Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 20’nci toplantısı yapıldı. Toplantıda komisyonda dinlenen akademisyenlerin Meclis Başkanlığı’nın talebiyle hazırladığı ‘tutanak analizi’ sunuldu.

Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 20’nci toplantısı yapıldı. Toplantıda komisyonda dinlenen akademisyenlerin Meclis Başkanlığı’nın talebiyle hazırladığı ‘tutanak analizi’ sunuldu. Akademisyenlerin yaptığı tutanak analizinde sürecin nihai hedefi konusunda belirsizliğin devam ettiğine dikkat çekildi. Af ve topluma entegrasyon konularına yaklaşımda da önemli ayrışmalar bulunduğu ifade edildi. Toplantı sonunda yapılan oylamada komisyonun görev süresinin 31 Aralık’tan itibaren iki ay uzatılması oy birliği ile kabul edildi.

Libya halkına başsağlığı

Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 20’nci toplantısının başlangıcında Meclis Başkanı  Numan Kurtulmuş, Libya Genel Kurmay Başkanı’nı taşıyan uçağın düşmesiyle ilgili üzüntülerini ve başsağlığı dileklerini iletti. Kurtulmuş “Böyle bir kazanın ülkemizin sınırları içinde olması ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Bütün Libya halkına başsağlığı diliyorum” dedi.

“Herkesin, şerh düşmeksizin ortaklaşmasını umuyoruz”

Komisyonun şimdiye kadar yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi veren Kurtulmuş, bu süre içindeki kritik eşiklerin büyük hassasiyetle geride bırakıldığını söyledi. Komisyonun son eşiğinin ortak bir rapor yazılması olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Siyasi partilerimiz raporlarını başkanlığımıza sundu. Önemli gördükleri konuları ifade ederek bir siyasi tutum belgesi olarak raporlar bize intikal etti. Bütün raporlar Meclis’in sitesinden kamuoyuna açıldı” dedi. Raporda ortaklaşmak için çalışma yürüteceklerini kaydeden Kurtulmuş, herkesin, muhalefet şerhi düşmeksizin kabul ettiği bir raporu sunmak istediklerini söyledi. Raporun oluşması için ilave bir süreye ihtiyaç olacağını ve bu konuda oylama yapılacağını ifade etti.

Tüm dinlemeler sonucunda bir tutanak analizine ihtiyaç olduğunu, bu doğrultuda komisyonda dinlenen akademisyenlerden destek aldıklarını belirten Kurtulmuş, akademisyenler Prof. Dr. Havva Kök Arslan ve Dr. Murat Sevecan’ın bu analizi sunacağını ifade etti.

Prof. Arslan, farklı disiplinlerden akademisyenlerin ortak katkılarıyla, katılımcı ve çoğulcu yöntemle yönetici özeti niteliğinde bir analiz hazırladıklarını söyledi.

Komisyon dinlemelerine göre uzlaştırma gerektiren alanlar

Sunumu yapan Dr. Sevecan, tutanaklardaki ayrışma noktaları ve uzlaştırma gerektiren alanlara dair tespitleri şöyle sıraladı:

– Güvenlik-özgürlük dengesi konusunda aktörler arası yaklaşımlar belirgin biçimde ayrışmaktadır.

– Sürecin nihai hedefi konusunda belirsizlik devam etmektedir. “Terörün sona ermesi”, “Türkiye modeli”, “kardeşlik”, “normalleşme”, “demokratikleşme”, “siyasal entegrasyon” gibi farklı hedefler ifade edilse de bunların nasıl bir bütün oluşturacağı ve somut adımlarının neler olacağı konusunda net bir mutabakat yoktur.

– Af, topluma entegrasyon konusuna yaklaşımda önemli ayrışmalar bulunmaktadır.

– Kök nedenlerin tanımı konusunda farklı çerçeveler kullanılmaktadır.

