Batuhan Talha Herdem
2023 Dünya Atletizm Şampiyonası başlamadan evvel birçok atletizm sever burada tarihin en iyi rekabetlerinin ortaya çıkmasını, seviyenin üst düzey olmasını bekliyordu. Dokuz günlük süreçte Budapeşte’yi etkisi altına alan aşırı sıcak ve nem sporcuları etkilemiş ve elde edilen derecelerin dünya rekoru seviyesinden uzak kalmasına sebep olmuş olabilir. Doğal faktörlere yapacak bir şey yok elbette ama organizasyonun gündüz seanslarında boşluk yaratan bazı programlama hataları maalesef eksi hanesine yazıldı. Fakat aksiyon, drama ve rekabet bütün dış etkenlerden bağımsız şekilde yerini korumaya devam etti. Femke Bol ve Sifan Hassan’ın düşüşlerinden Noah Lyles’ın 100, 200, 4×100 üçlemesine, Armand Duplantis’in rekor denemesinden Faith Kipyegon’un 1500-5000 dublesine kadar birçok olay şampiyonaya renk kattı.
Türkiye hayal kırıklığı yaşadı
Koca şampiyonada birçok başarılar, ilkler, rekorlar vardı. Baştan söyleyeyim, 12 puntoyla toplam dört sayfayı dolduran, 15 bin vuruşu geçen bir yazı oldu bu. Fakat ilerleyen satırlarda bahsetmediğimiz veya bahsedemediğimiz önemli bir şey var. Milli başarılar. 2017 Londra Ramil Guliyev’in 200m şampiyonluğu ve Yasmani Copello’nun 400m engellideki gümüş madalyasıyla birlikte rüya gibiydi. Çekiç atmada Özkan Baltacı, cirit atmada Eda Tuğsuz finale çıkmıştı. O şampiyonanın aykırı bir örnek olduğu o an bile gün gibi ortadaydı. 2017’den önce toplamda sadece iki madalyamız var şampiyonada. 70-80 milyonluk ülke edebiyatı yapmadan önce bu bilgi ışığında Türkiye’nin atletizm kültürünün olmadığını kabullenelim ve konuyu madalya tartışmaları ekseninden çıkaralım. Madalyaların bu kadar seyrek uğradığı bir ülke için 2017 Londra çölde bir vahaydı çünkü. Ama daha sonra Ersu Şaşma’nın sırıkla atlama başarıları hariç finale bile çıkamıyor, hatta bunun da ötesinde oralarda olabileceğimize dair bir heyecan bile yaratamıyorsak, işte sorun orada başlıyor. İsimler, jenerasyonlar gelip geçer ama Ramil ve Yasmani’nin başarısı bizim için zirve noktası mıydı, yoksa bir başlangıç mı? Galiba önce bunun yanıtını vermek gerekiyor. Ama o bir başka yazının konusu olabilir. Şimdi spot ışıklarını dünyanın yıldızlarına çevirelim.
Femke Bol ve Sifan Hassan aynı kaderi yaşadı
Şampiyona 19-20 Ağustos hafta sonunda ilk olarak yürüyüş yarışlarıyla başladı. Yürüyüş yarışları atletizmi çok yakından takip edenlerin bile kimi zaman üvey evlat muamelesi yaptığı bir alan. Daha ziyade futbol, basketbol ve tenisteki başarısıyla dikkat çeken ve atletizmin en başarılı ülkeleri dendiğinde ilk sıraları pek de zorlayamayan İspanya bu yarışlar sayesinde unutulmaz bir turnuva geçirdi. Alvaro Martin ve Maria Perez’in 20km ve 35km yarışlarında kazandıkları altın madalyalar İspanya’yı madalya tablosunda Jamaika, Kenya, Etiyopya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerin önünde üçüncü sıraya kadar taşıdı.
