EuroLeague ikinci hafta maçında Anadolu Efes, sahasında ağırladığı Fenerbahçe'ye 83-78 kaybetti. Basketbol Gelişim Merkezi'nde oynanan ilk EuroLeague maçı sonunda Kanarya ikide iki yaptı.

“Sezonun bu bölümünde bir şekilde su üstünde kalmaya kazanmaya çalışıyorsunuz. Biz de çirkin şekilde kazandık ama yine de ara ara iyi basketbol oynadığımızı düşünüyorum.”

Maç sonu basın toplantısında Sarunas Jasikevicius’a sorduğum soruya aldığım yanıt bu şekildeydi. Ona, “Fenerbahçe ilk iki maçında potasında 71 ve 78 sayı görerek sonuca gitti, bu durum takımın karakterini gösteriyor mu?” diye sormuştum. Aslında Fenerbahçe’nin işin savunma kısmında neler vadettiğini duymak için sorduğum bir soruydu. Saras da en ritimsiz dönemde dahi bu şekilde ayakta kaldıklarını vurguladı.

Öyle ya Fenerbahçe, önce Olympiacos sonra Anadolu Efes maçlarıyla belki de EuroLeague’e en sert girişi yapan takımdı. Sarı-lacivertliler zorlu fikstürden ikide iki yaparak çıktı ve iki maçta da rakiplerini 80 sayının altında tuttu. Esasında dün yerinde takip ettiğimiz karşılaşmada daha büyük fark bile ortaya çıkabilirdi. Her ne kadar Wade Baldwin ve Nigel Hayes-Davis maça iyi başlayamasa da Bonzie Colson tutkal görevini çok iyi gördü, ilk çeyrekte 13 sayı atarak ateşi yaktı. Fenerbahçe ilk yarıda 16’da 9’la üçlük atarken Bonzie’nin takımın ritmini yukarı taşıması çok önemliydi. Üstelik Efes yeni evinde, seyircisi önünde ilk üç dakikayı dört blok ve iki top çalma gibi istatistiklerle geçmişti.

Her şerdeki hayır: Birch olağanüstü savundu

Fenerbahçe bu başlangıca rağmen ayakta kaldı. Bunda savunmanın da etkisi vardı. Hani her şerde bir hayır var denir ya. Sarı-lacivertlilerde ilk beş başlayan uzun Sertaç Şanlı erken üç faul yaptı. Bu, Khem Birch’ün sürelerinin artacağı anlamına geldi. Adam değişme savunmasında perdelerden sonra Efes kısalarına öyle bir savunma yaptı ki Birch, onları çaresiz bıraktı. Efes hücumları statik kalınca ilk dokuz üçlük denemesinde bir isabet bile çıkmadı. Çünkü çoğu düzen dışı denemelerdi. Onları kurtaran, devrenin sonunda attıkları iki üçlük oldu. İlk yarı 46-37 bitti.

Hem sezon başı olması hem de çok güçlü iki takımın karşılaşması maçın kopmasını imkansız kılıyordu. Oysa ki Fenerbahçe oyunda net şekilde üstün taraftı. Üçüncü çeyrekte iki taraf da birbirini adeta kilitledi. Bu bölümde gerçek beş numaraları olmadan sahada yer aldılar. Fenerbahçe’de ne Birch ne de Sertaç Efes’te ne Oturu ne de Poirier sahadaydı ancak bu anlar öyle bir fiziksel mücadeleye sahne oldu ki skor 56-48’de tıkandı. Üçüncü çeyrek 14-14’le geçildi. Ancak son çeyrekte Efes sonunda musluğu açtı. 70-56 iken Jordan Nwora neler vadettiğini gösterdi. Tarık Biberovic ve Elijah Bryant kavgası sonrası iki oyuncunun oyundan atılmasıyla Efes, o ana kadarki en verimli oyuncusunu yitirdi (Bryant 15 sayı ve 6 ribaunt üretti). Ancak o rolü Nwora üstlendi. 14 sayı fark varken Larkin’in bütün maç zorlandığı Birch eşleşmesinden basket faul çıkardı. Efes, bu andan sonra tam sahayı koşmaya başladı, yarı sahada daha hareketli hücum etti. Nwora kendi skoru yanında takım arkadaşlarına da alan açarken Rodrigue Beaubois kritik anda elinin hala titremediğini gösterdi. Maç bir anda 74-74’e geldi.

Bu andan itibaren tercihleri daha iyi yapan takım, dördüncü çeyrekte hiç olmadığı kadar Fenerbahçe’ydi. 75-74’ken Efes’te Oturu’nun tamamlamak istediği top sırasında fileye temas ettiği söylenen Guduric’in hareketi kurallar dahilindeydi. Zira bu sene değişen kurallara göre artık savunma oyuncuları topun yönünü veya sekme şeklini değiştirmediği sürece çembere, fileye, panyaya, cama dokunabilir. Dolayısıyla hakemin devam kararı doğru, daha sonra bulunan Guduric üçlüğüyse kritikti. Mola dönüşünde Arturs Zagars potansiyelini ortaya koydu. Daha iyi savunma yapan ve Saras’ın molası kalmamasına rağmen saha içinde çözümler üreten Fenerbahçe maçı 83-78 kazandı.

