ÇEKDAR GİRASUN
Jürgen Klopp’un 9 yıllık Liverpool döneminin üzerindeki güneş batıyor. Arkasında da küllerinden yeniden doğmuş bir kulüp, bir şehir bırakıyor.
Şüphe edenlerden inananlara
8 Ekim 2015’te Jürgen Klopp Liverpool ile anlaştı. İlk basın toplantısında ne yapılması, ne olması ile ilgili çok netti. “İstersek bu çok özel bir gün olabilir. Çalışmaya hazırsan, yeterince sabredersen ve hala burada olursam dört yıl içinde bir kupa kazanacağımıza inanıyorum. Buradaki en büyük problemlerden biri 25 yıldır lig şampiyonluğu görmemiş olmak. Ama bu sezon sonunda kimin şampiyon olacağı önemli değil. Önemli olan kendi oyunumuzu oynamak, oyuncuların insanların güvenini hissetmesi. Şüphe edenlerden inananlara dönmek zorundayız.”
Tam olarak dediğini yaptı Klopp. İlk 10 maçta 12 puan almıştı Liverpool. O sezon sistemi oturtmaya çalışırken söylediği şeylerin temelini atmaya başlamıştı bile. Lig Kupası’nda finalde penaltılarda kaybetmiş takımı toparlamaya çalıştı. UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finalde 3-1 geriye düştükleri maçta son 10 dakikada bulduğu gollerle 4-3’le tur sevinci yaşadı. Finalde Sevilla’ya yenildiler. Oyuncularına sezon sonu yaptığı konuşmada “Evet, iki finali de kaybetmiş olabiliriz ama buraya gelmek bir ilerlemenin göstergesidir” dedi. Artık inancın tohumları atılmıştı.
Liverpool sonraki sezon yaptığı transferlerle takımı yavaş yavaş oturtmaya başladı. 2017-2018 sezonunda Klopp’un kendi tabiriyle oynanan heavy metal futbol sadece keyif vermiyor, sonuç da alıyordu. Takımın en büyük yaratıcı gücü olan Philippe Coutinho’yu kaybetmesine rağmen, sezon başında yapılan Mo Salah ve Alex Oxlade Chamberlain transferleri ve sezon ortasında gelen Virgil van Dijk ile takım artık tam bir kimlik sahibi olmuştu. Salah, Sadio Mane ve Roberto Firmino toplamda 91 gol attı. O sezon Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid’e kaybettiler. Ancak Klopp bu yenilgiden hiç düşünüldüğü gibi etkilenmemişti. “Bu yenilgi bizi tanımlayan şey olmayacak, buraya bir daha geleceğiz” dediği bir konuşma yaptı soyunma odasında. Ardından çıkıp arkadaşlarıyla sabaha kadar eğlendi. İnanç tohumları filizlenmeye başladı.
Avrupa’nın Zirvesi
2018-2019 sezonunun başında Fabinho, Alisson, Keita ve Shaqiri transferleri yapıldı. Artık yap-bozun eksik parçaları da tamamlanmıştı. Jürgen Klopp’un Liverpool’u zirve dönemine girdi. Alisson 21 maçta kalesini gole kapattı. Premier Lig’de altın eldivenin sahibi oldu. Salah da sezonu gol kralı olarak kapatırken ikinci altın ayakkabısını kazandı. Virgil Van Dijk ligin en iyi futbolcusu ödülünü aldı. Liverpool ligde sadece bir mağlubiyet alıp 97 puan topladı. Ancak Manchester City’nin bir puan arkasında ikincilikle yetindiler.
Sezonun asıl olayı ise Şampiyonlar Ligi’nde oldu. Yarı finalin ilk maçında Barcelona’ya 3-0 yenildiler. Rövanş maçı öncesi kimsenin umudu yoktu. Bir adam hariç: Jürgen Klopp. Maç öncesi oyuncularına “Normalde başkaları için turu geçmek bu durumda imkânsız olurdu. Ama söz konusu siz olunca bir şansımız var.” dediği bir konuşma yaptı. Basın toplantısında da “Çıkıp en iyi oyunumuzu oynayacağız, kaybedersek de kendi tarzımızla kaybedeceğiz. Liverpool tarzıyla.” dedi.
