Yeni sezon öncesi hazırlıklarını Avusturya’nın Geinberg bölgesinde sürdüren Galatasaray’ın şampiyonluğunda orta sahadaki oyunuyla büyük pay sahibi olan Lucas Torreira Türkiye’ye ilk geldiğinde zorlandığı ancak daha sonra aşık olduğunu söyledi. Uruguaylı futbolcu “Türkiye neresi bilmiyordum. Ama şunu söylemem lazım. İlk hafta çok zordu. Geldiğim zaman İtalya’yı çok özlemiştim. Biraz da değişiklikten korkuyordum. Fakat şimdi iki sene geçti ve kesinlikle söylemem gerekiyor ki bu ülkeye aşık oldum” dedi. Torreira’nın DHA’ya yaptığı açıklamalar özetle şöyle…
Her andan büyük keyif alıyorum: İki sene üst üste şampiyon olduk. Şampiyon olmanın kulüp ve taraftar olarak ne kadar önemli olduğunu biliyorduk. Gerçekten çok mutluyuz. Bazen zamanda durup düşünmek gerekiyor. Bütün bu iki sene boyunca neler olduğunu düşünmek gerekiyor. Kısa zamanda bu başarılar gerçekten beni çok mutlu ediyor. Her andan çok büyük keyif alıyorum.
Fenerbahçe büyük takım: İkinci şampiyonluk ilkine göre daha zor kazanıldı. Çünkü son maça kadar kaldı. İlk sezonda daha öncesinde şampiyon olmuştuk. Fenerbahçe ile oynadığımız maçta şampiyonluğumuzu ilan etmiş bir şekilde oynadık. O zaman farklı bir rahatlıkla oynadık tabii ki. Bu sene kazandığımız şampiyonluğun ise farklı bir tadı vardı çünkü bunu son maçta kazandık. Maalesef evimizde Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız maçı kazanıp da kutlayamadık. Taraftarımızın ve bizim isteğimiz buydu aslında. Fakat futbol böyledir. Bazen büyük rakiplere karşı oynarsınız. Fenerbahçe de büyük bir takım. Kesinlikle altını çizmek istiyorum. Her zaman burada saygıyı eksik etmemek lazım. Benim için en önemlisi ikincisi diyebilirim. Daha zor olan oydu.
Süper Kupa’da gençleri alkışlamamız gerektiğine karar verdik: (Fenerbahçe’nin Süper Kupa mücadelesine U19 takımı ile çıkmasının sorulması üzerine) Gerçekten neden öyle bir şey oldu, nasıl bu noktaya gelindi ve Fenerbahçeliler ne yaptı tam olarak öncesini bilmiyorum. Önceki haftada birçok seçeneğin olduğunu biliyorum. Biz sadece konsantreydik. O maç için hazırlıklarımızı yaptık. Hem ülke için hem de o şehir için de önemli olduğunu düşünüyorum. Maalesef olan oldu. Biz bir kurum olarak basitçe kendimizi orada oynamak için hazırlamıştık ve geldik. Orada U19 ile çıkmaya karar verdiler. O anda bizim içimizden geldi diyebilirim. Orada alkışlamamız gerektiğini düşündük çünkü gençler de sabah maça çıkmışlardı. Çok önemli bir efor sarf ettiklerine inanıyorduk. Kararlar maalesef başkaları tarafından alınıyor. Onların çıkması gerekti. Biz daha sonrasında kupayı kaldırdığımız için mutluyduk. Onu kutladık ve daha sonrasında oraya gelen insanlar için bir antrenman yaptık. Türkiye gibi bir futbol ülkesi için çok önemli. Aynı zamanda bir sürü insan o şehirde maçı izlemeye gelmişti. Onlar için de önemliydi. Bence bu tarz şeylerin olmaması lazım. Ben daha önce görmemiştim zaten. Umarım tekrardan olmaz. Sadece Galatasaray veya Fenerbahçe için değil. Türk futbolunun ve genel olarak futbolun iyiliği için.
