2019 yılında CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınması sürecinde bir avukatlık bürosunda çekildiği iddia edilen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin yürütülen soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında dün, o dönem CHP İstanbul İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu da ifade verdi. Yaklaşık üç saat süren ifade işleminin ardından adliye önünde açıklama yapan Kaftancıoğlu olayın seçimler öncesi CHP’yi yıpratmak için bir aparat olduğunu ve yargının da kullanıldığını söyledi.
Kaftancıoğlu şunları söyledi: ”Gayrimeşru ve yasadışı yollarla ortaya sunulan görüntülerle ilgili ilk ifadeye çağrılan ben olsaydım ifade vermeyi reddederdim’ diyerek ifadeye başladım. Önce o gayrimeşru yollarla kayıtları yapanların hukuk karşısında sorumluluğu neyse ortaya çıkarılır, ondan sonra bizlerin bilgisine başvurulacaksa elbette Cumhuriyet Halk Partisinde her şey nettir, bilgilerimizi paylaşırdık.”
‘CHP’yi yıpratmak için aparat’
Tarihe dikkati çeken Kaftancıoğlu “Bugün ayın 22’si. Seçime dokuz gün var. İl binası ne zaman alınmış? 2019’da. Ve ne mutlu ki İstanbul Örgütü, il binasını ne kadara alıyoruz demişsek, bütün tutarın verildiğini görmüş mal sahibine ama ne üzücü ki 2019’da İstanbul Örgütü’nün büyük katkılarıyla alınmış olan il binasını seçime dokuz-10 gün kala yok montajla, dublajla, herhalde uğraşacak zaman bulamadılar seçim öncesi CHP’yi yıpratmak için aparat olarak kullanıyorlar” dedi.
‘Bütün ayakkabı kutularının içinde ayakkabı vardı’
Kaftancıoğlu ayrıca ‘ayakkabı kutusunda para’ göndermesi de yaptı: ”Ben dün gece geç saatte İstanbul’a geldim ifade vermek üzere. Şüpheli olarak davet edilince eve girer girmez ilk yaptığım neydi biliyor musunuz? Evdeki ayakkabı kutularımı kontrol etmek. Evdeki bütün ayakkabı kutularını açtım. Ne mutlu ki hepsi içinde ayakkabılar vardı.”
Kaftancıoğlu’nun ifadesi
AA’nın haberine göre Kaftancıoğlu, söz konusu görüntülerin yasadışı elde edildiğini, bu görüntüler nedeniyle ifadeye çağırılmasına ilişkin hukuki tanım yapamadığını söyledi.
Kaftancıoğlu, Şubat 2018’de il başkanı olduğunda, o tarihe kadar il başkanlarının yeni il binası alacaklarına dair söz verdiklerini ancak alamadıklarını anlatarak, “İl Kongresine giderken kimi arkadaşlar, ‘Siz de herhalde bir il binası sözü verirsiniz.’ dediklerinde, ‘Söz vermeyeceğim ama CHP İstanbul Örgütü’ne yakışan bir binayı inşallah el birliğiyle alacağız.’ demiştim. İstanbul’un 39 ilçesinde kimi gördüysek, hangi parti ile konuştuysak İstanbul örgütüne yakışan bir bina bakılmaya başlandı” dedi.
O dönemde Şişhane’deki parti binasının yetersiz kaldığını aktaran Kaftancıoğlu, yerel seçim sonrası “Bir Tuğla da Sen Koy” isimli dayanışma kampanyası başlatarak, vatandaşlara çağrı yaptıklarını kaydetti.
Kaftancıoğlu, satın alınması düşünülen bazı yerleri görmeye bizzat kendisinin gittiğini belirterek, “Son olarak Sarıyer’de Avangart isimli projede satılık olan binanın il binası için uygun olduğu yönünde arkadaşlarımdan tavsiye aldım. Bizzat gördüm ve beğendim. Binanın satışını yapacak kişiyle irtibata geçildi. Ancak daha sonra bina sahibinin avukatı olduğunu söyleyen kişiyle görüşmelere başladık. Bu kişiyi o tarihte Şişhane’deki İl Başkanlığına çağırarak görüştüm. Yanlış hatırlamıyorsam avukat, mal sahibinin bina için 43-44 milyon lira istediğini söyledi” dedi.
Avukata pazarlık yapılması gerektiğini ve mal sahibiyle avukatların da olduğu bir ortamda görüşebileceğini söylediğini anlatan Kaftancıoğlu, şöyle devam etti: “Avukat bey, mal sahibiyle görüşeceğini söyledi. Avukattan tapunun tarafıma gönderilmesini istedim. Bize tapular değil, Emlak Konut ile Seas Besicilik arasındaki sözleşme protokolü gelmişti. Mal sahibiyle pazarlık için görüşmek istediğimi söyledim. Görüşemeyince avukata, siyasi parti olduğumuzdan dolayı satış vaadi sözleşmesine istinaden bu binayı satın alamayacağımı, bu şartlar altında pazarlığa oturamayacağımı, ayrıca siyasi parti olduğumuzdan dolayı ne kadar bedelle satın alma konusunda anlaşırsak o bedeli olduğu gibi tapuda resmi olarak göstereceğimizi söyledim. Avukat bey, tapu konusunda sıkıntı olmayacağını ancak mal sahibinin binanın gerçek değerinin tapuda resmi olarak gösterilmesini kabul etmeyeceğini söyledi.”
Kaftancıoğlu, siyasi partiler taşınmaz alım satımında vergi ödemedikleri için kendisinin satın alınan gerçek değerin tapuda gösterilmesi konusunda ısrarcı olduğunu, bedelin 24 veya 41 milyon lira olmasının partileri açısından bir fark yaratmadığını söyledi.
Canan Kaftancıoğlu, “Sonradan bana söylendiği kadarıyla satıcı bu binayı yaklaşık 1 yıl önce bize satılandan daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde, aldığı taşınmazı 5 yıl içerisinde sattığından dolayı aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış. Bununla birlikte resmiyette gösterilen 24 milyon lira bedel, o tarihte belediye rayiç fiyatının üzerindeydi” dedi.
‘Bütün sorumluluk bana aittir’
Kaftancıoğlu ifadesinin devamında, “O tarihlerde uzun süredir bina arayışında olmamız ve binanın CHP İl Örgütü’ne çok yakışacağını düşündüğümden dolayı satıcının bize ilettiği tapuda rayicin üzerindeki bedel olan tapu bedeli ile geriye kalan kısmın elden verilmesini kabul ederek binayı satın alma konusunda anlaştım. Bu konuda bütün sorumluluk bana aittir. Mal sahibiyle bu şekilde anlaştıktan sonra toplanan bağış parasının olduğu gibi muhatabına gitmesi gerektiği için elden verilen paranın mutlaka tutanakla kayıt altına alınması gerektiğini tüm arkadaşlara söyledim” dedi.