Maça Salah ve Firmino gibi takım iki ana oyuncusu olmadan çıkan Liverpool tarihin en büyük geri dönüşlerinden birine imza attı. Barcelona’yı 4-0 ile mağlup ettiler. Oynanan oyun Jürgen Klopp’un Liverpool’unun dayandığı temelleri en iyi şekilde gösteriyordu. Finalde Tottenham karşısında 2-0 galip gelen Kırmızılar 14 yıl aradan sonra tekrar Avrupa’nın zirvesine çıktı. Jürgen Klopp ilk basın toplantısında verdiği sözü tutmuştu. Kulüpteki dördüncü yılında ilk kupasını kazanmıştı. Hem de olabilecek en iyi şekliyle, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuyla. Kupa geçit töreninin 490 bin nüfuslu Liverpool şehrinde 750 bin taraftarla kutlanması Jürgen Klopp’un yarattığı takımın etkisini görmek için yeterliydi.
30 Yıllık hasretin sonu
Ertesi sezon için Jürgen Klopp’un tek bir hedefi vardı. 30 yıldır devam eden lig şampiyonluğu hasretini sona erdirmek. Bu sezona girerken Liverpool hiç transfer yapmadı. Buna ihtiyaçları da yoktu. Ligde oynadıkları ilk 27 maçtan 26 galibiyet ve 1 beraberlik almıştı. İngiltere futbol tarihinin en iyi lig başlangıcıydı bu. Bu süreçte aralık ayında oynanan Kulüpler Dünya Kupası’ndan da şampiyonlukla ayrıldılar. Merseyside’ın kırmızı tarafı artık şampiyonluk için gün sayarken liglere pandemi yüzünden ara verildi. Sezona seyircisiz devam etme kararı alınırken Liverpool en büyük itici gücü olan taraftarından mahrum kaldı. Pandemide 3 maç daha oynayan Liverpool 31. haftada İngiltere’nin en erken şampiyonluğunu ilan etti. Jürgen ve öğrencileri şampiyonluğu kısıtlamalar nedeniyle taraftarıyla kutlayamadı. Ancak bu, şehri bir bayram havasının kaplamasına engel olamadı.
Ertesi sezon kadroda bulunan bütün stoperler sezonun daha ilk yarısında sakatlığa kurban gitti. Daha önce kiralık olarak farklı takımlarda oynayan Nat Philips ile 4. ligde kirada oynayan Ryhs Williams takımdaki bu boşluğu kapatmak için göreve soyundular. Kendileri için çok kötü geçen sezonda kaleci Alisson Becker’in West Bromwich karşısında attığı son dakika golü takıma hayat öpücüğü oldu resmen. Liverpool yaşadıkları olumsuz durumlar ve sonuçlara rağmen ligi 3. sırada tamamlayıp yine Şampiyonlar Ligi vizesini aldı.
Tarihe geçmenin kıyısından dönmek
Önceki sezonun ölü toprağını üstünden atan Kırmızılar yeni sezonda yine geri dönüş sinyalleri verdi. Sezon içinde aldıkları sonuçlarla bir anda 4 kulvarda (Premier Lig, Şampiyonlar Ligi, FA Cup, Lig Kupası) parola şampiyonluk oldu. Liverpool önce şubatta Lig Kupası’nı kazandı. Daha sonra 14 yıldır kazanılamayan FA Cup’ı da kazanarak kupayı müzesine götürdü. Mayıs ayının sonuna gelmişken son iki kupa için geriye sadece iki maç kalmıştı. Ancak ligde durum biraz daha karmaşıktı. Lider Manchester City’di. City’nin puan kaybedip Liverpool’un kazanması durumunda Kırmızılar şampiyon olacaktı. Liverpool kendi maçını 3-1 aldı ve 92 puana ulaştı. Manchester City ise Aston Villa karşısında 0-2 geriye düşmesine rağmen 75 ve 81. dakikalar arasında bulduğu 3 golle maçı 3-2 kazanarak şampiyonluğa ulaştı. Bundan tam 6 gün sonra Şampiyonlar Ligi finaline çıkacak olan Liverpool’un üzülecek vakti yoktu. Jürgen ve öğrencileri daha önce finalde bileğini bükemediği Real Madrid ile karşısında baştan sona üstün götürdüğü maçtan 1-0 boynu bükük ayrıldı. Liverpool iki maç ile tarihte “Quadruple” yapan tek takım olmanın kıyısından döndü.