İnsanların yaklaşımı beni mutlu ediyor: Takımın içerisinde önemli bir oyuncu olduğuma inanıyorum. Beni her zaman mutlu eden bir şey. Her zaman söylüyorum. İnsanların bana sevgiyle yaklaşıyor olması mutlu ediyor. Kendimi gerçekten güçlü hissetmemi ve bu şekilde devam etmemi sağlıyor. Sahanın içinde veya dışında aldığım bütün kararlarıma daha da adanmış olmamı sağlıyor. Takımın içerisinde önemli bir oyuncu olduğuma inanıyorum. Bu kendimi vermiş olmamdan, çalışmamla ve formaya duyduğum saygıdan olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda da insanların bana sevgiyle yaklaştığını ve bunun da bir parçası olduğunu biliyorum. Sizlere de gerçekten çok teşekkür etmek istiyorum. Oyuncuların arkasında işleriyle ilgilenen ve onlara yardımcı olmaya çalışan birçok insan var. Onların da her zaman önemli olduğunu düşünüyorum. Onların da sevgisine bir karşılık vermek gerektiğine inanıyorum. Tabii ki hocamızın ve teknik ekibimizin bizlere yardımcı olması, destek olması, her maçta rahat bir şekilde çıkabiliyor olmam, hata yapmama izin veriliyor olması ve tekrardan oynama şansımın olması benim için çok önemli.
Önemli olan hocanın ne istediğini anlamak: Birçok oyuncu değişiyor tabii. Sadece orta sahada değil, farklı pozisyonlarda yıldan yıla yeni oyuncular geliyor ve gidiyor. Bu bir adaptasyon meselesi. Önemli olan hocanın ne istediğini anlamak, hafta boyunca neleri yapmamızı istiyor onları iyi bir şekilde kavrayıp sahaya yansıtmak ve takım arkadaşlarıma hücumda veya savunmada yardımcı olabilmek.
Hocam benden ne isterse hazırım: Mevki ayırmaksızın sadece sahada olmak istiyorum. Ben her zaman ilk 11 olmak istiyorum. 6-8-10 oynarım o önemli değil. Sahanın herhangi bir yerinde oynamak benim için tamam. Tamamen takımım için oynuyorum ve hocam da benden ne isterse hazırım. Tabii daha çok rahat ettiğim yer orta saha diyebilirim. Fakat benim için gerçekten önemli olan dengeyi sağlayabilmek. O sahanın içerisinde savunma ile hücum arasında bir bağlantı olabilmek.
Kaan Ayhan ile birbirimizi iyi tamamladık: Kaan Ayhan ile Şampiyonlar Ligi’nde oynamıştık. Birbirimizi gerçekten iyi tamamladık. Gerçekten iyi anlıyorduk birbirimizi. Sahanın içerisindeki alanları kaplamayı iyi biliyorduk. Kerem ile de çok iyi anlarımız oldu. Berkan ile de öyle. Bazen Sergio ile birlikte oynadığımızda da öyleydi. Herhangi bir oyuncu tipiyle oynadığım zaman olabildiğince onlara destek olmak istiyorum. Herhangi bir oyuncuyla oynarken hiçbir problemim olmuyor. Tabii ki de benim için önemli olan takımıma yardımcı olabiliyor olmam. Hücumda veya savunmada olsun bu her zaman için geçerli.
Fred bizim tarafımızda oynasa güzel olurdu: Fenerbahçe’nin Brezilyalı orta sahası Fred, Süper Lig’de en iyi oyunculardan biri. Gerçekten büyük bir şans aslında Türkiye’de oynuyor olması. Maalesef rakip takımımızda oynuyor. Ama yine de onunla oynamak, oynuyorken görmek bizim için bir keyif oluyor. Fenerbahçe’ye ne kadar kendini verdiğini biliyoruz. Geçtiğimiz sezonun en iyi oyunculardan biri tanesi olduğunu da biliyoruz. Çok güzel olurdu tabii ki de bizim tarafımızda oynuyor olsaydı. Fakat bugün bizim karşımızda ve biz onun karşısına çıkmakta da motive oluyoruz. Benim ve takım arkadaşlarım içinde öyle. Fenerbahçe ile evimizde oynadığımız maçta da en iyi oyuncularından bir tanesiydi. Bu ligin en iyi oyunculardan bir tanesi. Bu kötü bir şey değil. Fred, Torreira ve İsmail gibi aynı zamanda her zaman söylüyorum Kerem gibi, Sergio ve Berkan gibi bu seviyede oyuncuların gelmesi, bu ligde kalitenin daha da fazla artması bence güzel bir şey.
