Galatasaray’ın çifte şampiyon apoletli teknik direktörü Okan Buruk TRT Spor’da katıldığı canlı yayınlanan programda gündeme dair açıklamalarda bulundu. İşte Buruk’un sözleri:
“Hakem işine ne diyeceğimizi şaşırdık. Genç mi olsun tecrübeli mi olsun? Hiçbirine öz güven vermiyoruz. Hakemin o özgüveni göstermesi gerekiyor. İtalya’da falan çok şeyler, çok dominantlar hakemler. Ağırlıklarını saha içerisinde görüyorsun. Bence o özgüveni vermek gerekiyor, hakem rahat olmadığı sürece tecrübelisi de genci de hata yapıyor. Ben hata olduğunu düşünüyorum, bilerek kimse kendini kötü duruma düşürmez. Bile bile niye zarar versin. Kafa karışıklıkları çok fazla.”
“En sıkıntı yaşadığım şey standardın olmaması. Aynı pozisyona biri faul veriyor, biri vermiyor. Biri kart veriyor, biri vermiyor. Lehime aleyhime rahatsız ediyor. Yabancı VAR hakemine doğru iş gidiyor. Orada ses çıkmadı geçen sene. Dışarının sesi kesildi. Daha iyi olacaksa yabancı VAR hakemi düşünülmeli.”
Jose Mourinho’nun söylemleri üzerine…
“Mourinho’nun ülkemizde olması çok güzel. Herkesin sevdiği saydığı, dünya çapında bir isim. Mourinho’nun Türkiye’de olması hepimiz için çok büyük mutluluk. Karakterini, daha önce yaptıklarını, saha içi saha dışı yaptıkları beklediğimiz, hazır olduğumuz şeylerdi. Tarzı bu, bu tarzı sevip kabul etmek lazım.”
‘Icardi’nin eşiyle yaşadığı problemler olmasa şu anda bambaşka olurdu’
“Icardi’nin kariyerinde bu var. Her şeye saygı duyuyorum, evliliğine, eşine… Icardi’nin eşiyle yaşadığı problemler olmasa şu anda bambaşka olurdu. Belki de Arjantin Milli Takım santrforuydu. Icardi bu yüzden belki de birçok şeyi hayatında kaybetti. Çok iyi aile babası. Ailesini seviyor, çocuklarını seviyor. Kalbi çok iyi, insanları, çocukları çok seven biri. Ailesini hep korumak istedi. Biz de ona hep yardımcı olduk. Hayatta en önemli şey aile. Futbol onun önüne geçemez, bir maç da geçemez. Oyuncu mutlu değilse sahada performans alamazsınız. Ona hep destek olmaya çalıştım. Şimdi bakalım, en hızlı şekilde döner.”
“Yener Hoca Icardi’nin ameliyatıyla ilgili konuşuyor. Burada olacak galiba. Arkadaşlara soruyorsun, biz de oyuncuyken öyle yaptı. Burada çok iyi şekilde yapılıyor, rehabilitasyon da önemli. Önümüzdeki hafta belli olacak.”
‘Kazanınca hep beraber kazanıyoruz, kaybedince teknik adam’
“Dünyanın hiçbir yerinde rastlamayacağınız şey… İnanılmaz bir sabırsızlık. Ülkede var, birinci suçlu teknik adam. Kazanınca hep beraber kazanıyoruz, oturduğu sandalyenin bile etkisi oluyor. Kaybedince teknik adam. Bunu da kabul ettim. Bir sene 14 maç kazandık, 15’incide yenilince kıyamet koptu. Geçen sezon 17 maç kazandık, 18’inciyi kaybedince olay oldu.”
‘Ne seviyede olduğumuzu bilmiyoruz’
“Ne seviyede olduğumuzu bilmiyoruz. Futbolda ne seviyede olduğumuzu bilmemiz lazım. Bazen milli takıma da yapıyoruz. Avrupa Şampiyonası’na gidiyoruz, kendimizi birinci favori görüyoruz. Gruba düşüyoruz, kolay grup diyoruz. İyi futbol ülkesiyiz, tutkuluyuz ama orada da bir yarış olacak. Kaybetmek de var kazanmak da…”
‘Transferleri geç bitiriyoruz’
“İlk dönemden sonra beraberlik ve mağlubiyet sayımız çok az. Oyunu oturttuk. Transferleri geç bitiriyoruz. Icardi ilk maçı, Kayseri’de falandı, 6-7. haftaydı. Seferovic ve Gomis vardı. Takımın tam olarak oturması, oyuncuları tanımamız süre aldı. Önde oynadığımız oyuncular tam olarak Mertens, Icardi, Rashica… Barış, Kerem form buldu, ilk Yunus – Kerem başlamıştık hep, sonra rotasyon oldu. Takımı oturttuk. Ben de oyuncuları yeni tanıyordum. 7-8 haftada oyuncuları tanıyorsunuz. Beş puan uzaklaşmıştık Fenerbahçe’den, Başakşehir maçına kadar. Sonra Dünya Kupası arası oldu, dönüşte daha da yükselişe geçtik.”