İlk akşamın ana yemeği 4x400m karışık takım bayrak yarışıydı. Henüz 2019 Doha’dan beri şampiyonada koşulan yarışta dünya rekoru kırılması oldukça muhtemeldi. Nitekim seyirciye istediğini ABD verdi. Geçen yıl Oregon’da Dominik Cumhuriyeti ve Hollanda’nın gerisinde kalan ABD bu kez altın madalyanın peşindeydi. Ancak kadınlar tarafında Lieke Klaver ve Femke Bol gibi iki uzman orta mesafeci ile Hollanda zaferi şaşırtıcı olmazdı. Takımı için son sırada çıkış yapan Bol son metrelerde dengesini kaybederek yerde kaldı ve şampiyona tarihinin en dramatik fotoğraflarından birinin baş kahramanı oldu. Öyle ki son metreleri Bol’ün hemen yanı başında koşan Alexis Holmes’ün Wikipedia sayfasında bile bu tarihi fotoğraf yer bulmuş durumda. İlk dünya şampiyonası altın madalyası için altı gün daha beklemek zorunda kalan 23 yaşındaki Hollandalı kendisini daha rahat hissettiği 400m engelli yarışında rakiplerine bir saniyenin üzerinde fark atarak her ne şartta olursa olsun alanının en iyisi olduğunu kanıtladı. Tabii şampiyonaya katılamayan Sydney McLaughlin-Levrone’un 2024 Paris’te yarışabildiği senaryoda bu ikilini rekabetini izlemek de epey keyifli olacak. Bol’ün kapanış gününde 4x400m kadınlar takım bayrak yarışının son 10 saniyesinde takımına altın madalya getiren benzersiz performansını ise tek bir kareyle görmekten ziyade 240 kareyle izlemekte fayda var.
Kadınlar 10 bin metreyi Gudaf Tsegay önderliğinde, Letesenbet Gidey ve Ejgayehu Taye’nin madalyalarıyla Etiyopya süpürürken yarış sonuna doğru bir diğer Hollandalı Sifan Hassan’ın düşüşü ilk günün dramasını ikiye katladı. 5 ve 10 bin metrede dünya rekorunun sahibi 26 yaşındaki Ugandalı Joshua Cheptegei ise 10 bin metrede üst üste üçüncü şampiyonluğuna ulaştı. Gülle atmada 23.56 ile dünya rekoru sahibi Ryan Crouser son anda katılmaya karar verdiği turnuvada beklentileri aştı. Sakatlığının onu etkilemesi bekleniyordu fakat ikinci denemesinde 22.98, son hakkında da 23.51’lik derecesiyle şampiyona rekorlarını kırmayı başardı. Sırp Ivana Vuleta da kadınlar uzun atlamada Avrupa’nın doğusuna üst üste ikinci kez dünya şampiyonluğu getirdi. Erkekler çekiç atmada Kanadalı Ethan Katzberg de ulusal rekoru kırarak 81.25m’lik atışıyla dünya şampiyonu oldu. Kadınlar heptatlonda ise 2019 Doha’da dünya şampiyonu Britanyalı Katharina Johnson-Thompson galip geldi.
Sprintin yeni yıldızları: Noah Lyles ve Sha’Carri Richardson
Gelelim erkeklerde sprintin yeni yıldızı Noah Lyles’a. İlk hafta sonunun assolisti şüphesiz pazar günkü erkekler 100m yarışıydı. Usain Bolt sonrası yeni yıldızını arayan kısa mesafe yarışlarında ABD’nin Noah Lyles, Christian Coleman ve Fred Kerley gibi adayları vardı. 2019’da Coleman, 2022’de Kerley şampiyon olurken Budapeşte’de de 100 metre için bu ikilinin adı geçiyordu. Kerley saniyenin yüzde biriyle yarı finalde elenirken ABD’nin gözü artık Coleman ve Lyles’taydı. Jamaika ise Bolt’un ardından Oblique Seville’e bel bağlıyordu. İki kez 200m şampiyonu Lyles buraların oyuncusu değildi belki ama 9.83’lük kariyer derecesi altın madalyayı almak için yeterliydi. ABD’li sprinter artık gözünü kendi oyun alanı 200 metreye ve 4x100m erkekler bayrak yarışına çevirmişti. 200 metrede yaptığı 19.52 ile genç yetenek Erriyon Knighton’a neredeyse çeyrek saniyelik fark attı ve rahat bir galibiyete uzandı. 100, 200 dublesi yapan Lyles böylece adını Bolt, Carl Lewis ve Jesse Owens gibi atletlerin yer aldığı bir listeye tarihteki onuncu isim olarak yazdırdı. Üçüncü 200m altın madalyasıyla da Bolt’un dört madalya rekoruna bir adım daha yaklaştı. 4×100’de ise bu kez Coleman ve Kerley gibi isimler onun rakibi değil, şampiyonadaki üçüncü altın madalyasına giden yoldaki kader arkadaşlarıydı. Favori ABD 37.38’le yılın en iyi derecesini elde ederek yarışı kazandı. Jamaika’nın erkekler sprintinde nasıl kurak bir dönemde olduğu ise artık, İtalya her ne kadar iyi bir jenerasyon yakalamış olsa da onların bile gerisinde bronz madalyada kalmalarıyla iyice belirginleşti.