– Ay yıldızlı bileklik takması sorulması üzerine
Lucas Torreira: “Bunu Mauro hediye etti. Geçen sene takımdaki herkes için birer tane hediye etti.” (DHA) pic.twitter.com/TW61W8q941
— Forza Cimbom (@forzacimbomtr) July 17, 2024
Ay yıldızlığı bilekliği Icardi hediye etti: (Kolundaki ay-yıldızlı bilekliğinin sorulması üzerine) Bunu Mauro hediye etti. Geçen sene takımdaki herkes için birer tane hediye etti.
Türkiye’ye gelmek istemiyordum, aşık oldum: Bunu kabul etmek lazım, Türkiye’ye gelmek için ilk fırsat çıktığı zamandan beri Nando neredeyse her gün beni arıyordu. Ben de Fiorentina’da çok iyi bir sezon geçirmiştim ve İtalya’dan ayrılmak istemiyordum. Çünkü orası çok sevdiğim ve rahat hissettiğim bir ülkeydi. İtalya’da da oynamak gerçekten hoşuma gidiyordu. Fiorentina’da geçirdiğim en iyi sezonlarımdan bir tanesiydi. 6 ay sonrasında Dünya Kupası maçları vardı ve çok hızlı bir şekilde imza atmam gerekiyordu. Nando aradığı zaman telefonları açmıyordum. Çok fazla gelmek istemiyordum çünkü ülkeyi tanımıyordum. Türkiye neresi bilmiyordum. Ama şunu söylemem lazım. İlk hafta çok zordu. Geldiğim zaman İtalya’yı çok özlemiştim. Biraz da değişiklikten korkuyordum. Fakat şimdi iki sene geçti ve kesinlikle söylemem gerekiyor ki bu ülkeye aşık oldum. Bunları insanların hoşuna gitsin diye söylemiyorum. Gerçekten geldikten sonra insanlar beni çok iyi karşıladılar. Ben de her anımda çok keyif aldım. Tatilden de o yüzden erken geldim çünkü benim için İstanbul çok keyifli. Burada bir sürü insanla tanıştım, birçok bağlantım oldu. Bu ülke hoşuma gidiyor. Şu anda keyif alıyorum ve Avrupa Kupası’ndan da çok keyif aldım. Türkiye gibi büyük bir ülkenin dünyada tanınıyor olması, farklı bir futbol gösteriyor olması bence çok önemli. Futbol dışında da aslında birçok konuda ön plana çıkması gereken bir ülke. İnsanlar gelsinler ve Türkiye’yi tanısınlar. Çünkü Türkiye’nin inanılmaz yerleri var. Ailemle ve arkadaşlarımla buraya geldiğimiz zaman çok keyifli vakit geçiriyorum. Bence dünyanın ve Türkiye’nin en iyi takımlarından bir tanesinin formasını giymek de benim için çok mutlu verici. Galatasaray’daki maceram umarım birçok sene daha devam edecektir. Türkiye’deki insanlarla birlikte vakit geçirdiğimizi görüp diğer oyuncular da buraya gelsinler. Ben kendi tarafımdan en azından iyi bir imaj vermeye çalışayım, çocuklara da iyi örnek olayım istiyorum. Sadece Galatasaray taraftarı değil, diğer taraftarlardan da bir sürü insan bizi takip ediyor ve seviyor. Benimle de ilgili iyi şeyler söylüyorlar. Onlar için de saygı değer ve örnek bir insan olmak istiyorum.
