Türkiye çarşamba günü Euro 2024’teki kader maçlarından birine Çekya karşısında çıkacak. Bu karşılaşmadan çıkacak sonuç turnuvada Türkiye’nin devam edip etmeyeceğinin yanıtını verecek. Hal böyleyken dünyanın hiçbir milli takımında olmayan bir durum yaşanıyor. Euro 2024’ün başlamasıyla teknik direktör Vincenzo Montella hedef haline getirildi. Arda Güler’le olan ilişkisi öyle bir yere vardı ki oyuncudan şarkıcısına İtalyan çalıştırıcıya hakaret etmek bir tür spor oldu.
Milli takımın kaptanı Hakan Çalhanoğlu da eleştirilerden kaçamadı. “10 numara yerine 6 numara” giymeyi tercih ederim diyerek yıldız değil görev adamı olduğunu söyledi. Bu konuşmayı yaparken gözleri doldu. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın gözü önünde olan 19 yaşındaki Arda Güler polemiklere taraf yapıldı. Yine herkesin çok şey beklediği bir başka 19 yaşındaki Semih Kılıçsoy bir fotoğraf üzerinden yargılandı.
10Haber yazarı Bağış Erten’in yazısında dile getirdiği gibi (yazı linkte) dünyanın en sığ tartışma seviyesi X Türkiye’de. Kulüpçülük milli takımı aşmış durumda. Herkes etkileşim peşinde koşuyor, bu konuda milli takımı sabote etmekten kaçınmıyor. Siz milli takımı bu kadar ayak altına alırsanız yabancılar durur mu? Durum öyle bir hale geldi ki Ajax bile topa girdi. Kulüpte oynayan milli futbolcu Ahmetcan Kaplan’ın fotoğrafını paylaşarak ‘Onu getirin’ dedi ve hesap sordu.
Bring it on, @TFF_Org 🫵#EURO2024
— AFC Ajax (@AFCAjax) June 22, 2024
Tabii bunda en büyük sorumluluk Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin. Çok değil mayıs ayında bir öngörüde bulundum. “TFF Başkanı eğer gerçekten A Milli Takımı önemsiyorsa bir an önce seçime gitmeli” dedim (Yazısı linkte). Maalesef yaşananlar beni haklı çıkardı. Tam da düşündüğüm gibi 18 Temmuz’da yapılacak TFF Başkanlığı seçimi öncesi milli takım bir hesaplaşma yeri haline geldi. Büyükekşi ‘yapacağız, edeceğiz’ gibi sözlerini çıkartırsak Anadolu Ajansı’na dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Çekya karşısında alacağımız bir puan bile gruptan çıkmamıza yetecekken ne yazık ki olağan bir antrenman görüntüsü üzerinden özellikle sosyal medyada son bir yıldır olduğu gibi organize, kötü niyetli ve kirli bir algı operasyonu yürütülmeye çalışılmaktadır. Futbol tarihimiz boyunca kişisel beklentileri doğrultusunda milli takımımızın başarısını istemeyen menfaat odakları, futbolumuz için bugün olduğu gibi her zaman bir tehdit unsuru olmuştur. Dün olduğu gibi bugün de insanlarımızı kutuplaştırarak milli takımımızın gruptan çıkmasını istemeyecek kadar milli değerlerden yoksun kişiler tekrar sahne almıştır. Tüm kalbimizle inanıyoruz ki ay-yıldızlı formayı ve milli ruhu taşıyan ‘Bizim Çocuklar’ bizden olmayanları yine başarılarıyla hayal kırıklığına uğratacaklardır.”