Tutanaklarda öne çıkan öneriler

Tutanaklarda gözlemlenen öneriler de sunumda özetlendi. Raporda bu öneriler şöyle sıralandı:

– Sürecin nihai hedefine ilişkin net, anlaşılır ve ölçülebilir bir tanım yapılması

– Demokratikleşme adımlarının içeriği konusunda ortak bir zeminin tesis edilmesi

– Toplumsal güven inşasına yönelik somut adımların belirlenmesi ve ivedilikle atılması

– Hukuki altyapının acilen tamamlanması

– Katılımcılık ve şeffaflık mekanizmalarının güçlendirilmesi

Sunumun ardından milletvekillerine söz verildi.

TİP’li Şık’tan rapordaki tespitlerin eksik olduğu eleştirisi

TİP Milletvekili Ahmet Şık, komisyondaki siyasi parti dağılımının eşit olmadığını hatırlatarak rapordaki tespitlerin eksik olduğu eleştirisinde bulundu.

Raporun geciktirilmeden yazılması gerektiğini kaydeden MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sürece dair değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, “Türkiye’nin iktidar devlet yapısı, toprak bütünlüğü, Türkçe’nin resmi statüsü, Türk milleti kimliği, Cumhuriyet ilkesi hiçbir siyasi pazarlığa konu edilmeyecek temellerdir. Demokratikleşme adımları ancak bu çizgiler korunarak, mevcut anayasal çerçevede içinde yapılabilecektir” diye konuştu. Yıldız, atılacak adımların; terör örgütlerine yeni hareket alanları açmayacak şekilde planlanması gerektiğini ifade etti.

DEM Partili Oluç: Raporun şerhsiz çıkması topluma verilecek önemli bir mesaj olur

DEM Parti Milletvekili Saruhan Oluç, ortak raporun ‘şerhsiz’ bir biçimde, tam uzlaşıyla ortaya çıkmasının önemine vurgu yaptı. Tam uzlaşı ile çıkan bir raporun meclis çalışmaları açısından kolaylaştırıcı olacağını ve topluma verilecek mesaj açısından önemli olacağını kaydetti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, silah bırakmaya ilişkin olarak bir yasanın ivedi olarak çıkarılması gerektiğini kaydetti ve partisinin raporun ortaklaşmasına konusunda katkı sunacağını ifade etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen de, demokratikleşme anlamında atılması gereken adımların raporda dile getirilmesini umduklarını ifade etti.

EMEP Milletvekili İskender Bayhan ise akademisyenlerin analizine ilişkin değerlendirme yaptı ve bu analizin İmralı görüşmesini ve kapalı oturumları kapsamadığı için eksik olduğunu kaydetti. Bayhan, rapor yazım sürecine grubu bulunmayan siyasi partilerin katkı sunması gerektiğini de sözlerine ekledi.

AKP’li Böhürler: Soyut kavramlar sürece zarar verebilir

AKP Milletvekili Ayşe Böhürler, sürecin nihai gayesinin raporda belirtilmesi gerektiğine dikkat çekti. Soyut kavramların sürece zarar verebileceğini ifade eden Böhürler, birinci süreçten kalan bagajlar olduğunu hatırlattı.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP’nin raporuna gelen eleştirileri şaşkınlıkla karşıladığını söyledi. Raporu hazırlarken Türkiye’nin temel sorunlarına değindiklerini ve herkesin sahiplenebileceği öneriler sunduklarını belirten Emir, “CHP kalıcı barış için yapılması gereken yasal adımların öncüsü olacaktır” dedi.

Kavramlarla ilgili tartışmalara değinen AKP Milletvekili Kürşad Zorlu, ‘barış’ kavramının kullanılmasına dair itirazını ‘savaş devletler arasında olur’ diyerek dile getirdi.

DEM Parti’den Kurtulmuş’a Leyla Zana çağrısı

Leyla Zana’ya yönelik ırkçı ve cinsiyetçi hakaretleri hatırlatan Beştaş, “İlk gün nasıl beyaz toros yakıldıysa bugün birileri gazoz içerek video çekiyor. Bu kadar emek vermişken, böyle bir aşamadayken tekrar tekrar üretilen nefret ikliminin karşısında olmamız gereken bir aşamadayız” dedi. Beştaş, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a da bu konuda açıklama yapmasını önerdiklerini söyledi.