Galatasaray’da gol attığım için mutluyum: Galatasaray forması altında gol atmayı uzun zamandır bekliyordum. Restorandan çıktıktan sonra bir video yapmıştık. Onun şarkılarından bir tanesini söylüyor ve dans ediyorduk. Ama gol ile ilgili bir şeyler söyleyecek olursam çok uzun zamandır beklediğim ve geride kaldığımı hissettiğim bir şeydi. Uzun zamandır hayallerimi süsleyen bir şeydi. Maalesef ben çok gol atan bir oyuncu değilim. Çünkü çok fazla rakip ceza sahası içerisine girmek bana düşmüyor. Fakat bir fırsatım çıktığında ve takımım da izin verdiği zaman ileriye gidiyorum. Oraya sakin bir şekilde gidebiliyorum. Bu gol benim için gerçekten beklenen bir şeydi. Hem benim için hem de diğer insanlar için mutluluk vericiydi. Uzun zamandır beklediğim bir şeydi. Bu formayla gol atabildiğim için gerçekten çok mutluyum.
Galatasaray formasıyla her şeyi kazanmak istiyorum: Şoförüm Eray benim bir kardeşim, ağabeyim aslında. Her gün bana ‘yerde kaldın’ diyor. Gerçekten benim hoşuma giden bir şey değil aslında. Oyun içinde bazı durumlar var ve zeki olmak gerekiyor, zaman kazanmak gerekiyor. Özellikle önemli bir maç olduğu zaman. Zamana oynamak gerekebiliyor. Tabii ki bütün zamanı yerde vakit geçirmek falan değil amacım. Ben mükemmel değilim onu da anlamanız gerekiyor. İnsan her zaman yeni şeyler öğreniyor. Elimden geldiğince yapabileceğim her şeyi takımıma yardımcı olmak için yapıyorum. Bazı insanların hoşuna gitmiyorsa da kusura bakmayın ben sadece Galatasaray formasıyla her şeyi kazanmak istiyorum” yorumlarında bulundu.
Okan Buruk için elimden geleni yaparım: Teknik direktör Okan Buruk çok çalışıyor. Bence bütün hocalar ellerinden gelen iyi kararı alıyorlar. Takımları için en iyisini düşünerek yapıyorlar. Çok hoş bir insan, arkadaş canlısı bir insan, çok büyük bir kalbi var. Çok sempatik de bir insan. Sürekli takım için kendini vermeye çalışıyor. Bütün teknik ekip için bunu söyleyebilirim. Hep beraber bir şeyler başarmak için çalışıyoruz. Bunun sayesinde iki sene üst üste şampiyon olduk. Galatasaray şimdi de beşinci yıldız için mücadele ediyorsa onların sayesinde olduğunu söylememiz lazım. Aynı zamanda Süper Kupa’yı kazanmaya ve Şampiyonlar Ligi’ne girmeye çalışacağız. Antrenör olarak baktığımda bana sürekli mutlulukla yaklaşıyor. Bana ilk geldiğim andan beri güven verdi. Arsenal’de konuştuğumuz zamandan beri benim aklıma bu fikri soktu. Burada takımla neler yapacağımızla ilgili. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir insan ve onun için bu formayla elimden gelen her şeyi vermeye hazırım.
Galatasaray Avrupa’daki son takımım olacak: Çok büyük bir takımda oynuyorum, odağım Galatasaray. Teklifler geliyor. Bunlar futbolda normal şeyler. 6 ayda farklı farklı değişiklikler oluyor. Dünyanın farklı yerlerine gidebiliyorsunuz. Muhtemelen Galatasaray benim Avrupa’daki son takımım olacak. İsterim tabii ki de Güney Amerika’da olayım, bir an önce oynayayım. Çünkü orası aileme yakın. Yaklaşık 10 yıldır Avrupa’da oynuyorum. Şu an günümü yaşamak istiyorum, Galatasaray’da yaşadıklarımızı yaşamak istiyorum. Çok büyük bir takımdayım. Odağım sürekli bu kulüpte. Ben bu deneyimin keyfini çıkarmak istiyorum.