Erkekler 100m yarışından hemen sonraki gün nefesler bu kez kadınlar 100m yarışı için tutuldu. Shelly-Ann Fraser-Pryce altıncı dünya şampiyonluğu ile Sergey Bubka’nın bir branşta en çok altın kazanan sporcu rekorunu egale etmek için pistteydi. 36 yaşındaki Fraser-Pryce, bu yılki formu düşünüldüğünde Shericka Jackson’ın arkasında yarışın ikinci favorisi olarak sayılabilirdi. Ancak spot ışıkları artık başka birinin üzerindeydi. ABD’nin genç yıldızı Sha’Carri Richardson 10.92 ile seçmelerin en iyisiydi. Fakat yarı finalde kendi serisini üçüncü sırada tamamladı ve finale otomatik kota alamadı. Finali en dış kulvarda koşan 23 yaşındaki atlet son 30 metrede yaptığı muhteşem atakla Jamaikalıları geçti ve ilk kez katıldığı dünya şampiyonasında ABD’ye sprintte bir altın madalya daha getirdi. Daha sonra 200m yarışı için bir kez daha Shericka ile karşı karşıya gelen Sha’Carri henüz rakibinin düzeyinde olmadığını gördü. Shericka 21.41’le şampiyona rekoru kırarken Sha’Carri’nin burada kişisel en iyi derecesiyle aldığı bronz madalya gelecekte çıkabileceği seviyenin teminatı gibi. 4x100m kadınlar takım bayrak yarışına 1-1’lik eşitlikle giden ABD ve Jamaika arasında eşitliği bozan taraf Sha’Carri ve arkadaşları oldu. Tamari Davis, Twanisha Terry, Gabrielle Thomas ve Sha’Carri’den oluşan ABD takımı bu kez 41.03’le şampiyona rekoru kırdı. Jamaika böylece erkekler ve kadınlarda toplam altı sprint yarışının beşini ABD’ye kaptırmış oldu. Takım önümüzdeki ayları muhtemelen yoğun antrenman temposu ve analizlerle geçirerek Olimpiyatlara hazırlanacak. Ayrıca Florence Griffith-Joyner’dan sonra tarihin en hızlı kadın sprinteri olan Elaine Thompson-Herah’nın da en iyi formunda olmasını bekleyecekler.
Öte yandan şampiyonanın üçüncü gününde erkekler 110m engellide Grant Holloway hata yapmadı. Erkekler üç adım atlamada Burkina Fasolu Hugues Fabrice Zango Kübalı Lazaro Martinez ve Cristian Napoles’i geçerek büyük başarıya imza attı. Erkekler disk atmada ise son Olimpiyat şampiyonu İsveçli Daniel Stahl son hakkında 2022 Oregon’un galibi Slovenyalı Kristjan Ceh’i geçerek altın madalyaya uzandı.
Faith Kipyegon tarihi yeniden yazıyor
Kadınlar 1500 metrede Kenyalı süper yetenek Faith Kipyegon’u tahtından indirmenin hiç kolay olmayacağı aşikardı. Bu yıl 1500m, mil ve 5000m rekorlarının sahibi olan 29 yaşındaki atlet burada üçüncü 1500m dünya şampiyonluğuna ulaştı. Hassan’ın da en iddialı olduğu mesafede, 5000m’de rakibini yine geçmeyi başaran Kipyegon akıl alması güç bir dubleye imza atarak tarihe geçti. Erkekler 3000m su engellide ise Faslı Soufiane El-Bakkali son Olimpiyat ve dünya şampiyonluklarının ardından 2023 Budapeşte’yi de en yakın rakipleri Etiyopyalı Lamecha Girma ve Kenyalı Abraham Kibiwot’un önünde tamamladı. Diamond League Paris’te dünya rekoru kıran Girma favori görünse de El-Bakkali unvanını korumayı başardı.
