Galatasaray Süper Lig altıncı hafta maçında Fenerbahçe'yi 3-1 mağlup etti. Okan Buruk'un takımı özellikle orta sahada rakibine üstünlük kurdu. Peki bu nasıl mümkün oldu?

Galatasaray geçen transfer dönemi sonrası küçük çaplı bir kriz dönemine girdi. Young Boys’a karşı alınan sonuçlar üstüne istenen transferlerin gelmeyişi taraftar nezdinde yönetimin eleştirilmesine sebep oldu. Üstüne karaborsa bilet ve kaçak bahis sitesi sponsorluğu derken yönetime eleştiriler taraflı tarafsız şekilde çığ gibi büyüdü. Bu kaostan çıkmanın tek yolu galibiyetler almaktı.

Okan Buruk yönetimindeki takım da bu ihtiyacı layıkıyla karşıladı. Lige altıda altıyla giriş yapan ekip son olarak Fenerbahçe deplasmanından 3-1’lik galibiyetle döndü. Jose Mourinho yönetiminde istim üstünde olan takıma karşı bu gösterişli galibiyeti alan Galatasaray özellikle orta sahada rakibine büyük üstünlük kurdu. Sonuçtan bağımsız olarak böyle bir üstünlük daha büyük bir sürpriz olarak dikkat çekti. Zira rotasyon anlamında da 11 anlamında da orta saha Fenerbahçe’nin daha önde göründüğü bölgeydi.

Dünya basını derbiyi böyle gördü: ‘Jose Mourinho ‘Ağlayan Kişi’ oldu’

Torreira-Sara-Mertens orta sahası her şeyden önce fiziksel anlamda Fenerbahçe’nin İsmail-Fred-Szymanski orta sahasından daha geride görünüyordu. Ancak ve ancak sayısal üstünlük sağlanarak bu orta sahada galip gelinebilirdi. Bunu herkesten iyi bilen Okan Buruk maç planında daha önce takımla oynamış, uyum sağlamış Yunus Akgün’e yer verdi. Sol kanat tercihi Sallai yerine Yunus’tan yanaydı. Sağ kanattaki Barış Alper’in Maximin savunmasında Kaan’a yardım etme zorunluluğundan ötürü Yunus’un orta alandaki sayısal üstünlüğü sağlayan oyuncu olması şarttı.

Yunus bu görevi beklenenden çok daha iyi yerine getirdi. İsmail Yüksek maça kötü başlayınca Galatasaray’ın planı çok daha iyi işledi. 20 pasta yalnızca 12 isabet bulabilen İsmail’in bu denli düşük bir yüzdede kalmasının yegâne sebebi Galatasaray’ın o bölgeyi kalabalık tutmasıydı. Maçın beklenmeyen yıldızı bu anlamda Yunus oldu. Çünkü Galatasaray söz konusu baskıyı Sara’yı 10 numaraya atıp geride Berkan Kutlu’yu bekletip Torreira ile o bölgeye destek baskı koşuları atarak yapabilirdi. Ancak üretkenlikten ve ayak kalitesinden taviz vermek istemeyen Buruk bu yola gitmedi. Sonuç olarak yine maçı kazanan bir formül ortaya çıktı.

Fred büyüsü bozuldu: Süper Lig’de ilk mağlubiyet

Orta saha üstünlüğünün Galatasaray’dan yana olmasının başlıca nedenlerinden biri de savunmayı hücumdan başlatmaları oldu. Okan Buruk top rakipteyken dörtlü bir savunmayı tercih etti, topla beraberken de Jakobs rakip yarı alana yerleşilmediği anlarda Tadic’in olduğu bölgeyi hep kolladı, temkinli hareket etti. Ancak özellikle oyun kurulumunda Mert Müldür-Tadic kanadını Jakobs’u ileri çıkararak hedefledi Galatasaray. Böylelikle Tadic ön alan baskısına katılamadı. Szymanski veya Dzeko o bölgeye daha fazla yönelmek zorunda kalıp öne çıkınca arkada Torreira-Sara-Mertens üçlüsüne karşı Fenerbahçe İsmail-Fred ikilisiyle karşı koymak durumunda kaldı.

Sonuç olarak ilk yarım saatte gelen iki gol zamanla Fenerbahçe’nin çözüm üretebileceği ya da üstünlük kurabileceği bu fiziksel yapıyı daha da güçlendirmiş oldu. Üstüne maç içi hamlelerinde de üstünlük sağlayan taraf Okan Buruk olunca Galatasaray için işler daha da kolaylaştı. Aynı Buruk’un dediği gibi bilhassa son yarım saatte Galatasaray için rahat bir maç oldu. Oyun genelinde pozisyonlar bulan Fenerbahçe rakibinin aldığı riskleri cezalandıramadı. Buruk’un risklerle dolu oyun planı Yunus Akgün’ün sadece gol katkısının eksik kaldığı olağanüstü maç performansıyla taçlandı ve işe yaradı. Gollerin sahipleri Gabriel Sara ve Dries Mertens oldu. Torreira da ilk golde attığı şutla göz doldurup maçı kıran isim oldu. Galatasaray sezonun en zorlu deplasmanından oyun planının işlediği haklı bir galibiyetle ayrıldı.

Arjantin’deki Fenerbahçeli de derbiyi kaybetti

Okan Buruk’un büyük maç karnesi göz dolduruyor

Okan Buruk, Jose Mourinho’ya ‘Hoş geldin’ dedi: Kadıköy’de Galatasaray bayramı