Küçüklüğümden beri Boca Juniors forması girme hayalım var: En güzel derbiler Türkiye’de. Küçüklüğümden beri benim Boca forması giyme hayalim vardı. Onun dışında futbol dünyasında her şey mümkün. Benim oraya gitme isteğim gerçekleşebilir. Her gün daha da yaklaşıyorum ona. Çok basit bir şey olduğuna da inanmıyorum. Oraya belli yaşta gitmem gerekiyor ki orada da mücadele edebileyim. Şimdiye kadar yaşadığım derbiler arasında konuşmak gerekirse en çok hissettiğim Galatasaray’da yaşadığım derbi oldu. Sadece takımların büyüklüğü anlamında düşünmeyin. Maçın öncesinde taraftar tarafından yaşananlar çok farklı. Çok farklı bir ayrıcalık bu formayı giyebiliyor olmak, Türkiye’de bu kadar büyük takımda mücadele edebilmek… Dünyanın birçok yerinde Galatasaray taraftarı var. Onlarla birlikte de bunları paylaşıyoruz. Bu kulüpte bulunmak, bu derbiyi oynayabiliyor olmak ve Fenerbahçe gibi büyük bir takımla mücadele edebiliyor olmak… Diğer ülkelerde oynadığım derbilerle kıyasladığımda en yüksek şiddetli hissettiğim, duygu yüklü olduğunu hissettiğim ve benim en hoşuma giden buradaki derbiler.
Milli takımda olmamak canımı yakıyor: Uruguay Milli Takımı’nda oynayabilmek çok isterdim. Uzun süre milli takımın parçası oldum. İki tane Dünya Kupası ve Amerika Kupası’nda oynadım. Milli takımın parçası olmamak canımı yakan bir şey. Benim çalışmaya devam etmem gerekiyor. Hoca fikir değişikliği yapabilir, daha sonra çağırabilir. Ben her zaman hocaların kararlarına saygılıyımdır. Orta saha en çok oyuncunun olduğu yerlerden bir tanesi aslında. Orada çok daha yüksek seviyede oyuncular var bizde. Bielsa dünyanın en iyi hocaların bir tanesi. Ben Uruguaylı olarak dışarıdan onlara destek vermeye devam edeceğim.
Yanımdaki oyunculara destek veriyorum: Takım arkadaşlarıma çok saygı duyuyorum. Bana kalan bir şey değil bu aslında. Benim söylemem doğru da olmaz. Çok kaliteli takım arkadaşlarım var. Hepsi elinden gelen her şeyi en şekilde yapmaya çalışıyor. Ben de çok saygı duyuyorum takım arkadaşlarıma. Olabildiğinde onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Yanımdaki oyuncuyu geliştirmem için elimden gelen bir şey varsa destek oluyorum. Bu konuda işin ehli olan insanlar doğru kararı vereceklerdir. Bu iki senede çok iyi oyuncularla oynama şansı yakaladım.
Kötü anlarımda Mauro Icardi yanımda oldu: Mauro Icardi’ye her zaman destek vermeye devam edeceğim. Mauro’nun özel hayatıyla ilgili birçok şey söylenecektir. Ama günün sonunda o kendisi bu kararı verecektir ve konuyu yönetecektir. Ben arkadaşı olarak her zaman ona destek vermeye devam edeceğim. Benim için çok önemli bir insan. Bu iki sene içerisinde sadece şampiyonluklar kutlamadık. Bizim de kötü anlarımız oldu. kötü anlarımda Mauro her zaman yanımda oldu. Onun geçirdiği anlarda da her zaman bir yanında olacağız. Kulüpte bulunan herkes onu sarmalayacaktır. Onun keyif alması ve devam etmesi için eliminde gelen her şeyi yapacağız.
Lucas Torreira açıklamalarının ardından takım arkadaşlarını, Okan Buruk’u ve Galatasaray’ı tek kelime ile özetledi. Uruguaylı orta sahanın verdiği cevaplar şu şekilde…
Fernando Muslera: Kardeş
Victor Nelsson: Güç
Leo Dubois: Teknik
Davinson Sanchez: Patron
Abdülkerim Bardakcı: Kan
Derrick Köhn: Dans
Berkan Kutlu: İyi sol ayak
Kerem Demirbay: Güç
Sergio Oliveira: Teknik
Lucas Torreira: Atom karınca
Kaan Ayhan: Sabır
Dries Mertens: Mutluluk
Hakim Ziyech: Klas
Tete: Brezilya
Barış Alper Yılmaz: Hızlı
Kerem Aktürkoğlu: Harry Potter
Wilfried Zaha: Dribbling
Michy Batshuayi: Bir sonraki şampiyon
Mauro Icardi: Yıldız
Okan Buruk: Maestro
Galatasaray: Seni çok seviyorum Galatasaray, her zaman.