Şampiyonanın dördüncü günü saha yarışmalarına sürprizler damga vurdu. Erkekler yüksek atlamada buraya formsuz gelen İtalyan Gianmarco Tamberi bir Olimpiyat şampiyonunun yüreğinin hafife alınmaması gerektiğini gösterircesine, yılın en iyi derecesi 2.36m ile altının sahibi oldu. Şampiyonluk kutlamasını Budapeşte sıcaklarında 3000 metrecilerin sularına atlayarak yapması ise görülmeye değerdi. Kadınlar disk atmada Valarie Allman ve Feng Bin arasında geçmesi beklenen yarışta, daha önce büyük turnuva madalyası bulunmayan Laulauga Tausaga 69.49’luk kariyer derecesiyle rakiplerini geçerek dünyanın zirvesine çıktı.
Sıra Norveçlilerde
Çarşamba akşamı şampiyonanın reytingleri en çok Norveç’te artışa geçti. 1500m erkeklerde Jakob Ingebrigtsen, 400m engellide ise dünya rekortmeni Karsten Warholm piste çıkıyordu. İkisi arasında bir de Polonyalı Natalia Kaczmarek’in 400m yarışı vardı. Kaczmarek elbette Dominikli Marileidy Paulino’nun olduğu yerde favori değildi. Paulino artık gümüşleri rafa kaldırmak ve yerine altın madalyasını koymak istiyordu. İstediği oldu da. Fakat 5000’de işi çözen, hatta bu mesafede daha sonra Budapeşte’de de kazanan 1500m Olimpiyat şampiyonu Ingebrigtsen ile ilk 1500 dünya şampiyonluğu arasına Britanyalı Josh Kerr girdi. Gecenin son yarışında ise 400m engelli için yıldızlar bir araya geldi. Seçmelerde engel atlamada hata yaptığı için diskalifiye olduğu haberleri hızla yayılan Warholm neyse ki final koşabilecekti. Herkes haftanın tam ortasında bu yarışı bekliyordu ve Norveçlinin yokluğu şüphesiz kambersiz düğün etkisi yaratırdı. Geçen yıl Oregon’da neredeyse sakat yarışan Warholm Budapeşte’de 47 saniyenin altına inebilen tek isim oldu ve 27 yaşında üçüncü dünya şampiyonluğuna ulaştı. Aynı esnada süren kadınlar sırıkla atlamada Nina Kennedy ve Katie Moon 4.90’lık atlayışlarıyla, tıpkı 2020 Tokyo’da Tamberi ve Barshim’in yüksek atlamada yaptığı gibi altın madalyayı paylaşmak üzerinde anlaştı.
Yulimar Rojas son hakkında kazandı
Sonraki gece erkekler 400m yarışını Antonio Watson, kadınlar 100m engelli yarışını da Danielle Williams ile kazanan Jamaika Shericka’nın 200m zaferi gelmeden önce şampiyonadaki ilk altın madalyalarını elde ederek rahat bir nefes aldı. Öte yandan erkekler yüksek atlamada son Olimpiyat şampiyonu Yunan Mitiadis Tentoglou, kadınlar çekiç atmada ise Kanadalı Camryn Rogers geçen seneki gümüş madalya başarılarının ardından ilk dünya şampiyonluklarına ulaştı. Haftanın son iş günü kadınlar ve erkeklerde 200m yarışlarına sahne olurken bir gözümüz de kadınlar üç adım atlamanın kraliçesi Venezuelalı Yulimar Rojas’ın üzerindeydi. İlk beş hakkında üç kez hata yapan, yalnızca 14.33′ gidebilen ve 15 metrelik atlayışıyla zirvenin sahibi Ukraynalı Maryna Bekh-Romanchuk’un uzağında kalan Rojas son hakkı için piste geldi. Adeta neden en iyi olduğunu gösterir biçimde baskı altında 15.08 ile atlayışını yaptı ve üst üste dördüncü dünya şampiyonluğuna uzandı. Kadınlar cirit atmada geçen seneki bronzuyla herhangi bir atış yarışında madalya kazanan ilk kadın Japon sporcu olan Haruka Kitaguchi ise sıfatını şampiyon olarak güncelledi.
