Beşiktaş’ın şu anki vekil başkanı ve başkan adayı Hüseyin Yücel televizyona çıktı ve gayet samimi açıklamalar yapıp Siyah-Beyazla kulüpte perde arkasında olan her şeyi anlattı. Yücel Beşiktaş’ın ocak ayı ortasına kadar UEFA’ya ‘borçsuz’ olduğunu kanıtlayan bir yazı göndermesi gerektiğini, bunu sağlamak için de Beşiktaş’ın en azından 50 milyon Euro daha borca ihtiyacı olduğunu söyledi, “Şu an kasamızda 10 milyon TL var” dedi. Bu da 250 bin Euro’dan az bir para demek.
TRT Spor’da soruları yanıtlayan Hüseyin Yücel’in anlattıkları satır başlarıyla şöyle:
Kayyım atanabilirdi: Sayın başkanın istifa kararı çok ani oldu. Yönetim kurulunda istifa kararı aldığını söyledi. Tüzüğümüz gereği başkanlık ikinci başkana kalıyor. Yönetim kurulumuzla oturup konuştuk. Etik gereği başkanın istifası sonrası yönetim kurulunun da başkanla birlikte bırakması uygun görülürdü. Böyle bir şey yaptığımızda yönetim denetleme kuruluna kalıyordu. Beşiktaş’ı bekleyen bir sürü problem vardı. Bizler de bıraksaydık Beşiktaş’a kayyım atamaya kadar gidilebilirdi.
Darbeci başkan gibi saçma sapan bir gündem oldu: Biz mayısa kadar devam etseydik atanmış bir başkan olacaktık. Bu da benim içime sinmedi. Ayrıca darbeci başkan gibi saçma sapan bir gündem oldu. Rakiplerimiz de bizim devam etmememiz gerektiğini söyledi. Onlara katıldığımızı söyledim. Yönetim kuruluyla bir toplantı yaptım ve seçim kararı aldık. Farklı görüşler de oldu, ama ben doğru bulmadım ve seçim kararı aldık.”
Aybaba içine sindiremedi: Çok fazla etken var. Çok fazla görüş olabilir, ama benim görüşüm biraz çok başlılıktan oldu. Samet Aybaba futbolun patronu, Feyyaz Uçar da futboldan sorumlu yönetim kurulu üyesiydi. Haziran ayında Friedel diye bir arkadaşımız ve Gio göreve başladı ve çift başlılık ortaya çıktı. Friedel’in gelişi tamamen oyuncu satışıyla ilgili bir algı vardı bizde. Ama geldiğinde sportif direktör görevi üstleneceğini gördük. Hal böyle olunca Samet Hoca biraz kızakta kaldı. Samet Hoca dediğimiz kişi de çok büyük bir Beşiktaşlı ve içine sindiremedi.
Galatasaray maçı ile kırılmalar başladı: Feyyaz Uçar, Gio ile toplantısını yaptı daha sonra başkan beni aradı ve ‘Feyyaz hoca neden oraya gidiyor. Gerekirse sen git bizzat görüş’ dedi. Ben de bu absürt olmaz mı dedim. O da futboldan sorumlu bir yöneticiydi. Futbolcuların arasında bile Sametçi futbolcular ve Bradçi futbolcular diye garip söylemler duyduk. Oradan kırılmalar başladı. Talihsiz Galatasaray maçı ve hakem faciasıyla beraber kırılmalar başladı.
Sergen Yalçın’ı istemiştim: Sezon başından beri hoca olarak Sergen Yalçın’ı istemiştim. Sene başından beri gönlümde yatan Sergen Hoca ile görüşelim dedim.
Sergen Hoca ile pozitif bir görüşme oldu: Maccabi maçında maalesef kaybettik. Başkan ve Kaan Bey ile o gece bir konuşma yaptık. Ben onlara ‘sakın istifa etmeyi aklınızdan geçirmeyin, ilk etapta hoca ile yolları ayırmamız gerekiyor. Daha sonra da sene başından beri gönlümde yatan Sergen Hoca ile görüşelim dedim. Başkanımız da tamam dedi. Sergen Hoca ile de o gece görüştük. Pozitif bir görüşme gerçekleştirdik.
