CHP Genel Başkanı Özgür Özel Milli Savunma Üniversitesi eski adıyla Harbiye’deki son mezuniyet töreninden sonra yaşanan gelişmeleri partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında değerlendirdi.
Bilindiği üzere polemik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı kara, deniz ve hava harp okullarındaki merasimin ardından başladı. Üç kulvarda da kadın teğmenler öne çıkmış, eğitim öğretim hayatlarını birincilikle tamamlamıştı.
Bu durumun ‘gurur nişanesi’ olduğunu söyleyen Erdoğan da “Bizim için ayrı bir şeref nişanesi. Demek ki kızlarımız başarır, başarılı olmanın ötesinde özellikle de asker olarak başarır” gibi sözlerle onlarla övünüyordu. Buraya kadar herkes için her şey normaldi. Ardından Erdoğan protokolle birlikte üniversite bünyesinde açılan camiye gitti.
Genç teğmenler de günü geleneksel olarak askeri okullarda yapılan ‘kılıç çatma’yla bitirdi. Peşinden bayrağı ve şeref tribününü selamladılar, halka olup “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attılar. Okul birincisi Teğmen Ebru da kalabalığın ortasına geçerek az evvel Erdoğan’ın önünde okudukları subay yemininin benzerini silah arkadaşlarına tekrar ettirdi:
“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene.”
Görüntüler siyaset sahnesinde kısa sürede en çok konuşulan gündem başlıklarından biri haline geldi.
Aslında ilk başta saflar adet olduğu üzere muhalefete karşı iktidar gibiydi. Bazı yöneticiler dahil AK Partililer genç teğmenlerin tavrının ‘rahatsızlık verici’ olduğunu, bunun Erdoğan’a karşı bir mesaj olduğunu savunarak kimi doğrudan, kimi dolaylı olarak onları ‘darbecilikle’ suçladı.
Muhalefetse yemine sahip çıktı, bir askerin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anmasında tuhaflık olmadığını, hatta olması gerekenin bu olduğunu söyledi.
Millî Savunma Bakanlığı (MSB) olayın ardından önce inceleme başlatıldığı haberlerini yalanladı. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olayı eleştirmesinin ardından yeni açıklama yaparak inceleme başlattı.
Erdoğan 5 Eylül’deki açıklamasında yaşananları “Birkaç kendini bilmezin ortaya koyduğu bir karmaşa” olarak nitelendirdi: “Bu işin içindekiler kimlerse bunların hak ettikleri cezayı almasını temin edeceğiz. Burası kendini bilmezlerin at oynattığı bir meydan değil.”
7 Eylül’de ise “Kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlarla ilgili olarak da gerekli bütün araştırmalar yapılıyor. Oradaki birkaç tane kendini bilmez de temizlenecek… Biz buralara durup dururken gelmedik; 30 kişi olsun, 50 kişi olsun bunların ordumuzun içinde bulunması mümkün değil” dedi.
Durum teğmenlere Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç istemli tebligatların gönderilmesi yeni boyut kazandı.
Kara Harp Okulu birincisi Teğmen Ebru Eroğlu’nun arasında yer aldığı beş teğmen ile alay komutanı A.T., tabur komutanı H.T. ve bölük komutanı M.Ö. ihraç istemiyle Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Hakkında soruşturma açılan teğmenlerin sayısının artması bekleniyor.
Özgür Özel yaşananları eleştirirken “Kararı verenleri, sessiz kalanları emekliye yollayacağız” dedi. Konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Tarihte ilk kez üç harp okulunun da birincisi kadın teğmenler. İşte size bir cumhuriyet hikayesi. Atatürk’e, vatana, millete karşı olanlar bu başarıyı zaten hazmedemedi. Yemin töreninde Mustafa Kemal’in askerleri dediler diye teğmenlere önce hiçbir şey olmadı. Sonra Hizbullahçı, gerici kafanın AK Parti’ye sinmiş uzmanları harekete geçti. Erdoğan elini sıkıp hediye verdiği kadın teğmen başta olmak üzere hepsine saldırmaya başladı.
Sonra soruşturmalar, darbeci diyenler… Suç emre itaatsizlik, asıl karın ağrısı Mustafa Kemal’in askerleriyiz demeleri. Bu 28 Şubatçılık oluyormuş. Mustafa Kemal yok 28 Şubat’ta. Meseleyi 28 Şubat’a, 25 yıl geriye götürmeye çalışanlara diyorum ki, sizin hazımsızlığınızdır. Fesli Deli Kadir’in anlayışına sahipseniz bilelim. Mustafa Kemal’in askerlerinden zarar gelmez ama 15 Temmuz’da gördük Fethullah Gülen’in askerleri ne yaptı gördük. “Bu ülkeye kumpas kuruldu” derken neler yaptığınızı da gördük.”
Soruşturma raporunda hangi tespitler yapıldı?
Ankara’da Topçu ve Füze Okulu Komutanlığı’nda görev yapan Topçu Teğmen Ebru Eroğlu’na yapılan tebligatta Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın soruşturma raporunun ayrıntılarına yer verildi.
