CHP İstanbul il binasının alınmasına ilişkin para sayma görüntüleriyle ilgili açılan davanın ilk duruşması Çağlayan Adliyesi'ndeydi. Duruşmada savunma yapan Avukat Ahmet Özdemir "Dava hem sakat hem siyasi” dedi.

CHP İstanbul il başkanlığı binasının alınmasına ilişkin para sayma görüntüleriyle ilgili haklarında dava açılan 22 sanığın Siyasi Partiler Kanunu’nun “kanuna aykırı bağış, kredi veya borç alınması, borç verilmesi” suçundan yargılanmasına başlandı.

Davanın başlamasından önce duruşma salonu önünde basın mensuplarına açıklama yapan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik dava konusu görüntülerin seçimlerden önce yayınlanmasının seçim sonucunu değiştirmeye yönelik olduğunu ifade etti.

Siyasi partileri denetim yetkisinin Anayasa Mahkemesinde olduğunu, yerel mahkemede yargılama yapılamayacağını ileri süren Çelik yargılamanın hukuksuz olduğunu savundu. İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz altı sanıkla avukatları katıldı.

“Dava hem sakat hem siyasi”

Sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından söz alan eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun avukatı müvekkilinin hastane randevusu olması nedeniyle mazeret sunduklarını söyledi.

Duruşmaya CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin ve çok sayıda parti üyesi izleyici olarak katıldı.

Savunma yapan Avukat Ahmet Özdemir CHP’nin 100 yıllık bir parti olduğunu ve partiye zarar verilmek istendiğini ifade etti. Özdemir “Dava hem sakat hem siyasi. Bu para ilk önce belediye başkanı İmamoğlu’nun parası gibi gösterilmeye çalışıldı. Sanıkların lehine olabilecek belgeler dosyaya konulmadı. Olay, 22 kişi üzerine yıkıldı” dedi. Savunmaların ardından mahkeme davanın 29 Kasım’a ertelenmesine karar verildi.

“İstanbullular bu tür eylemlere girişenlere dersini verdi”

Duruşma sonrası CHP heyeti, adliye önünde açıklama yaptı.

Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, şunları söyledi:

“Maalesef yargının yine siyaset üzerinde maşa olarak kullanıldığı bir yargılama sürecini izledik hep birlikte. Görüntüler, hukuka aykırı elde edilmiş görüntülerdir. Dolayısıyla hukuka aykırı elde edilmiş görüntülerle bir dava, bir iddianame düzenlenemez ve bir yargılama yapılamaz. Gerek Yargıtay’ın gerek Anayasa Mahkemesi’nin gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hukuksuz elde edilen delilin, delil niteliğinde olmadığına ilişkin yerleşik kararları vardır. Bunu da kamuoyunun bilmesini özellikle isteriz. Tabii burada bir yerel mahkeme eliyle Anayasa Mahkemesi’nin yargılama yetkisi yine gasp ediliyor.

Aynı Can Atalay’da Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın tanınmadığı şeklindedir bu yargılama da. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi gibi Türkiye’deki bütün siyasi partileri denetleme yetkisi Anayasa Mahkemesi’ndedir. Sayıştay ilgili yılların denetim raporunu henüz düzenlememiş olmakla birlikte düzenlese bile, burada hukuksuz bir durum bulunsa bile, bağışın yasa dışı alındığı kabul edilse bile bunun yargılama yetkisi Anayasa Mahkemesi’nindir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin yapması gereken yargılamayı yerel mahkeme eliyle, dizayn edilmiş mahkemeler eliyle yapılmak istenmektedir.”

