Metz altyapısından çıkan 1984 doğumlu Polak orta saha Ludovic Obraniak 2014-15 sezonunun ikinci yarısında Werder Bremen’den kiralık olarak Rizespor’a geldi. Obraniak burada yarım dönem futbol oynadıktan sonra kariyerine Maccabi Haifa’da devam etti. Bir sezon sonra Auxerre’le anlaşan oyuncu burada iki sezon geçirdikten sonra profesyonel kariyerini noktaladı.
“Türk Bielsa ile çalıştım”
Ancak Obraniak’ın yolculuğu anlattığına göre daha farklı olabilirmiş. Oyuncunun açıklamalarını Nafi Alpay çevirdi. Obraniak, Rize dönemini “Türkiye’de kiralık olarak forma giydiğim dönemde Çaykur Rizespor’da Türk Bielsa, Hikmet Karaman’a denk geldim. Kendisi beni box-to-box orta sahaya dönüştürdü. İnanılmaz güzel bir deneyimdi. Sezon sona erdiğinde Beşiktaş ile sözleşme imzalayacaktım” diye anlattı.
Her şey Fenerbahçe maçıyla başladı
“Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe ile oynayacağımız çeyrek final karşılaşması öncesinde çok kötü hastalandım. Bütün hafta kötüydüm. İlaçlar aldım, biraz daha iyi hissediyordum, ama maç sabahı yine kendimi kötü hissettim. Hocamız bana güveniyordu ve maçı kaçırmamam gerekiyordu. Maç başladıktan beş dakika sonra maça devam edemeyeceğimi anladım. Nefes nefese kaldım, başım döndü. Maça devam edemedim. Bu durum takım doktorunu endişelendirdi ve maç devam ederken hastaneye kaldırıldım. Hastanede nabzımın biraz hızlı olduğunu fark ettiler. Elektrokardiyogram uyguladılar, bu sebeple vücuduma bağlı birçok cihaz vardı. Ben de bitkin bir halde olduğum için başım arkaya doğru düşük yatıyordum. O esnada biri gizlice fotoğrafımı çekmiş ve sosyal medya üzerinden servis etmiş. Sosyal medyada yalan yanlış bilgiler çığ gibi büyüdü. ‘Obraniak kalp krizi geçirdi vs.’ Bu bilgiler Türkiye’de başladı, Fransa’ya kadar ulaştı. Ancak maçtan çıktığım telefonum ve tüm eşyalarım statta kalmıştı. Kimse bana ulaşamıyor. Telefonuma kavuştuğumda 300’e yakın arama ve birçok mesaj vardı.”
Obraniak hikayenin geri kalan kısmında kariyerinin adeta dönüşüme uğradığı süreçten şöyle bahsediyor: “Oysa sadece çok fazla kafein verdikleri için aritmi (kalp ritim bozukluğu) geçirmişim. Kalbim hızlı atıyordu. Bordeaux’da da bir kalp doktoruna gittim ve bana her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Daha sonra öğrendim ki Çaykur Rizespor takımda kalmamı istediği için bu durumu biraz kullanmış. Bonservisim Werder Bremen’deydi ve Beşiktaş’ın ilgisi vardı. Bu durumu Beşiktaş işinin bozulması ve tekrar kendileri ile imzalamam için kullanmışlar. Haliyle sonrasında ben bunu öğrendim ve bu hiç hoşuma gitmedi. Beşiktaş çok daha büyük bir takımdı.. Ve o dönem takımın başında Slaven Bilic vardı.”