Maratonun yeni şampiyonları
Şampiyonanın kapanış hafta sonu ise bu kez sabah saatlerinde maraton koşularıyla başladı. Etiyopya kadınlar maratonunu tıpkı 10.000m yarışı gibi süpürmeye yakındı. Amane Beriso, Gotytom Gebreslase ve Yalemzerf Yehualaw kontrolü eline geçirmişti fakat Yehualaw’ın düşüşüyle birlikte podyuma Faslı Fatima Ezzahra Gardadi girdi. 2023 Boston Maratonu ikincisi Beriso kariyerinin ilk dünya şampiyonluğuna ulaştı. Erkeklerde de Uganda, Cheptegei’ın 10.000m zaferinden sonra Victor Kiplangat’ın maraton galibiyetiyle uzun mesafede duble yaptı. 2022 Birmingham’da İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları’nı kazanan Kiplangat da tıpkı Beriso gibi ilk kez dünya şampiyonu oldu.
Duplantis altını kaptı, rekor denedi
Son cumartesi gecesi stadyumdakiler nereye bakacağını bilememekten, televizyon başındakiler de kameraların her an bir büyük şampiyona çevrilmesinden gelen baş dönmesi etkisini dibine kadar yaşamıştır. Erkekler 800m’de Marco Arop, dekatlonda da Pierce LePage ilk dünya şampiyonluklarıyla Kanada’ya altınları hediye ettiler. Kanada böylece turnuva sonu itibarıyla da madalya tablosunda ABD’nin ardından ikinci sıraya yerleşti. Erkekler ve kadınlarda 4x100m yarışları, kadınlarda Kipyegon’un 5000m altını derken herkesin gözü kulağı bir anda Duplantis’ten gelecek haberlere çevrildi. Limiti gökyüzü olarak belirleyen Mondo, hedefine bir santim daha yaklaşmanın peşindeydi. 6.10 ile şampiyonluğu garantiledikten sonra bu kez kendisine ait 6.22’lik rekora göz koydu. Çıtayı 6.23’e yükseltti. Geçen sene dünya şampiyonasında rekor kıran İsveçli bu kez aynı gösteriyi sergileyemedi ama çıtaya o kadar yakın geçti ki başka bir şampiyonada rekorun bir değil birkaç santimle bile kırılabileceğini göstermiş oldu. Aynı akşam kadınlar gülle atmada ise kazanan üst üste ikinci kez ABD’li Chase Ealey oldu.
Son akşamın kapanışını Femke Bol’ün yaptığından bahsettik. Bir hafta içinde tüm olumsuzlukları bertaraf eden Bol şampiyonanın sonunda takım arkadaşlarıyla birlikte zirvede yer alan isimdi. 4x400m erkekler bayrak yarışında ise Hollanda o kadar şanslı değildi. Sahne birçok diğer dalda olduğu gibi ABD’nin oldu. Quincy Hall, Vernon Norwood, Justin Robinson, Rai Benjamin gibi bir grubu toplayınca yılın en iyi derecesini almakta zorlanmadılar. 2003 St. Denis’de aldığı altın madalya dışında podyuma çıkamayan Fransa ise ulusal rekorla ikinci olarak büyük başarıya imza attı. Kürsünün son basamağı Birleşik Krallık’ın oldu. Kadınlar 800m’de Kipyegon’un 5000 ve 1500’ünün ardından Mary Moraa da 800’de şampiyon olarak Kenya’ya üçüncü altın madalyasını kazandırdı. 1500’de kazanamayan Ingebrigtsen kapanış gününde 5000m yarışını galip bitirdi. Kadınlar 3000m su engellide Bahreynli Winfred Yavi yılın en iyi derecesiyle, Ukraynalı Yaroslava Mahuchikh 2.01’lik atlayışıyla, erkekler cirit atmada Neeraj Chopra 88.17’lik atışıyla uluslarına kapanış gününde 2023 Budapeşte’deki ilk madalyalarını kazandırdı.