Başkanın söylemleri: Başkan’ın ‘bu makamı en çok hak edenlerden biri sensin’ şeklinde söylemleri vardı bana. Başkan’ın ‘Ben çok uzun vadeli düşünmüyorum. Koltuğa yapışıp kalamayacağım. Bu makamı en çok hak edenlerden biri sensin’ şeklinde söylemleri vardı bana.
Algı sanki burada bir yolsuzluk yapılıyor gibiydi: Gio ve Brad’in işe alınmasında bizzat Kaan Bey sorumluydu. Hukuksal ve finansal anlamda görüşmeleri o yürüttü. Bu olaylardan sonra istifasını verdi. Ben de o kağıdı alıp yırttım. Samet Aybaba’nın açıklamalarına baktığınız zaman yolsuzluk iddiasında bulunmuyor, ama prim, komisyon sözleri yöneticileri itham altında bıraktı. Algı sanki burada bir yolsuzluk yapılıyor gibiydi. Oklar da Kaan Bey’e dönüyordu. İstifayı kabul etmem o ithamları kabul etmem demekti. Kaan Bey’e her şeyi söyleyebilirsiniz ama yolsuzluk ve hırsızlıkla itham edemezsiniz. Samet Aybaba açıklama yapınca bir algı oluştu. Bu algı doğru değil. Diğer söylediği şeylerde haklı olduğu yanlar vardı. Samet Aybaba by-pass edildi. Transferleri Gio ve Brad yaptı.
Hem Adalı tarafı hem de Hasan Arat tarafı benimle görüşmek istedi: Sayın Hasan Arat’la sayın Adalı çekişiyordu. Hem Adalı tarafı hem de Hasan Arat tarafı benimle görüşmek istedi. Ben ikisine de gelemeyeceğimi söylemiştim. Ama günler geçtikçe iş farklı bir boyuta gelmeye başladı. Seçime iki gün kala yanına gittim. Ona destek olacağımı söyledim. Hasan Arat ile tanışıklığımız yönetime girince oldu.
Sorumluluğu üstleniyorum: Joe Worrall transferinde sorumluluğu üstleniyorum. Samet Hocanın elektronik imzası zaten mevcut. Transfer döneminde de 50-100 oyuncuya teklif gönderiyorsunuz. Hızlı da davranmak zorundasınız. Teklif geçilmesini ben söyledim. Onlar da teklifi geçmiş. Samet Aybaba’nın bundan haberinin olması gerekiyordu. Samet Aybaba’nın haberi olmadığını öğrenince de teklifi geri çektik.
Joao Mario olayı: Hoca bize tam bir ay boyunca sol ayaklı sağ kanat oyuncusu arattırdı. Ben de böyle bir oyuncu tipi çok dar, varsa da astronomik ücretler isteniyor dedim. Bunda niye diretiyor dedim. Sağ kanatta oynayan oyuncu illa sol ayaklı mı olacak dedim. Sonra Joao Mario çıktı ortaya. Hocaya ‘bu kanat oyuncusu değil, sen bize kanat arattın, bir ay boyunca vakit kaybettik’ dedim. Hoca da ‘Ben bu oyuncuya çok güveniyorum, Thierry Henry boşta olsa almayacak mısınız’ dedi. Ben de bu Henry değil ki dedim.
Muçi ve Musrati başkanın tercihidir: Muçi ve Musrati başkanın tercihidir. Ama üstüme de sorumluluk alırım. Başkan bir gün beni aradı, ‘Yarın Polonya’ya gel kimseye söyleme, transfer görüşmesi yapacağız’ dedi. Ben de gittim ve görüştük. Pazarlıkları yaptık ve bir noktaya getirdik. Musrati tarafı tamamıyla başkanın kontrolünde devam ediyordu.
