Bahçeli'nin Öcalan çıkışını yorumlayan Yavaş, açıklamaya katılmadığını söyledi, konunun Meclis'te tartışılması gerektiğini belirtti. Yavaş Türkiye'ye kimsenin bir şey dayatamayacağını belirtti, 'Tek söz Türk milletine aittir' dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Gençlik Parkı’nda Cumhuriyet’in kuruluşunun 101’inci yıl dönümüne özel olarak hazırlanan ‘T.C. Yaşasın Cumhuriyet Tüneli’ni ziyarete açtı. Açılış sonrası gazetecilere konuşan Yavaş’a en çok sorulan soru MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışı oldu. Yavaş aslında Ankara Büyükşehir Belediyesi dışındaki konular hakkında konuşmamaya dikkat ediyordu. Siyaset sahnesine yeniden girişiyse İstanbul Barosu seçimlerinde olmuştu. Çünkü baronun çiçeği burnunda başkanı İbrahim Kaboğlu “Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir. Tıpkı 1995’te yapıldığı gibi tıpkı 2001’de yapıldığı gibi. 1995’te başlangıç kısmındaki ırkçı ibareler çıkarıldı. 2001 değişikliğindeyse Madde 14’e ‘İnsan haklarına dayanan laik ve demokratik cumhuriyet’ tanımı kondu. O zaman 1961’de öngörülmüş olan ‘İnsan haklarına dayanan devlet’ kavramı anayasaya yeniden girmiş oldu. Yani daha ileriye götürüldü. Anayasa Mahkemesi de artık bu kavramı kullanmaya başladı” demişti.

Yavaş da ona cevap verip “Anayasa madde 4 çok net hocam. AYM iki defa bu konuda karar verdi ve 4’üncü madde ilk üç maddeyi koruduğu için kendisi de değiştirilemez dedi. Size göre olumlu olması durumu değiştirmiyor” sözlerini kullanmıştı.

Yavaş kendisine sorulan Öcalan sorusuna da yanıt vererek yine belediyecilik dışında ikinci bir açıklama yapmış oldu.

Bahçeli, terör örgütü PKK lideri Öcalan’ın Meclis’e getirilip örgütü lağvettiğini açıklamasını istedi. Bu gerçekleşirse de Öcalan’a umut hakkı uygulanmasının da önünün açılmasını istedi. Yavaş da bu konuda yapılan açıklamaların sürekli yükselerek devam ettiğini belirtti ve bir sonraki Meclis grup toplantısında neler açıklanacağını merak ettiğini söyledi. “Her seferinde insanların aklının hayalinin almadığı, alışık olmadığı açıklamalar var. Ben bu tür açıklamalara katılmadığımı söylerim” diyen Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük bir devlet olduğunu belirten Yavaş hukuk devleti gereği her şeyin hukuka uygun olması gerektiğini söyledi. Bu nedenle bu konuda bir proje varsa milletvekilleri tarafından tartışılması gerektiğini de belirten Yavaş, bunun da yetmeyeceğini ifade etti.

Bazı şeylerin halka sorulması gerektiğini söyleyen Yavaş “Bir başkasına karşı işlenen suçu, birisinin affetmesi gibi şeyler mümkün değildir. Toplum bu konuda çok acı çekmiştir. Elbette ki bence eksik görülen şey şurada; ortak yaşama iradesi olmasaydı bu toplum şimdiye kadar çoktan ayrışırdı. Bunların toplumdaki ortak yaşama iradesini yaraladığını düşünüyorum. Kim hangi grubun temsilcisidir, neye göre temsilcidir, bu yetkiyi kimden almıştır? Bu kime sorulmuştur? Bunların hepsi tartışma konusudur. Varsa böyle bir plan, proje bunların hem halka iletilmesi hem de Meclis’te grubu olan herkesle paylaşılması lazım. Ben açıkçası bu konularda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak değil, vatandaş kimliğimle konuşuyorum. Bir dışarıda hazırlanan proje var, buna biz alet ediliyorsak elbette biz buna karşıyız. Ne sınırlarımızın değişmesine ne üniter yapımızın değişmesine asla izin verilemez. Bu konuda hiç kimsenin de kendi başına karar vermesi mümkün değildir. Kararı verecek Türk milleti ve onların temsilcisi milletvekilleridir” dedi.

Hiç beklenmedik olaylar yaşandığını söyleyen Yavaş “Hem Türk mahkemeleriyle hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde verilen kararla terörist başı ve terör örgütü lideri kabul edilmiş ve cezası onanmış birisinin muhatap alınması, gerçekten Türkiye’deki hukuk sistemine aykırıdır. Bunun tartışılması lazım. Bu konular konuşulurken meşruiyet ancak ve ancak TBMM’de aranır. Göreceğiz önümüzdeki günlerde. Anayasamızın ilk dört maddesinin tartışılma konusu edilmesi, bugünlerin geleceğini gösteriyordu. Ben Türk milletinin bu kadar kanlı terör eylemlerine rağmen, ortak yaşama iradesinde en ufak bir eksiklik görmedim. Kendisi eksiklik görenler, terör örgütü uzantılarıdır. Rahatsız olanlar, rahatsızlığı kendinde aramalıdır” diye konuştu.

Yavaş, bir gazetecinin, ”MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı bir taraftan da hükümeteydi. Çünkü orada yasal düzenlemeyi yapacak olan hükümet. Ama Bahçeli’nin çağrısından bu yana Cumhurbaşkanı’nda bir sessizlik var. Bu sessizliği neye bağlıyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:

”Bunu da görüyoruz. Çünkü biliyorsunuz hükümete yakın gazetelerde ‘Öcalan’ın yeri İmralı’dır’ diye başlıklar çıktı. Bunlar durup dururken atılmaz. Bugüne kadar Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konuda hiçbir şey söylememesi, sanki başka bir kanadın harekete geçirdiği bir olay var gibi geliyor. Bunlar ulu orta konuşulacak şeyler değildir. Varsa bir şey Meclis’teki bütün grup başkanvekillerinin yan yana gelip, tartışılarak, daha sonra toplumun önüne getirilmesinde fayda var.

Daha önceki çözüm sürecinin başarısız olmasının en büyük nedeni, iki kişiden başka hiç kimse plan nedir bilmiyordu. Bu nedenle başarıya ulaşmadı. ‘Çözeceğiz’ derken daha da bozdular. Askerde ‘yapamıyorsan, dokunma bozuk kalsın. Çünkü tamir etmeye kalkarsan daha da bozarsın’ diye söz vardır. Bu uygulanan çözüm süreci bu sonucu doğurdu. 800 kadar asker ve polisimizin kanı hala orada duruyor. Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM’de alınacak karar ve Türk milletine sorulmak suretiyle karar alınmalıdır. Onun haricinde hiç kimsenin bu konularda hiçbir yetkisi yoktur. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı’na da yetkiyi halk vermiştir. Sayın Bahçeli’ye de halk vermiştir. Türk milleti her şeyin üzerindedir. Kendi başına, kendi kararıyla Türkiye’ye hiçbir şeyi kimsenin dayatma hakkı yoktur. Tek söz Türk milletine aittir.”

Çakıcı’nın ardından Kürşat Yılmaz’dan da ‘Bahçeli yalnız değil’ mesajı: Gerekirse can alıp, can vereceğiz