İstanbul’un en kalabalık ilçesi Esenyurt’ta belediye başkanı olarak seçilen CHP’li Prof. Dr. Ahmet Özer terör soruşturması kapsamında evinden gözaltına alınıp tutuklandı. CHP bu duruma tepki gösterirken Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş da kayyım atandıktan sonra konuştu. “İddiaların 5-10 yıl kadar geriye giderek tespit edildiği açıklanmaktadır. Neden bu tarihe kadar beklenmiştir?” diye soran Yavaş Özer hakkında tutuklama kararı çıkmadan önce yandaş medyada çıkan ‘Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı’ haberlerine dikkat çeken Yavaş “Bu iddianın gerçekleşmiş olması işin siyasi boyutunun inkar edilemez bir hal aldığını göstermektedir” dedi.
Bununla birlikte Esenyurt’ta kayyımı protesto etmek için CHP tarafından düzenlenen mitinge de katılmayan Yavaş eleştirildi. Sözcü TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal da Yavaş’ı eleştirenlerden biriydi ve “Siz belediye başkanınızın arkasında mısınız değil misiniz? Karar vereceksiniz, bu partide mi kalacaksınız? İstifa da edebilirsiniz Ama en azından duruşun belli olsun” dedi.
Yavaş bu sözlere bir gazetecinin sorusuyla yanıt verdi ve şunları söyledi:
“O kendisinin yorumudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir yazısını ben Ulus meydanına astım: Bir milliyetperveriz. Doğrudan doğruya Türk milliyetçisiyiz.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin altı okundan biri de milliyetçiliktir. Ama belli ki bu eleştiriyi yapanlar bu sıfatları unutup Cumhuriyet Halk Partisi’ni artık başka bir yere koyuyor olabilirler. Ben Atatürk ilkelerine bağlı bir Türk milliyetçisiyim. Ve Cumhuriyet Halk Partisi içinde benim gibi düşünen son derece fazla insan var. Bunun da bilinmesini isterim. Dolayısıyla yörüngeyi şaşıran ben değilim, yörüngesini şaşıranlar bu eleştiriyi yapanlar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu ülkeyi kuran parti olduğunu unutup başka başka anlamlar yüklemeye çalışıyorlar. Asla bu çizgiden şaşmayacaktır. Herkes de siyasetini bu çizgide yapmak zorundadır. Birlikte bütünlük, üniter devlet, parlamenter demokrasi. Bunlar olmazsa olmazımızdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de olmazsa olmazıdır. Bu konuda altılı masanın vermiş olduğu imza vardır. Bu imzayı ortadan kaldıracak hiçbir açıklama da şimdiye kadar yapılmamıştır.”
‘5-10 yıl geriye gidilirse iktidar çevresinden kimse kalmaz’
Bununla birlikte Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’un kayyım atanmasına da tepki gösteren Yavaş hukuken belediye meclisinden bir kişinin seçilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Yavaş telefon dinlemelerini de eleştirerek “5 -10 yıl geriye giderek telefon konuşmalarına bakılarak bir tutuklama yapıldıysa yine bir hukukçu olarak söylüyorum iktidar çevrelerinden hiç kimse dışarıda kalmaz. Çünkü bizim yaptığımız şikayetlerde 10 yıl geriye yönelik bazı şikayet ettiğimiz insanların incelemesi dahi yapılmadı. Hukukta çifte standart olmaz. Tutuksuz yargılama, masumiyet karinesi esastır. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur ama varsa bir suç; delilleri karartma ihtimali yok, sabit ikametgah sahibi ise en azından tutuksuz yargılanmak üzere kendisini savunma imkanı verilmesi daha uygundur” dedi.
Esenyurt’a gitmemesinden farklı anlamlar çıkarıldığını da söyleyen Yavaş herkesin kendi yorumu olduğunu belirtti. Miting için de “CHP kendi belediye başkanına kendisi sahip çıkacaktır” diyen Yavaş Saadet Parti’siyle ilgili bir gerginlik yaşandığı konuşmalarına da şöyle yanıt verdi:
“Birisi haksızlığa uğradığı zaman herkesin buna sahip çıkması önemlidir ama şöyle de bir şey duydum; orada Saadet Partisi’nin de bir yetkilisi olduğu halde konuşturulmadığını duydum. Kimse rol çalmamalı, haksızlığa herkes isyan etmeli ama elbette bunun arkasında CHP olacak. Oradaki görüntülere itiraz etmeleri de CHP’nin içerisindeki herkesin fikrini rahatça söyleyebilmelerinden geliyor.”
Yavaş, İstanbul’daki mitinge katılmaması ile ilgili soruya şu karşılığı verdi:
“Başka sebepleri önümüzdeki günlerde konuşulur, çıkan duruma göre konuşulur. Tabii şu bizim zorumuza gidiyor; 2023 seçimlerinde suçlandığımız olaylara bakılırsa net tavır koymamıza rağmen haksız bir suçlamayla iktidar çevreleri oy aldı. Yine aynısını yapıyor. Bir yandan bebek katili, teröristbaşı olduğu hem yerel mahkemece hem AİHM’ce tescil edilmiş, suçu kesinleşmiş birisine bir rol, makam verilmeye çalışılıyor, bir yandan da bu tür operasyonlarla CHP terörle ilişkilendirilmek isteniyor. Artık şu saatten itibaren konuşulacak konu kalmamıştır. Cezası kesinleşmiş bir bebek katilinin ‘TBMM’de konuşsun’ denmesinin karşısında konuşulacak bir şey kalmamıştır. Zaten Türkiye’de bu konular çok yanlış gidiyor. Muhatap kimdir? Suçu kesinleşmiş birisinin muhatap alınması yanlıştır. Nüfusu yerine göre 5, 10, 20 milyon Kürt vatandaşımızın temsilcisinin kim olduğuna kim karar veriyor? Birçok insan da hem DEM Parti’yi hem teröristbaşını kendilerinin temsilcisi olarak gösterilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Öncelik hukuktur ve TBMM’dir. Onun ötesinde başka bir güç yoktur. Kapalı kapılar ardında bir pazarlık varsa biz onu bilemeyiz ama her şeyin kamuoyu önünde şeffaf bir şekilde yapılması toplumu da rahatlatacaktır.
Biz 3-4 gündür Ankara’daki sosyal desteğe ihtiyacı olanlara destekte bulunuyoruz. Gerçekten ekonomi son derece zor durumda. Bu yapılanların aynı zamanda asıl gündem olan ekonomiyi de unutturmak için yapıldığına da kalben inanıyorum. Eğer ekonomik sıkıntıyı unutturmak için eğer bir insanı özgürlüğünden ediyorsanız buna da diyecek bir şey yok. Bunlar anayasal bir suçtur. Hukukun dışına çıkıp bu şekilde kararları alanların sonunu gördük. Hukuktan şaşılmamasını, adalet camiasına bir hukukçu olarak öneriyorum.”
Esenyurt Belediyesi’nde kayyımın ilk işi Ahmet Özer’i silmek oldu: Öyle biri hiç seçilmemiş gibi