Saras’tan imalı transfer açıklaması

Maçın ardından basın toplantısında Sarunas Jasikevicius’a Scottie Wilbekin yerine bir oyuncu bakıp bakmadıkları soruldu. Koç “LeBron James’i aradık ancak Lakers’la kontratı olduğu için gelemedi” diye esprili ve manidar bir yanıt verdi. Öte yandan Zagars’ın performansını övdü.

Oturu parlıyor, Mijatovic Erdem Can’a müteşekkir

Dan Oturu Efes cephesinde maça en iyi başlayan isimdi. Faul problemi sonrası ikinci çeyreği kenarda geçirmesi ritmini bozdu. Ancak Bologna maçında gösterdiği pek çok iyi şeyi Fenerbahçe maçında da gösterdi. 21 sayı ve 6 ribauntla oynadı. Maç sonrası basın toplantısında Tomislav Mijatovic’e Oturu’nun gelişimi hakkında sorduğumuz soruya “Genç ve yetenekli bir oyuncu. Yaz aylarında sıkı çalıştı. Henüz 24-25 yaşında, tavanı çok yüksek. Geçtiğimiz yıl etkiliydi, Türkiye Ligi final serisinde Fenerbahçe’ye karşı devamlı oynadı. Onun gelişiminden gurur duyuyorum. Erdem Can, Oturu Denizli’deyken onu kadroya katmak için çok istekliydi. Kendisine teşekkür ediyorum. Oturu’nun iş etiği yüksek, gelişim gösterme heyecanı var. Ama ne kadar yetenekli olursan ol tatmin olmamalısın. Aynı pozisyonda oynayan Poirier gibi bir yıldızımız var ancak yazı sakat geçirdi. O da yavaş yavaş ritmini kazanıyor ve daha fazla katkı verecek” dedi.

Thompson sorunsalı sürüyor

Mijatovic ayrıca 30’da 6 üçlük attıklarını ve ribauntlarda zayıf kaldıklarını da vurguladı. Haklıydı. Fenerbahçe tam 16 hücum ribaundu alarak maçı tamamladı. Sarı-lacivertliler 27’de 15 gibi yüksek bir üç sayı yüzdesiyle oynadı. Özellikle üç sayı isabeti konusunda Efes’in kritik yerlerde eli titredi. Eli en titreyen isimlerden biri yine Darius Thompson’dı. Oynadığı bölümde takımı 11 sayılık fark yaratmış olabilir ancak artı/eksi istatistiğinin basketbolda ne kadar yanıltıcı olabileceğinin kanıtıydı. Açık sahada köşeye geçip şut imkanı bulduğu anlarda, o imkanları kullanamadı. Oyunun sıkıştığı üçüncü çeyrekte belki de kilidi açan isim o olabilirdi ancak yine, tıpkı geçen seneki gibi olmadı. Örneğin ilk yarıyı etkisiz kapatan Wade Baldwin maçı 15 sayı atıp kritik anlarda sorumluluk alarak geçirirken Thompson yine bundan uzaktı.

Sade ve gösterişsiz katkı: Arturs Zagars

Fenerbahçe sezona Scottie Wilbekin sakatlığıyla girdi. Daha kötü ne olabilirdi ki? Oyuncu yüksek ihtimalle sezonu kapadı. Bu süreçte kısa transferi olacak gibi duruyor ancak Arturs Zagars, hakkında çıkan “kiralanabilir” söylentilerine kulak asılmaması gerektiğini gösterir bir oyun oynuyor. Oly karşısında zorlanan oyuncu, Büyükçekmece’ye karşı 19 sayı attıktan sonra Efes maçını da beşte dört saha içi isabeti, 11 sayı ve 3 asistle tamamladı. Kritik anda attığı üçlük maçın fişini çekti.

Öyle ya da böyle adına yakışır bir İstanbul derbisi geride kaldı. Fenerbahçe kadrosundaki eksikleri nokta atışlarıyla tamamlarsa yolun sonu için ciddi ümit verdi. Efes için yeni oyuncuların eskilerle uyumu ve maç içi süreklilik anlamında zamana ihtiyaç var. Ne de olsa Nwora, etkili olduğu son çeyreğe kadar verimlilik puanı ekside seyreden bir oyun ortaya koyuyordu. Efes bu uyum sürecini ne kadar erken aşabilirse Basketbol Gelişim Merkezi o kadar zafere sahne olur.

EuroLeague’de perşembe gününün diğer sonuçları:

Asvel-Bologna 87-85

Panathinaikos-Bayern Münih 94-79

Real Madrid-Partizan 93-86