Beştaş’tan CHP’ye eleştiri, Murat Emir’den cevap

DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, CHP’nin raporunda sürece dair çıkarılacak yasaya ilişkin bir öneri olmamasını da eleştirdi. Beştaş’ın eleştirilerinin haksız olduğunu kaydeden CHP Grup Başkanvekili Emir, “Bizim raporumuzda Kürt sorunu da var, Kürt de var. Kürt’ün de Türk’ün de sorunları var” dedi.

Raporda TMK’nın değişmesini, terör tanımının yeniden yapılmasını önerdiklerini hatırlatan Emir, “Bundan duyulan rahatsızlık neden?” diye sordu. Raporu 86 milyon için yazdıklarını söyleyen Emir, Adalet Bakanlığından görüş beklemelerinin de doğru tutum olduğunu savundu. “Biz sağlıklı bir başlangıç yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Konuyu ayrıntılı bilenlerin çalışma yapmasını söylemek kadar doğal bir şey yok. Bizim elbette kendi iç çalışmalarımız var. Ama bizim buradaki suskunluğumuz bilinçli bir suskunluktur ve hala arkasındayız. Bundan neden rahatsız olunuyor anlamıyorum” diye konuştu. AKP ve CHP’nin raporlarında Kürt sorununun varlığının bile kabul edilmediğini söyleyen Emir, bu konudaki eleştirilerin CHP’de yoğunlaşmasının yanlış olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş: Olumlu ve umutlu bir noktadayım

Akademisyenlerin sunumu ve milletvekillerinin değerlendirmelerinin ardından Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, söz aldı. Olumlu ve umutlu bir noktada durduğunu belirten Kurtulmuş, zor bir süreci geride bıraktılarını, pek çok mayınlı alandan geçtiklerini söyledi. Komisyonda bulunan 10 siyasi partinin her birinin ne düşündüğünü net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Kurtulmuş, “Partilerin eğilimlerinin ortak bir metinde olması fevkalade önemli. Partiler görüşlerini ortaklaştırmak için kendi aralarında müzakere yaparsa sürece katkısı olacaktır” dedi. Kurtulmuş, bu konuda kendisinin de elini taşın altına koyacağını söyledi. Barış ve kardeşlik dilinin kullanılmasının önemine de dikkat çeken Kurtulmuş, zamanın ruhunun bunu gerektirdiğini ifade etti.

Kudüs’te yapılan bir toplantıda Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail temsilcilerinin örtülü olarak Türkiye’yi tehdit ettiğini belirten Kurtulmuş, “Türkiye’nin içeride cephesini tahkim etmek, kardeşliğini kurmak için çok uzun vaktinin olmadığı aşikardır” dedi.

Toplantı sonunda yapılan oylamada komisyonun görev süresinin 31 Aralık’tan itibaren 2 ay uzatılması oy birliği ile kabul edildi.

“SDG’nin silah bırakmasını komisyon nasıl sağlayacak?”

Toplantı sonrasında gazetecilerle sohbet eden Meclis Başkanı Kurtulmuş, mümkün olan en üst mutabakatın sağlanması için çalışacaklarını söyledi. Ekim ayında bitirmeyi hedeflediklerini ancak sürecin uzadığını, bu yüzden 2 aylık uzatma kararı aldıklarını belirten Kurtulmuş, “Bütün meseleyi çözecek olan komisyon değil. SDG’nin silah bırakmasını komisyon nasıl sağlayacak?” diye konuştu.

Benzer süreçlerle karşılaştırıldığında gelinen en ileri seviyede bulunulduğunu belirten Kurtulmuş,

“Komisyonda bazı şeyler tekrarla söylenmiş olsa hepsinin faydası var” dedi.

Çıkacak yasanın geçici ve müstakil olmasına dair değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, fikirlerin henüz ham olduğunu, bir çerçeve metin oluşturacaklarını ifade etti.