1-1 biten Manchester United maçındaki futboluyla şevk ve dinamizm kazanan Fenerbahçe, Süper Lig’de Bodrum FK’yi ‘çift forvet’i En-Nesyri ve Dzeko’nun golleriyle geçti. Sarı-Lacivertiler için görünürdeki tek problem daha fazla farka gidememek oldu.

Süper Lig’de son olarak Samsunspor deplasmanında 2-2 berabere kalarak bir anlamda Karadeniz’de gemisi su alan Fenerbahçe, hafta içi Avrupa cephesinde sahasında Manchester United karşısında ortaya koyduğu futbolla camiasına yeni bir şevk ve ruh aşılamıştı. 1-1 biten bu mücadele, rakibin Premier Lig temsilcisi olması hasebiyle de teknik patron Jose Mourinho’nun var olduğu eski topraklarda hatırlanmasını ve tekrar gündeme gelmesini de sağladı. Dolayısıyla Sarı-Lacivertliler gündemin ön sıralarda boy gösterdi birkaç gündür…

Mourinho’dan rötuşlu bir takım…

Dün tekrar iç sulara dönüldü ve lig yarışına kalındığı yerden devam edildi. Zirve ortaklarının bugün RAMS Park’ta kozlarını paylaşacağı bir haftada Kadıköy temsilcisinin üzerine düşen evindeki mücadeleyi kayıpsız geçmekti. Rakip lig tartısında sıklet olarak en zayıf takımlardan Sipay Bodrum FK’ydı ve Yeşil-Beyazlılar kâğıt üzerinde hem fark atılabilecek bir takımdı hem de kimi formasyonlar için rahat bir denemeye mahal verecek bir dönemeç anlamını taşıyordu. Nitekim Mourinho, Göztepe maçının ardından dün yeniden ‘çift forvet’ sürdü sahaya ve aynı anda Dzeko’yla ve En-Nesryri’ye yer verdi. Keza Tadic ve Szymański’yi de yanında oturtarak ‘İlk 11’de yer vermedi. Deneyimli koç Sakatlığı süren Oosterwolde’nin yokluğunda sol beke Kostic’i monte etmiş, cezalı Fred’in yerine de İsmail Yüksek’e görev vermişti. Bu takım profili üzerinden Portekizli teknik direktörün yeni bir iskelet üzerinde çalıştığını söylemek zor tabii ki, eldeki imkânların oluşturduğu bir çatı oluşturmuş ve rakibe göre de ‘bir maçlık’ denemelere gitmiş gibi geldi bana.

Golcülerin gecesi: Fenerbahçe’den derbi öncesi Bodrum keyfi

İlk şutu 90’da atan bir rakip…

Daha önceki maçlar itibariyle edindiğim izlenim Bodrum FK’nın bu sezon için düşmenin en büyük adaylarından biri olduğuydu. Bu tür kimliklere sahip takımlar en azından savunma yapmayı bilir; lakin Yeşil-Beyazlıların en iyi olmaları gereken konuda bile son derece zayıf oldukları aşikârdı. Üstüne üstlük amatörce hatalar yapan bir kaleciye sahiptiler. Nitekim Fenerbahçe bu görünüm içindeki konuk ekip karşısında En-Nesryri’yle 15’te aradığı golü buldu.

Ama asıl mesele bu kadar kolay açılan bir kilidin ardından ikinci golün nispeten geç gelmesiydi. Bu kadar yumuşak bir rakip karşısında Sarı-Lacivertliler taraftarına sunacağı ‘Pazar neşesi’ni çok daha farklı bir galibiyetle taçlandırabilirdi ama bunu gerçekleştiremediler. Üstüne üstlük maç 1-0 sürerken taşın körü gibi yenecek bir gol gereksiz bir strese, gereksiz bir gerilime neden olabilirdi (hoş Bodrum kaleyi bulan ilk şutunu 90’da kaydetti arası ayrı!).

Beşiktaş’ta olaylı kongre günü: Ahmet Nur Çebi yönetimi ibra edilmedi

Şimdi gözler ve kulaklar derbide…

Neyse ki ‘çift forvet’in öncelikli adresi görünümündeki Dzeko 55’te tabelayı ‘ikiledi’ ve olası sürprizlere kapıyı kapadı. Ama yine de tıpkı maç sonunda Mourinho’nun da altını çizdiği gibi dünkü mücadeleden Fenerbahçe çok daha fazlasını atmalıydı. Bir de bu sezon gol atamadığı için eleştirilen ve sonradan oyuna dahil olan Szymański için de dün uygun bir ortam vardı, ‘Leh orta saha’ bu fırsatı değerlendiremedi kanımca.

Özetle Sarı-Lacivertliler ‘az ama öz’ bir galibiyetle dün gece üzerine düşeni yerine getirdi, şimdi gözler ve kulaklar iki ezeli rakibinin bu gece oynayacakları derbide olacak…