Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yönetmeliklere uygun yapılan binaların, Kahramanmaraş merkezli depremlerden çok az hasarla çıktığına dikkati çekerek, yeni binaların standartlara uygun inşası için sıfır toleransla hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.
Özhaseki’nin başkanlığında, bakanlık binasında düzenlenen Deprem Bölgesi Belediye Başkanları İstişare Toplantısı’na, bakan yardımcıları, TOKİ Başkanı Ömer Bulut ile Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen il ve ilçelerin belediye başkanları katıldı.
Toplantıda konuşan Bakan Özhaseki, 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerin ardından yaraların sarılması için devlet ve milletin el ele verdiğine işaret etti.
Özhaseki, “Deprem bölgelerindeki illerimizde 872 bin 59 bağımsız birim yıkılmış vaziyette, 311 bin bina ediyor.” bilgisini verdi.
Devlet olarak 680 bin konut yapmaları gerektiğini belirten Özhaseki, “170 binden fazla da depo, iş yeri gibi yerler yapmamız icap ediyor. Karşımıza çıkan toplam sayı 850 bin civarında. Böyle bir hasar var karşımızda ama inşallah bunların altından kalkacağız. İlk etapta 180 bin civarında ihale yapıldı. Bunların belki teslimatları ekim, kasım, aralık gibi yapılacak. İlk hak sahibi vatandaşlarımız o bölgelere gidip, güvenli konutlarında oturacaklar” diye konuştu.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu söyleyen Özhaseki, “Dünyada en çok risk taşıyan ülkeler sıralamasında beşinci sıradayız. Geçtiğimiz 100 yıl içinde denizde ve karada meydana gelen 6 ve üzerinde yıkıcı şiddetteki deprem sayısı 226. Her sene neredeyse 3 deprem yaşıyoruz. Karada meydana gelen, 6 ve üzeri şiddette yani yıkıcı olarak tarif edilebilecek şiddette deprem sayısı ise 60’ın üzerinde. Toprağa verdiğimiz can sayısı 130 bin, maddi hasar tarif edilemez. Hepimiz bir deprem ülkesinde yaşadığımızı bilerek hareket etmek durumundayız.” ifadelerini kullandı.
Depremden etkilenen şehirlerin merkezlerinde hayatı yeniden canlandırmak zorunda olduklarını vurgulayan Özhaseki, şunları kaydetti:
“Bundan sonra eğer uygunsa, yapı yasağı gelmemişse oralarda yerinde dönüşüm başlatmak istiyoruz. Bizim 4 tane kırmızı çizgimiz var. Birincisi, bundan sonra her ne olursa olsun, belki ceza kanunlarına da girecek, yasa olarak da gelecek, fay hatları üzerinde yapılaşma olmayacak. Şehrin en kıymetli yeri olabilir, eşraftan birisinin mülkiyeti söz konusu olabilir, her ne olursa olsun, o fay hatları ve kırıkları üzerinde yapılaşmaya yasak başlıyor. İkincisi, sıvılaşma olan alanlarda da yapılaşma bir daha olmayacak. Üçüncüsü, dere yataklarında, zeminin müsait olmadığı yerlerde yapı yasağı gelecek. Dördüncüsü de özellikle mühendislik ve yapım işlerinde sıfır toleransa geçeceğiz.”