin hukuksuz yargı tarihi
2013 yılında büyük bir halk hareketine tanıklık edildi. Mayıs ayının sonlarında başlayan Gezi eylemlerinde polisin sert müdahalesi sonucunda 11 yaşındaki Berkin Elvan, 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik, 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş İstanbul’da, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz Eskişehir’de, 26 yaşındaki Ethem Sarısülük Ankara’da, 22 yaşlarındaki Abdullah Cömert ve Ahmet Atakan Antakya’da, 18 yaşındaki Medeni Yıldırım ise Diyarbakır’da yaşamını yitirdi.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan eylemleri kendisine karşı ‘darbe girişimi’ olarak değerlendirirken Gezi’yle ilgili açılan davalarda beraat kararları çıktı. Fakat 15 Temmuz 2016’daki FETÖ’nün darbe girişiminden sonra durum tam tersine döndü.
FETÖ’den ihraç edilen savcı ve polislerin hazırladıkları dosyalar yeniden açıldı. Gezi davası da bu süreçte ortaya çıkarıldı.
18 Ekim 2017’de yurtdışından gelen Osman Kavala Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınmıştı. 1 Kasım 2017’de ise “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Kavala’nın dosyasında Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi vardı.
Dosyada ABD Konsolosluğu’nda görevli Metin Topuz ile Kavala’nın 15 Temmuz sürecinde ‘FETÖ’ ile bağlantılı oldukları iddia ediliyordu. 14 Aralık 2018 tarihine kadar Kavala ve Topuz ortak dosyada soruşturuldu. Bu tarihte Kavala’nın dosyası Topuz’unkinden ayrıldı. İstanbul Başsavcılığı Topuz hakkında ayrı iddianame düzenledi, ocak ayında dava açtı. Kavala hakkında ise bu dosyadan işlem yapılmadı.
16 Kasım 2018’de düzenlenen operasyonda Kavala’nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür Vakfı’nın bazı yöneticileri gözaltına alındı. Gezi davasından beraat etmiş olan Taksim Dayanışması üyeleri ifadeye çağırıldı, sivil toplum aktivisti Yiğit Aksakoğlu tutuklandı. 19 Şubat 2019’da Osman Kavala’nın tutuklanmasından 1,5 yıl sonra iddianame açıklandı. 4 Mart’ta kabul edilen iddianamede Kavala ve diğer sanıklar hakkında müebbet istendi.
OTPOR iddiası
İddianameye Sırbistan’da 1998 – 2004 yılları arasında faaliyet gösteren, dönemin lideri Slobodan Miloseviç’in devrilmesine neden olan sokak hareketlerinin önemli bileşeni, gençlik hareketi Otpor’un Gezi direnişinin arkasında olduğu iddiası eklendi. OTPOR/CANVAS fezlekesini de FETÖ sanığı Emniyet Müdürü Nazmi Ardıç hazırladı. İddiaların ardından BBC Türkçe’ye konuşan Maroviç suçlamaları reddetti. Maroviç “Bahsettiğiniz insanların adını daha önce hiç duymadım. Gezi Parkı eylemlerini örgütleyenlerle de, bahsettiğiniz insanlarla da ne görüştüm ne de temasım oldu” dedi.
22 Mayıs 2019’da AYM, raportörün aksi görüşüne rağmen, bu süreçte tutuklu bulunan Kavala hakkında oyçokluğu ile “ihlal yok” kararı verdi. Kavala AYM kararının ardından AİHM’e başvurdu. AİHM Kavala’nın bireysel başvurusuyla ilgili ihlal kararı vererek tutukluluğunun sona erdirilmesini istedi. Anayasa’nın 90. Maddesi’ne göre AİHM kararları Türk mahkemelerini bağlıyor, kararların uygulanması gerekiyordu. Ancak, yerel mahkeme AİHM kararını dikkate almadı.
Gezi’den beraat etti, aynı gün ‘casusluktan’ tutuklandı
6 Şubat 2020’de ilk davada savcı mütalaa verdi. Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu için ağırlaştırılmış müebbet cezası istedi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi oybirliği ile Osman Kavala’nın ve bazı sanıkların beraatine, yurtdışında olanların dosyasının ayrılmasına karar verdi. Kavala 2 buçuk yıllık tutukluluğunun ardından tahliye olmaya hazırlanırken Silivri Cezaevi’nden (Marmara Cezaevi) çıkmadan, başka bir darbe girişimi davası nedeniyle tekrar tutuklandı.
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1’inci Dairesi davaya bakan İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Galip Mehmet Perk, üye hakimler Ahmet Tarık Çiftçioğlu ve Talip Ergen hakkında soruşturma izni verdi.
Kavala’nın 2017’de de tutuklandığı, 11 Ekim 2019’da resen tahliye edildiği 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında Henri Barkey ile ilişkileri gerekçe gösterilerek tutuklandığı belirtildi.
Kavala hakkında hazırlanan casusluk iddianamesi de 2017’deki iddianame gibi doğru olmayan iddialara dayandırıldı. Kavala’nın Barkey ile telefonlarının aynı bölgeden sinyal vermesi casusluk suçlamasına delil olarak gösterildi. Ancak Kavala ile Barkey’in temasına ve bir lokantada ayak üstü karşılaşma dışında bir araya geldiklerine dair kanıt ortaya konamadı.
İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 2020’de Gezi Davası hakkında verilen beraat kararını bozdu. FETÖ’den ceza alan veya firari olan savcı ve polislerin hazırladığı, daha sonra ise beraat kararının verildiği Gezi Davası’nda kararın bozulmasının ardından dava yeniden görülmeye başlandı. Kavala’nın dosyasının İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yürüteceği Gezi Davası ile birleştirilmesine karar verildi.
Ak Partililerin müşteki gösterildiği davada kararı veren hakim Ak Partili çıktı
Çarşı ve Gezi davalarının birleştirilmesi ile oluşturulan davanın ilk duruşması 8 Ekim 2021’de görüldü ve yine Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamı kararı çıktı. Önce birleştirilen Çarşı davası Gezi davasından ayrılırken Savcılık 4 Mart 2021’de mahkemeye sunduğu mütalaada tutuklu iş insanı Osman Kavala ve mimar Mücella Yapıcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Nisan 2022’de Osman Kavala’ya ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi; tutuksuz sanıklar Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi 18’er yıl hapis cezası aldı ve mahkeme salonunda tutuklandı.
Kararı veren mahkeme heyetinin üyesi Murat Bircan’ın 2018’deki genel seçimde Ak Parti’den milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıktı. Müştekilerinin Ak parti üyesi olduğu davada eski bir Ak Parti üyesi hakimin ceza kararı vermesi tepki çekti.