Türk futbolunda yaşanan skandallara rağmen istifa etmeyen, kulüplerin ‘bırak’ çağrısı karşısında Euro 2024’ü çıkış yolu olarak gören yani kendi deyimiyle ‘menfaat odakları’ndan biri olan Büyükekşi’nin bu söylemleri bile görevi bırakmasının ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. O Büyükekşi ki Gürcistan maçından sonra başarıyı galibiyetin mimarı futbolculardan rol çalmaya çalıştı soyunma odasındaki pozun en önüne kendisini yerleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kutlama telefonu açmışken Montella’ya aldığı saati kimsenin umurunda olmamasına rağmen defalarca dile getirdi. TFF Başkanı’nı Portekiz maçından sonra görmekse mümkün değildi. 3-0’lık yenilgi sonrası ne soyunma odasından fotoğraf vardı ne de takıma sahip çıkma. Kısacası Büyükekşi Euro 2024’tan önce seçime gitse ve tekrar seçilse ‘güven oyu’ almış bir başkan olarak Almanya’da bulunacaktı. Milli takımı seçim malzemesi olarak kullanan ‘menfaat odakları’ kimse onun bahanesi kalmayacaktı. Büyükekşi’nin bu dakikadan sonra yapacağı en olumlu hareket 18 Temmuz’daki seçime kadar sessizce koltuğunda oturması ve susmasıdır. Sadece onun değil, futbolcuların toplantılarında basının içinde oturarak konuşmaları kontrol etmeye çalışan, yaptığı her açıklamada daha antipatik olan milli takım sorumlusu Hamit Altıntop’un da göz önünden çekilmesi ‘Bizim Çocuklar’ için daha iyi olacak.
Gerçekler kimsenin umurunda değil ama…
Gelelim Arda Güler ve Vincenzo Montella arasında yaşananlardan sonra sosyal medyada çıkarılan gürültüye… Uğur Mumcu’nun söylediği gibi ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar’ ortalığı yangın yerine çevirdi. Bana konuyla ilgili iletilen bilgiler şöyle: Bir kere milli takımda sorun olduğu doğru. Özellikle oynatılmayan forvetler ve yerinde oynatılmayan futbolcular hoşnutsuz. Ama rahatsız olan futbolcular arasında Arda Güler bulunmuyor. Arda Güler yağmurlu havada ve ağır sahada oynanan Gürcistan maçının son dakikalarında ağrı hissedince oyundan çıkmak istedi. Hedef maç olarak Çekya karşılaşmasını gören Montella sakatlık riski nedeniyle Arda Güler’in Portekiz’e karşı 30 dakika oynamasına karar verdi. Arda Güler’in çok sık sakatlandığı imajı doğmaması için İtalyan çalıştırıcı ‘Arda Güller yorgun’ ifadesini kullandı. 19 yaşındaki futbolcu bu jeste Portekiz maçından sonra Montella’ya destek mesajıyla yanıt verdi. Maçtan bir gün sonraki antrenmanda ilk 11’de oynayan oyuncular dinlenirken Arda Güler düz koşu yaptı. İdmanın ilerleyen bölümünde 5’e 2 top çalışmasında Arda Güler oynayacağını zannetti. Ancak Montella efor gerektiren bu antrenmana sakatlık riski nedeniyle Arda’nın katılmasını istemedi. Ancak burada bir iletişim sorunu oldu. Futbolcuya durumu izah eden kimse olmayınca kameralara yansıyan görüntüler ortaya çıktı. Sosyal medyada tepkiler öyle bir hale geldi ki TFF gece yarısı açıklama yapmak zorunda kaldı.
Sonuç olarak Türkiye’nin çarşamba günü Çekya ile tarihinin en önemli maçlarından birine çıkacak. Kadro seçiminden oynattığı taktiklere kadar birçok hata yapan İtalyan çalıştırıcı Vincenzo Montella’nın eleştirilmesinden daha doğal bir durum olamaz. Bu da zaten yapılıyor. Burada sakatlığı nedeniyle Euro 2024’te bulunmayan milli futbolcu Çağlar Söyüncü’nün sosyal medya paylaşımına kulak vermek gerekiyor: “Gruba iyi başladık ve bir üst tura çıkma ihtimalimizin çok yüksek olduğu bir konumdayız. Durum böyleyken ve takımımızda bu kadar genç oyuncu varken yapmamız gereken tek şey destek olmak. Hep beraber inanalım ve birlik olalım.”
Ama bu birliktelik nasıl sağlanacak? Esas sorun bu. Skandallarla dolu bir sezondan sonra iletişim facialarının yaşanmasına neden olan TFF yönetimiyle bunun imkansız olduğunu düşünüyorum. Çekya karşısında hangi sonuç alınırsa alınsın bu durum değişmeyecek.