CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir’de Atatürkçü Düşünce Derneği Cem Eren Kültür Merkezi’nin açılış töreni ve Prof. Dr. Muammer Aksoy’u Anma Töreni’ne katıldı. Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinden İYİ Parti’nin CHP hakkındaki iddialarına kadar gündemin birçok sıcak başlığına değindi.
Kurtulmuş’a siyasi deve kuşu benzetmesi
Gezi davası tutuklusu Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülürken TBMM Başkanı’nın Birleşik Arap Emirlikleri’nde olması ve konuya alakasız paylaşımlar yapmasını değerlendiren Özel, “Numan Kurtulmuş, teşbihte hata olmaz, Anayasa’ya karşı suç işlenirken yaptığı hareket siyasi deve kuşu. Sen kafanı kuma gömdün diye gövdenin de içinde bulunduğu ortamda olanlar, olmuyor değil. sen yurt dışına çıkacaksın, yetkiyi Bekir Bozdağ’a bırakacaksın, Bozdağ okutacak, sen bu Anayasa ihlalinden sorumlu olmayacaksın. Böyle bir şey yok. Çıkıp da kendisi okusaydı çok daha dürüst bir tutum olurdu” dedi.
Özel, Atalay ile ilgili eyleme geçip geçmeyeceklerine dair bir soruya ise bu konunun gündemlerinde olduğunu, parti MYK toplantısında karar verileceğini söyledi.
‘Yanlış karar okundu’ tartışması
Ak Partili Bekir Bozdağ’ın kürsüde Atalay ile ilgili yanlış bir kararı okuduğu iddialarına da değinen Özel, “Kesinleşen karar mı okutuldu arkadaşlar? Okutulan karar, Yargıtay’ın AYM’yi yok sayan kararı. AYM’yi yok sayan Yargıtay kararının okutulmasıyla milletvekilliği mi düşer? İyice şuurlarını kaybetmişler. Birinci derece mahkemesinin kararı okunsa, kesinleşen karar okunsa düşer. Onu okutamıyor çünkü kesinleşmedi. AYM kararı bozdu. AYM hak ihlali var dedi. Yargılamayı durdurup serbest bırakacaksın, gelip milletvekilliğini yapacak. Artık o kadar hukuk tanımaz olmuşlar ki AYM kararını tanımayan birinci kademe mahkemesine doğru yaptın dediği kararı okutarak milletvekilliği düşürüyorlar. Kek tarifi okutsalar daha Anayasaya uygun olurdu. Koskoca Meclis kimlerin eline kalmış vay vay vay… Dün yapılan iş bir Anayasa katliamıdır. Yok tekrar başvuru olacakmış da… Çocuk mu kandırıyorsunuz siz?” diye konuştu.
CHP kapalı oturumu neden istedi?
Atalay kararı okunacağı sırada CHP’nin neden kapalı oturuma geçilmesini talep ettiğine dair bir soruya ise CHP lideri şu yanıtı verdi:
“Çok soruldu. Dün Meclis niye kapalı oturuma geçti meselesi… Arkadaşlarımızın yaptığı iş son derece doğru bir iş. İçtüzük gereğince kapalı oturum talep edildiği anda kapalı oturuma geçilir. Eğer karar kapalı oturumda okunsaydı diyorlar ki tartışmalar gizli mi olacak? Karar aleniyet kazanmamış olacaktı ve kapalı oturum tutanakları 10 yıl açıklanamadığı ve 10 yıl süreyle bu konuda görüş beyan edilemediği için karar kapalı oturumda okutulacak ama kamuoyunda aleniyet kazanıp Hataylılara sizin vekilinizi düşürdük diyemedikleri için 10 yıl süreyle bu rezalet ertelenmiş olacaktı. Tabii kapalı oturumda kararın okutulması yerine oturumun sonlandırılıp tekrar açık oturuma geçirip okutulmasıyla kendilerince şekil şartı sağlamışlar. Ama dediğim gibi anayasal olarak da hukuken de karar yok hükmünde.”
