Süper Kupa maçında Beşiktaş'a karşı 5-0 yenilen, Young Boys'a iki maçta da kaybederek Şampiyonlar Ligi'ne gitme hakkını kaybeden Galatasaray adeta küllerinden doğdu. Derbi zaferinin ardından PAOK galibiyeti geldi. Ligde ise namağlup liderlik sürüyor.

Galatasaray son iki sezonun şampiyonu olarak başladığı 2024-25 macerasında istediği ivmeyi alamadı. İlk resmi maçında Beşiktaş’a 5-0 kaybeden takım Süper Kupa’yı ezeli rakibine bıraktı. Bu maçın ardından transfer döneminde de istediği hamleleri yapamayan Cimbom için tek hedef Şampiyonlar Ligi grup aşamasına katılabilmekti. Ancak bu da gerçekleşmedi. Ağustos ayının son darbesi Young Boys ekibinden geldi.

Young Boys play-off turunda ilk maçı sahasında 3-2 kazanırken sonradan oyuna dahil olan Michy Batshuayi’nin attığı iki gol belki de turu ayakta tuttu. Ancak rövanşta Galatasaray kendisini geride karşılayan rakibine karşı etkisiz kaldı. Son dakikalarda gelen Young Boys golü hayalleri suya düşürdü. Galatasaray iki maçı da kaybederek Şampiyonlar Ligi’nden uzak kaldı ve yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devam etti. Bu karşılaşmanın ardından ortaya çıkan Victor Osimhen’in değerlendirilmesi camiayı biraz olsun sakinleştirdi. Ancak karaborsa bilet iddiaları, Meritking isimli yasa dışı bahis firmasının uzantısı olan bir haber sitesiyle sponsorluk anlaşması yapılması ve transferin son günlerinde gidilen hiçbir isimle anlaşılamaması durgun suyu yeniden hareketlendirdi. Ağustos son haftalarıyla eylülün ilk 15 günü adeta kâbus gibi geçti.

Galatasaray’ın Avrupa’da zafer gecesi: Tarih yazıcıları

Ancak bu çılgın suyu dindirecek formül iki sezonun şampiyonu olan takımın teknik direktörü Okan Buruk’un ellerindeydi. Buruk ligde takımına önderlik etti, Galatasaray üst üste iki maç kazanıp toplamda beşte beşle Kadıköy deplasmanına gitti. Fenerbahçe önünde oynanacak maç adeta sezonun dönüm noktası niteliği taşıyacaktı. Beraberlik bile kabul edilebilir bir sonuç gibi görünürken olası Cimbom galibiyeti şimdiden farkı beş puana çıkarmak anlamına geliyordu. Öyle de oldu. Torreira-Sara-Mertens orta sahasıyla maça çıkan Okan Buruk rakibine karşı beklenmedik şekilde orta sahada üstünlük sağladı ve karşılaşma 3-1 Galatasaray lehine sonuçlandı.

Rüzgârın yönü çoktan değişmiş, kamuoyundaki gündem bir anda Fenerbahçe’deki olası kaoslar olarak güncellenmişti. Galatasaray’ın önündeki bir diğer sınav Avrupa Ligi’ndeki PAOK maçıydı. Bu karşılaşmadan alınacak iyi sonuç kasım ortasına kadar iç saha ağırlıklı fikstürle olağanüstü bir ritim yakalanması anlamına gelebilirdi.

Bu ritmin tutturulması için formda yıldız Yunus Akgün’ün 75. dakikadaki golüne kadar Galatasaray taraftarı adeta tırnaklarını yedi. Zira o dakikaya kadar skor 1-1’di. PAOK kolay lokma olmadığını göstermişti. Razvan Lucescu’nun öğrencileri puan veya puanlar için Galatasaray’a Rams Park’ta atak ediyordu. Ancak Yunus’un Fenerbahçe maçındaki etkili oyununu PAOK maçında golle süslemesi işleri yine Galatasaray lehine değiştirdi. Bir süredir sakatlığı nedeniyle takımdan uzak kalan yıldız golcü Mauro Icardi sonradan dahil olduğu maça son noktayı duraklama anlarında attığı enfes golle koydu.

Günay Muslera’yı aratmadı

Sezon başında krize giren, transfer döneminde istediği hamleleri yapamayan, Kadıköy deplasmanına basında birçok spekülasyonla çıkan Galatasaray net bir “kazanan” camia olduğunu kanıtladı. Artık önlerinde iç sahadaki Kasımpaşa ve Alanyaspor maçlarıyla beraber Rigas ile Letonya’da oynayacakları deplasman maçları var. Daha sonra Okan Buruk’un her zaman iyi değerlendirdiği milli arayla psikolojik ve fiziksel olarak şarj olup şampiyonluk meşalesini yakacakları yeni bir yolculuğa çıkabilirler.