Kadıköy’deki Fenerbahçe galibiyeti…
“Fenerbahçe bence bize karşı normal çıktı, Kasımpaşa maçındaki aynı oyun ve benzer 11’le çıktı. Öndeki karşılamaları, ikinci ve üçüncü bölgede karşılamaları, birebir Kasımpaşa maçı analiziyle eşleşti. Önemli olan ilk golü bulmaktı. Bir anda iki gol bulunca maç bitti. 1-1 olsa farklı olur, 1-0 geriye düşsen farklı olabilir. 2-0’ı yakaladıktan sonra maçı çok rahat geçirdik.”
‘Kerem yükselerek oynuyor’
“Bence Kerem hep iyi oynuyordu. Hep gole yakın oynuyordu, kaçırıyordu. Benfica’da geçen üç gol attı. Kendi gitmek istedi, çok istedi. Kerem’de hep bir Avrupa hayali vardı, gidip kendini orada görmek istedi. Bunu futbolcuyken hepimiz istedik. Buraya hep geri dönüş şansı var, ama Avrupa’ya gitmek istiyor. Kerem yükselerek oynuyor. Avrupa’da daha çok duyulan bir oyuncu oldu. Hem Şampiyonlar Ligi hem lig performansı. Mili maçta şansız bir penaltı kaçırdı. Hatta Hakan Çalhanoğlu bile penaltı kaçırdı, ilk defa…”
Transfer sözleri…
“Transfere bir buçuk aydan çok var. Avrupa Ligi 30 Ocak’a kadar gidiyor. Birini alırsan oynatamıyorsun, satarsan elindekinden oluyorsun. Gönderecek oyuncuları doğru düşünmek lazım. Kimse bilmiyor ama orada üç tane oyuncu ekleyebiliyorsun. Beş tane çıkarsan da üç ekleyebiliyorsun. Mevcut düzende elimizde Sallai var kadroya giremeyen. İki transfer yapıp listeye ekleyebiliyoruz. Transferi doğru düşüneceğiz zamanında….”
“Osimhen kendisi de kalacağını söyledi. Ocak’ta gideceğini düşünmüyorum. Öyle bir şey yok. Barış Alper’e de gelen teklifler oldu. Ama bırakmak istemiyoruz tabii, bir kere hedefimiz var. Sezon sonuna kadar Avrupa’da ve ligde hedeflerimiz var.”
‘Jelert’i değerlendirmek için daha erken’
“Jelert genç bir oyuncu, 2003 doğumlu. Transferde bu sene rakamlar çok yüksekti. Kimi sorsak 10-12 milyon Euro diyorlardı. İnanılmaz yüksekti transfer rakamları. Bir sol bek yazsan, 8-10 yazıyorlar. Jelert de o bantta geldi. Maaşı düşük. İleri dönük yatırım. Direkt faydalanmak için aldık ama burada bir yarış var. Bu yarışın içerisinde. Daha erken değerlendirmek için, daha fazla şans vermemiz gerekiyor. Benim kriterimde önemli olan genç bir oyuncu, Danimarka Milli Takımı oynamış, Şampiyonlar Ligi oynamış bir oyuncu. Bence potansiyel bir oyuncu, potansiyel ne zaman çıkar bilemiyorsun, belki ikinci sezon…”
‘Çocukların oynayacağı lig yok!’
“Altyapıdan oyunculara şans vermekte zorlanıyoruz. Bir özeleştiri yapıyorum. O kadar çok oyuncu var ki oynatamıyoruz. Çocukların oynayacağı lig yok. Bunu bir tülü çözemedik. İkinci takımların liglere girmesi konuşuldu iki sene önce. Ben çok heyecanlandım. Bunu yapan federasyon başkanı tarihe geçer dedim, yine yapamadılar. İkinci üçüncü lig takımları istemedi, olmadı. Bizim altyapıdan çıkan 16-17-18-19 yaşındaki oyuncuların oynayacağı elit lig yok. Tüm Avrupa böyle çözdü olayı, ikinci takımı yaparak. Her ülkede bu var, bizde yok. Bu Türk futbolu için önemli bir devrim olacak. U19 Ligi’ni seyrediyoruz, oyunlar çok yetersiz…”