‘Kemal Bey’e sormaya ihtiyacım yok’
“Akşener bugün partisinin grup toplantısında sizden cevap beklediğini söyledi. ‘Eski genel başkanınız Kılıçdaroğlu’na gidin sorun, referandum döneminde ve partiniz kurulduktan sonra CHP, İyi Parti’den bir kuruş para aldı mı?’ dedi. Ne söylemek istersiniz?” sorusuna Özel’in ılıman sayılabilecek bir cevap vermesi dikkat çekti:
“Ben çok şaşırdım bu konuşmaya. İki ihtimal var. İhtimallerden bir tanesi sayın genel başkanımız ciddi şekilde yanıltılmış, ikincisi de sayın genel başkan bizimle kavga etmek istiyor. Ben genel başkan ile kavga etmeyeceğim, bunun kimseye faydası yok. Bir kez daha söylüyorum, muhalefete muhalefet etme gibi bir derdimiz yok.
Bahsettiğim şu. Sayın Akşener’e yanlış aksettirildiğini düşünüyorum. Benim bahsettiğim aday şu an AK Parti’nin adayı. Benim dediğim geçmişte birlikte olduklarımızı bugün Saray karşımıza çıkarıyor derken, İyi Parti’den milletvekili seçilen, Millet İttifakı oylarıyla milletvekili seçilen kişi bir siyasi yankesicilikle, bir siyasi dolandırıcılıkla Recep Tayyip Erdoğan’a muhalefet etmek üzere Eskişehirlilerden oy istedi ve gitti Adalet ve Kalkınma partisine katıldı. Ben, Saray, geçmişte birlikte olduklarımızı birtakım imkanlar yaratarak karşımıza çıkarıyor derken Eskişehir’deki AK Parti adayını kastettim. Benim ne Kemal Bey’e ne bir başkasına sormaya ihtiyacım yok.
Ben Meral hanımın kişisel olarak da partisinin de bahsettiği konulardaki namusuna, dirayetine kefilim. Mesele benim açımdan bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesi boyutundadır.”
Başak Demirtaş’ın adaylığı neye yol açar?
Özel, Başak Demirtaş’ın İBB için aday olması durumunda Ekrem İmamoğlu’nun adaylığının etkilenip etkilenmeyeceği ve DEM Parti ile işbirliği yapılıp yapılmayacağı sorusuna ise,
“Sayın Demirtaş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır ve kanunlara göre tüm vatandaşların koyabileceği siyasi iddiaları koyması gayet normaldir. Bu konuda herhangi bir değerlendirme yapmak doğru olmaz. Sayın Ekrem İmamoğlu 2019 seçimlerinde İstanbul İttifakı ile seçilmiş ve onu seçenleri memnun etmiş bir belediye başkanıdır. Onun başarısızlığı ya da başarısını değerli bir hanımefendinin adaylığı üzerinden değerlendirmek nezaketsizlik olur ama Ekrem İmamoğlu kendisine oy verenleri pişman etmemiştir. Adaylığını da bu temelde sürdürmektedir” yanıtını verdi.
Tepki gören adaylar değişecek mi sorusu
Özel, tepki gelen bazı adaylar için değişikliğe gidilip gidilmeyeceği konusunda ise şunları söyledi:
“Her aday ilan ettiğinizde ilan edilmeyen aday ve yakınlarından tepki olabilir. İzmir adayları açıklandığı noktada herhalde tarihimizin en az olumsuz tepki alan ve en olumlu tepki alan listesiydi. Cumhuriyet tarihinde 6 kadın belediye başkanının görev yaptığı yere, 3 kadın belediye başkanımızın olduğu yere 9 kadın belediye başkanı görevlendirdik. Öyle kıyıdaki köşedeki 20 bin nüfuslu 3 ilçeye değil. 600 bin, 700 bin nüfuslu CHP’nin kalelerine, toplam 9 ilçeye kadın adaylar koyduk. Biz sözde değil özde kadınları siyasete katacağımızı söylüyorduk. Bu kadar iyi yetişmiş kadınların oralara eli değince herkes görecek. 30 aday gösterdik, 9’u kadın, 14 tanesi 40 yaş altı. En az bir, iki yabancı dil bilen, yüksek lisans yapmış, belediyecilik eğitimi almış, pırıl pırıl arkadaşlarımız… Her şeyden önce önemli olan İzmir’in, kamunun menfaatleri.”