Kafamda bir plan var, henüz teklif yapmadım: Serdar Hoca ile devam edeceğiz gibi duruyor ama bir B planımız var. Yerli bir teknik adam planımız var. Mayısa kadar onunla götürmek istiyoruz. İbrahim Üzülmez değil bu isim. Kafamda bir plan var, henüz teklif yapmadım.”
Seçildiğim takdirde mayıs ayında yeniden tabii ki aday olacağım: Seçildiğim takdirde mayıs ayında yeniden tabii ki aday olacağım. Seçimi kaybedersem orasını Allah bilir. Kısmet diyelim.
İkimizin yoğurt yiyişi farklı: Serdal Adalı ziyaretime geldi. Kendisi ‘Gel birleşelim, ikinci başkanım ol’ dedi. Ben de Serdal başkanım ‘Sen gel benim ikinci başkanım ol’ dedim. O da güldü. Aramızda tatlı bir muhabbet oldu. Severim Serdal Adalı’yı. İkimizin yoğurt yiyişi farklı.
30 Mayıs’a kadar da 50 milyon euroya ihtiyacı var: Beşiktaş’ın 15 Ocak’a kadar UEFA’dan borçsuzluk yazısı alması gerekiyor. 15 milyon euroya ihtiyacı var. 30 Mayıs’a kadar da 50 milyon euroya ihtiyacı var. Bankalarla görüşeceğiz. En kötü ihtimalle yönetim olarak biz karşılayacağız.
Bazı oyuncularla da yollarımızı ayırmamız gerekiyor: Bu takımın kesinlikle takviyeye ihtiyacı var ama ocakta transfer çok zor. 2-3 takviye kesinlikle yapılacak. Kiralama yöntemiyle eksik bölgelerimize takviye yapacağız. Bazı oyuncularla da yollarımızı ayırmamız gerekiyor. Çalışmalarımızı yapacağız.
Tasarrufla vizyoner bir havaya giremezsiniz: Beşiktaş camiasını, kulübünü küçülterek, tasarruf ederek büyütemeyiz. Gelirleri geliştirmemiz, projeleri devreye sokmamız gerekiyor. Tasarrufla vizyoner bir havaya giremezsiniz.
Beşiktaş’ın kasasında şu anda 10 milyon TL para var: Beşiktaş’ın kasasında şu anda 10 milyon TL para var. Biz geldiğimizde kasada 90 milyon TL vardı.
Oyuncular tutsaydı…: Bence hata değildi. Oyuncular tutsaydı bunların hiçbirini konuşmayacaktık. Muçi 23 yaşında elimizde bir değer. Musrati de aynı şekilde, Katar ve Suudi Arabistan’dan çok ciddi talipleri var.”
Yapıdan ziyade ciddi lobi faaliyeti yapan bir kulübümüz var: Yapıdan ziyade ciddi bir lobi faaliyeti yapan bir kulübümüz var. Devletin içinde, dışında, Federasyonda, MHK’de her yerde güzel yapıyorlar bu işi. Takdir de etmek lazım. Bu anlamda çok adilane olmasa da tasvip edilmeyen şeyler bunlar. Beşiktaş’ın hep hakkı yenmiştir.”
Adam maçın içinden geçti: Galatasaray maçında hakemden ne bekliyorsunuz diye sordular bana, ‘yeter ki maça etki edecek bir hata yapmasın’ dedim. Adam maçın içinden geçti. Bizim TFF ile ilişkilerimiz çok sıcak başladı. Hacıosmanoğlu’nun seçilmesinde de Beşiktaş’ın ciddi katkısı olmuştur. Yeni seçilen bir federasyon ve destek vermemiz de gerekiyor. Galatasaray maçını yöneten hakemimiz için düdük asılacak dendi. Arda Kardeşler’e hala maç verilmiyor. Ne kadar adil bir yönetim olduğu görünüyor. Bundan sonra ne olur göreceğiz.