1990’ların sonunda Türkiye yeni bir teknolojiyle tanıştı: Internet… İnsanlar yeni bir iletişim kanalına kavuşmuştu. Yıllar içinde teknolojiyle birlikte sosyal medya platformları ortaya çıktı. Bundan en çok yararlananlar spor kulüpleri oldu. Sosyal medya aracılığıyla bir paylaşımla milyonlara mesaj verme şansına kavuştular.
Cumartesi gecesi bazıları tarafından dünyanın bir numaralı derbisi olarak gösterilen Real Madrid – Barcelona maçı oynandı. İspanyollar ile Katalanlar arasındaki derin rekabetin sahaya yansımasındaki El Clasico’da Barcelona uzun süredir devam eden Real Madrid üstünlüğüne son verdi. Dört gollü muhteşem bir galibiyet aldı. Hemen bir gün sonra bu kez Türkiye’de derbi heyecanı yaşandı. Avrupa’daki birçok ülkenin aksine dinsel, sınıfsal bir fark olmayan iki Türk devi Galatasaray ve Beşiktaş 357. kez karşılaştı. Sezon öncesi Süper Kupa’da rakibine 5-0 yenilen Galatasaray bu kez Beşiktaş’ı 2-1 yendi. Onlarca maçtır olduğu gibi hakem kararları tartışıldı. İki taraf da kendilerine haksızlık yapıldığını savundu. Bunlar hep futbolun içinde olanlar…
Madrid ve İstanbul’da bir gün arayla oynanan iki maçta futbol kalitesi farkı tabii ki vardı. Ama esas büyük farksa sosyal medya paylaşımlarındaydı. Dört farklı galip gelen Barcelona’nın Real Madrid zaferiyle ilgili paylaşımı şöyleydi: Dört Mevsim — İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış
Dört Element — Toprak, Su, Ateş, Hava
Dört Besin Grubu — Meyveler, Sebzeler, Tahıllar, Protein
Dört Gol – Lewandowski, Lewandowski, Lamine, Raphinha.
Onun dışında Katalan takımı kendi altyapısından çıkan oyuncularını paylaştı, teknik direktörünün görüşlerini taraftarlara duyurdu. Real Madrid ile dalga geçen tek şey yapılmadı. Aynı yıllardır Real Madrid’in kazandığı Barcelona maçlarından sonra yaptığı gibi.. İki takım da rakibini tiye almak yerine kendi başarısını ön plana çıkarmıştı. Çünkü amaçları en güçlü rakibini yenen kendi sporcularını yüceltmekti.
Peki İstanbul derbisi… Zaten geçen sezon Galatasaray ile Beşiktaş yöneticileri arasında salıncak paylaşımı nedeniyle büyük bir tartışma çıkmıştı. Beşiktaşlı yöneticiler Galatasaray tarafıyla konuştuklarını paylaşımın kaldırılacağının söylendiğini ancak bunun gerçekleşmediğini kamuoyuna duyurdu. Süper Kupa karşılaşmasını Beşiktaş farklı kazanınca tartışma büyüdü. Siyah beyazlılar ‘Edebinle sevin’ başlıklı uzun bir yazı yayınladı.
İki kulüp arasındaki gerginlik pazartesi gecesi doruğa çıktı. Devre arasında Beşiktaş’ın hakem paylaşımıyla birlikte başlayan polemik maç sonu Galatasaray’ın salıncaktan sonra tahterevalli mesajıyla taçlandı.
Düdüklerin Efendisi! https://t.co/uORwXXgjhg pic.twitter.com/pXQR0uXih3
— Beşiktaş JK (@Besiktas) October 28, 2024
Beşiktaş buna hakem düdüğünün bulunduğu bir tahterevalli görseli ve ‘Düdüklerin Efendisi’ yazan bir paylaşımla yanıt verdi. Burada devreye üç büyüklerin kullandığı bir silah ‘troller’ devreye girdi. Kulüpler paylaşımlarında ‘göndermelerinin’ anlaşılmadığını düşündüğünde el altından onları bilgilendiriyor. Nitekim ‘Arkada Doğan marka araç var’ bilgisi böyle dolaşıma girdi. Bu Galatasaray – Beşiktaş’ın şampiyonluk için çekiştiği 1986-87 sezonuna göndermeydi. Sarı kırmızılı yöneticiler o dönem yasak olmayan teşvik primi olarak Doğan arabaları Beşiktaş galibiyeti sonrası Malatyaspor futbolcularına vermişti.
Şşş… Şşş… Şşş… 😭 https://t.co/8yTev8mC72 pic.twitter.com/bb0JGOmUdH
— Galatasaray SK (@GalatasaraySK) October 28, 2024
Galatasaray’ın yanıtı bebek ağlamasıyla Beşiktaş Meydanı’ndaki Kartal heykelinin gösterildiği bir film oldu. Sonuçta iki takım arasındaki düzey gittikçe düştü. İki takım arasındaki suçlamalar büyüdükçe büyüdü.
Avrupa futboluyla Türk futbolu arasındaki farkın açıldığı hep konuşuluyor. Ama fark sadece sahada değil dışarıda da açılıyor. Başta üç büyükler olmak üzere Türkiye’de kulüpler milyonlara seslenen sosyal medyalarını ‘ergen’ bir kafaya emanet etmiş durumda. Bu düşünce yapısı toplumdaki fanatiklerden destek aldıkça elini büyütüyor. Arasında toplumsal, sınıfsal, dinsel hiçbir fark bulunmayan taraftarların arasına düşmanlık sokuyor. Sosyal medyalarını ‘ergenlere’ emanet eden yönetimler, bu anlayışı beğeniyor olmalı ki gün gittikçe dozaj artıyor. Paylaşımların ergenlik seviyesi yükseliyor. Barcelona ise neyin nasıl yapılması gerektiğini gözümüze sokuyor. Tabii anlayana…