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de şöyle konuştu:

“2019 yılında İstanbul İl Başkanlığı bir kampanya başlattı. Bağışlarda bulundular. Ne zaman çıktı görüntüler? 10 Mart 2024 tarihinde, yani 31 Mart 2024 seçimlerine tam 20 gün kala. Amaç neydi burada? Acaba 2019’dan bu yana İstanbul’u yöneten Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na buradan bir zarar verebilir miyiz, seçim sonuçlarını bu görüntülerle etkileyebilir miyiz; 31 Mart seçimlerinden önce uğradığımız tek karalama kampanyası, tek iftira bu da değildir. Sahte broşürlerle, gerçeği yansıtmayan haberlerle ne yazık ki her seçim öncesinde karalama kampanyaları bu tür görüntüler bir biçimde ortaya servis ediliyor. O gün de söylemiştik. 10 Mart 2024’te bu görüntüler ortaya çıktığında şunu ifade etmiştik. İl binasının satın alınma bedelinin kaporasının ödendiği görüntülerdir. Paranın teslim alma tutarlarını kamuoyuyla ve sizlerle paylaşmıştık. Şimdi bugün bulunduğumuz noktada mesele şudur. 31 Mart 2024 seçimlerinde millet ve İstanbullular tıpkı 2019 seçimlerinde olduğu gibi yine bu tür eylemlere girişenlere çok net bir biçimde dersini vermiştir. 2019’da 12 bin oy olan oy farkı İstanbul’da 1 milyonun üzerine çıkmıştır. Sonrasında bugün bu dava burada gerçekleşti ve süreç devam ediyor.

Yani siyasi partilerin denetimi, Anayasa Mahkemesi’ne bağlı. Burada partili arkadaşlarımız neyle suçlanıyor? Kanuna aykırı bağışla suçlanıyor. Kanuna aykırı bağışla ilgili yetki Anayasa Mahkemesi’nde ama bugün bir yerel mahkemede arkadaşlarımız yargılanıyor. Bunun ötesinde bir mesele daha var. Söz konusu olan görüntüler bir kere hukuka uygun olmayan şu görüntüler, yasa dışı biçim elde edilmiş deliller. Burada böyle bir mesele de söz konusu. Burada şunu görüyoruz tabii ki, 31 Mart’tan önce nedir bu davanın amacı diye soracak olursanız?

31 Mart’ta süreç, seçim sonuçlarını değiştirmeye yönelik bir meseleydi. Bugünkü amaç nedir? Bugünkü amaç da 101 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi’nin kamuoyunda bir biçimde algısını zayıflatmak, ülkede çok yakıcı gündeminin olduğu bir günlerde yani özellikle ekonomi başta olmak üzere Türkiye’nin çok ciddi sorunlarının olduğu bir dönemde her gün başka bir mesele üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi’yle tartışmak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kamuoyunda zayıflatmak amacıyla kurulmuş bir dava, tamamen siyasileşmiş bir dava. Bu süreçlerin takipçisiyiz. Bu süreçlerle mücadele etmeye hep birlikte devam edeceğiz ancak şunun bilinmesini isteriz ki, vatan ve milletin de bu işlere fırsat vermediğini hem 2019’da gördük hem de 2024’te gördük. Günü geldiğinde vatandaş yeniden bir demokrasi tokadıyla bu meselelerin hepsine cevap verecektir.”

İddianamede neler var?

İddianamede 11 Mart’ta X sosyal medya platformunda birçok farklı hesap ve kullanıcı tarafından, kimliği belirsiz bir kişinin siyah renkli çantadan deste halindeki banknotları çıkartarak masaya dizdiğine ilişkin görüntülerin paylaşılması üzerine olayın soruşturmaya başlandığı belirtiliyor.

Sarıyer Ayazağa Mahallesi C Blok’taki 14 taşınmazın SEAS Besicilik şirketi yetkilisi Ali Rıza Braka tarafından 11 Aralık 2019’da CHP’ye satıldığı anlatılan iddianamede, görüntülerdeki paranın da bu satışa ait olduğu kaydediliyor.

İddianamede Braka, dönemin CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve görüntülerin çekildiği ofisin sahibi avukat Gökhan Taşkapan tarafından imzalanan tutanakla birlikte parti binasının alınması sırasında kullanılan ve nakit olarak sayılarak elden teslim edilen para miktarının 15 milyon 510 bin lira olduğu aktarılıyor.