Mezun teğmenlerin tören provalarının başladığı 13 Ağustos 2024 tarihinden itibaren çeşitli zamanlarda MSÜ KHO Öğrenci Alay Komutanlığı ile MSÜ KHO Dekanlığına başvuruda bulunarak programda bulunmayan ve mevzuattan kaldırılan andı törende okumak için devre birincisi tarafından yapılması planlanan tören konuşmasında değişiklik yapılmasını talep ettiği belirtildi.
Teğmen Ebru Eroğlu’nun ilk olarak 19 Ağustos’ta Bölük Komutanlığı’na başvurduğu, daha sonra farklı makamlara üç başvuruda daha bulunduğu anlatılan yazıda bu arada “Geçici Görevli Harbiyeli Alayı Komutanı” görevindeki teğmen tarafından da aynı konuda sıralı amirlerine başvurduğu kaydedildi.
Komutanlar ne yanıt verdi?
Yazıda teğmenlerin Tabur Komutanı’nın söz konusu andın mevzuattan kaldırılması nedeniyle okunmasının uygun olmadığını başvuran personele ifade ettiği aktarıldı. Ayrıca 20 Ağustos’ta tören provaları nedeniyle yapılan tabur içtimasında tüm personelin yönergeye uyması gerektiği, yönergede belirtilen metnin dışına çıkılmasının mümkün olmadığı ve farklı yemin metninin okunamayacağı hususunu topluca ses yayın sisteminde teğmenlere tebliğ ettiği savunuldu.
Törenden bir gün önce ne oldu?
Savunma tebligat yazısında mezuniyetten bir gün önce 29 Ağustos tarihi akşamında her yıl yapılan geleneksel tabur eğlencesi sırasında Harbiyelilerin topluca birçok marş ve türkü okuduğu, bu esnada Albay Celal Dora Alanı Atatürk Büstü önünde rastgele toplanıldığı anlatıldı.
Devre ikincisi arkadaşlarının ısrarı üzerine Ebru Eroğlu’nun söz konusu andı plansız şekilde okuduğu ifade edilen yazıda Eroğlu’nun aynı gün gecesinde “Geçici Görevli Alay Komutanı” ile irtibata geçerek devre birincisi olduğu için bu andı kendisinin okuması gerektiğini ifade ettiği kaydedildi. Ayrıca Ebru Eroğlu’nun 30 Ağustos’ta teğmenlerin geleneksel kılıç çatma faaliyetinde bu andın kendisi tarafından okunması için yardım istediği savunuldu.
O andın okunmasına kim karar verdi?
Yazıda Geçici Görevli Harbiyeli Alayı Komutanı’nın WhatsApp duyuru grubuna törenin resmi bölümünden sonra kılıç çatma faaliyetinin icra edilmesi ve mevzuattan kaldırılan andın okunması maksadıyla tüm devrenin sahada toplanması yönünden atılan mesajla teğmenlerin törenden sonra okunmasına yönelik planlamanın bir gün önce yapıldığı anlatıldı.
30 Ağustos’ta neler yaşandı?
Savunma tebligat yazısında Kara Harp Okulu’ndaki resmî töreninin ardından yaşananlar da anlatıldı. Buna göre tören geçişinin saat 18.30’da tamamlanmasının ardından teğmenler şeref tribününün karşı istikametindeki paravanın arkasına alındı. Emniyet tedbirleri kapsamında teğmenler paravanın arkasında bekletildi. Bir süre sonra buradan çıkan bazı teğmenler saha içine girerek yay şekilde toplandı.
Toplanan grubun “Geçici Görevli Harbiyeli Alay Komutanı” teğmen tarafından idare edildiği kaydedildi. Bu sırada koşar adımlarla kürsüye gelen Teğmen Ebru Eroğlu ses yayın düzeninden tüm arkadaşlarının toplanmasına yönelik “175 devresi sahaya, 175 devresi sahaya, 175 devresi sahaya. Sayın yetkililerimiz 175’inci dönem mezunları olarak son kez subay andını okumak istiyoruz. Lütfen sahayı boşaltınız. Lütfen sahayı boşaltınız. Arkadaşlar sahaya. Malazgirt sahaya” şeklinde çağrı yaptı. Yazıda bu sırada toplanan teğmenler tarafından subay kılıçları çatılarak “toplu söylemlerde” bulunduğu, daha sonra grubun ortasına giren Ebru Eroğlu’nun kılıcı havada olacak şekilde mevzuattan kaldırılan ve programda olmayan andı okuttuğu belirtildi.
Teğmenler neyle suçlanıyor?
Yazıda, bu eylemlerin 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20’nci Maddesinin birinci fıkrasının C bendinde belirtilen “Hizmete engel davranışlarda bulunmak” disiplinsizliğini işledikleri savunuldu. Teğmenlerden, üç iş günü yazılı savunmalarını yapmaları, talep etmeleri halinde beş gün ek süre verileceği kaydedildi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler teğmenlerle ilgili soruşturmada Yüksek Disiplin Kurulu’nun 25 Kasım’da karar verileceğini açıklamıştı. 20’nci Madde “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler” başlığını taşıyor.
C bendinde ise “Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır” hükmü yer alıyor. Bu fiili işleyenlere Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verileceği belirtiliyor. Milli Savunma Bakanlığı da meselenin okunan metin değil, “emre uyulmaması” olduğunu vurguladı.