Sonraki iki sezonda Liverpool tamamen kabuk değiştirdi. Mane, Firmino, Fabinho, Wijnaldum ve Henderson gibi takımın ilk 11 oyuncuları kulüpten ayrıldı. 2022’de Klopp 2024’e bitecek olan sözleşmesini 2026’ya kadar uzattı ancak kendi maaşına zam yaptırmak yerine sadece yardımcılarının maaşına zam yapılmasını istedi.
Jürgen Klopp’un mirası
2023-2024 sezonunda Liverpool yeniden yapılanma sürecindeydi. Ancak takım kendini beklenmedik bir şekilde şampiyonluk yarışının içinde bulmuştu. Son birkaç sezondur yapılamayan, eksik kalan transferlere rağmen Jürgen Klopp yine bir şekilde savaş için ordusunu kurmuştu. Klopp’un deyimiyle Liverpool 2.0 olmuştu bu takım. Bir iki transferle eskisinden daha iyi daha güçlü bir Liverpool olması işten bile değildi.
Fakat bir açıklama her şeyi değiştirdi. Suyun yönü ocak ayının sonunda Jürgen Klopp’un ayrılacağını açıklamasıyla tersine döndü. Takımın beklediğinden hızlı bir toparlanma geçirmesi Klopp’un ayrılık kararını hızlandırmıştı. “Bu kulüple alakalı olan her şeyi çok seviyorum. Ancak artık devam edecek enerjim kalmadı. Kararımı bir süredir vermiştim ancak takımın toparlandığını görmeden bırakıp gidemezdim. Bir süre futbolla ilgilenmeyi düşünmüyorum. 70 yaşıma geldiğimde yaşayamadığım hayat için hayıflanmak istemiyorum. Belki bu ayrılığım kalıcı olacak ama en az birkaç yıl bu işi yapmayı kesinlikle düşünmüyorum. Eğer dönersem bile kesinlikle İngiltere’de başka bir kulüp çalıştırmayacağım. Liverpool şehrini, insanlarını ve bu kulübü çok seviyorum, onlara bunu yapamam”
Aldığı karar sonrası birçok Liverpool taraftarı ailesinden birini kaybetmek gibi niteledi bu durumu. Sadece futbolla değil mümkün olan her şekilde insanların hayatına dokunmaya çalıştı Jürgen. Futbol hayatındaki her durağı, Jürgen Klopp için çok özeldi. Mainz’dan ve Dortmund’taki görevinden ayrılırken gözyaşlarıyla veda etmişti. Liverpool ile yaşadığı duruma ‘bir aşk hikayesiydi’ demek en doğrusu olur muhtemelen. Birbirleri için yaratılmış iki figür. Veda töreninde kendinden sonraki teknik direktör Arne Slot’a şarkısını uyarlayarak tribünlerle birlikte ona tezahürat yaptı. “Bundan sonra ben de sizin gibiyim. Bir Liverpool taraftarı olarak yapacağım ilk şey yeni hocaya sahip çıkmak. Ben size nasıl inanacağınızı göstermedim. Sadece inandığınızda neler olabileceğinizi göstermeye çalıştım” dedi. Kaybolmuş bir kitleyi sırtlayarak doğru yolun ne olduğunu, nasıl yapılacağını gösterdi. İlk basın toplantısında “Geldiğinde nasıl karşılandığın değil, gittiğinde nasıl hatırlandığın önemlidir.” demişti. Dediği gibi de oldu. Stadyumda bulunan taraftarından, çalışanlara, futbolculara kadar herkes gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak uğurladı Jürgen Klopp’u.
Jürgen Klopp’un 9 yıllık Liverpool döneminin üzerindeki güneş artık battı. Arkasında da şüphe edenlerden inanlara dönmüş, küllerinden yeniden doğmuş bir kulüp, bir şehir bıraktı.