Soruşturmaya konu taşınmazların hangi tarihte kim tarafından satın alındığının tespiti amacıyla Sarıyer Tapu Müdürlüğüne yazı yazıldığı, tapudan gelen cevaba göre, SEAS Besicilik Sanayi Ticaret Şirketi adına yetkili Ali Rıza Braka ile CHP adına Canan Kaftancıoğlu arasında Beyoğlu 3. Noterliği’nde 6 Kasım 2019’da “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi” düzenlendiği, bu sözleşmede toplamda 14 bağımsız bölümün satın alma bedelinin 24 milyon 360 bin lira olarak gösterildiği, sözleşmeden sonra 14 bağımsız bölümün 24 milyon 369 bin lira bedelle CHP adına 11 Aralık 2019’da tescil edildiği bildiriliyor. Savcıya göre binanın ger.ek satış bedeli 24 milyon lira değil 39 milyon liraydı ve resmi kayıtta gözükmeyen 15 milyon liralık alım bedeli açıktan ve nakit olarak ödendi.

İddianamede CHP’nin il binası alımı için düzenlediği “Bir Tuğla Da Sen Koy” adlı yardım kampanyasının bir siyasi parti olan CHP tarafından başlatılmış olması nedeniyle yapılan bağışların Siyasi Partiler Kanunu’nda belirtilen usule uygun şekilde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.

Siyasi Partiler Kanunu’nun “bağışlar” ve “kanuna aykırı bağış, kredi veya borç alınması, borç verilmesi” maddelerine değinilen iddianamede “Kanunda yapılan düzenlemeye göre bağış yapan kişinin yapmış olduğu bağış karşılığında bağış miktarınca makbuz alması, bağışı kabul eden parti sorumlusunun ise teslim aldığı bağış miktarınca makbuz düzenlemesi gerekmektedir” bilgisi veriliyor.

İddianamede bağış kampanyası kapsamında bağışta bulunmak isteyen kişilerin, parti banka hesaplarına para göndermek suretiyle bağışta bulunabilecekleri gibi, siyasi parti temsilcisi olarak hareket eden birden fazla kişiye veya parti sorumlusuna da bağışta bulunabileceklerine işaret edilerek “Bu nedenle bağışı kabul eden parti sorumlusunun resmi olarak yetkilendirilmiş kişi olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Bulunduğu konum ve parti içindeki durumu itibariyle bağış kabul edebileceği varsayılan ve bağışı kabul eden kişilerin ‘bağış kabul eden parti sorumlusu’ olarak kabul edilmesi gerekir” ifadelerine yer veriliyor.

İddianamede eski Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve danışmanı Melih Morsümbül, eski Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Mustafa Can Poyraz, İmamoğlu İnşaat Şirketi’nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu 22 sanık hakkında, Siyasi Partiler Kanunu’nun “kanuna aykırı bağış, kredi veya borç alınması, borç verilmesi” maddesi gereğince 6’şar aydan 1’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İl binasını satan kişi uyuşturucu dosyasında şüpheliymiş

Para sayma görüntüleriyle gündem olan CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satışı olayında yeni detaylar ortaya çıkmıştı. Binayı CHP’ye satan Ali Rıza Braka adlı kişinin satıştan dört ay önce Türk vatandaşı olduğu öğrenilirken isminin 650 milyon euroluk uyuşturucu dosyasında şüpheli olarak geçtiği öğrenilmişti.

Binayı CHP’ye satan Ali Rıza Braka adlı kişinin avukatı Gökhan Taşkapan’ın ofisindeki güvenlik kamerası kayıtları ortaya çıkmış, görüntülerde çantalarla getirilen paraların sayıldığı görülmüştü. CHP’nin 39 milyon 870 bin lira olarak belirttiği satışın yaklaşık 15 milyon liralık kısmının elden verildiği ve kayıtlara geçirilmediği öne sürülmüştü.

Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın haberine göre 11 Aralık tarihinde CHP’ye satılan bina SEAS Besicilik adlı şirketin yetkilisi olan Ali Rıza Braka tarafından satıştan 35 gün önce resmi olarak devralındı. Braka 2019 yılında binanın satışından dört ay önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmuştu.

Para sayma soruşturmasında avukat Özer de ifade verdi: Makbuz unutuldu