Olimpiyat Oyunları hayatını spora adayan isimler için kuşkusuz kariyer zirvesidir. Olimpiyatlarda olmak için yıllarca çok sıkı çalışan herkes madalya kazanmayı hedefler, rekor kırmak ise hepsinin çocukluk hayalidir. Nitekim 2021’de Tokyo Olimpiyatları’nda altısı yüzmede olmak üzere farklı branşlarda birçok dünya rekoru kırıldı ve bu rekorların çoğu çok küçük farklarla gerçekleşti.
Olimpik branşların tamamında hassasiyet çok önemli bu nedenle ve en ufak yanlışlık tüm performansı derinden etkileyebiliyor. Hema yüzme bir yönüyle diğer sporlardan net şekilde ayrışıyor, çünkü su içinde yapılan bu sporda havuzun şekli her anlamıyla en önemli etken ve çok belirleyici.
Paris 2024’ün başlamasından önce yüzme branşında yeni dünya rekorları geleceğine dair büyük beklenti vardı, çünkü teknolojinin gelişmesi sonucu yeni antrenman teknikleriyle günümüz yüzücüleri geçmişte havuza girenlere göre çok daha iyi imkanlara sahipti. Buna karşın Paris’teki havuzdan çıkan sonuçlar hayal kırıklığı yarattı. Yüzme branşında yalnızca dört kez dünya rekoru tabelası yandı. Daha da kötüsü olimpik sporcuların pek çoğu beklentilerin de gerisinde kaldı. Erkekler 100 metre kurbağalama yarışmasının galibi Nicolo Martinenghi sadece 59.03 saniyeyle 2004’ten bu yana Olimpiyat Oyunları’ndaki en yavaş yarışı yüzdü.
Sebep olarak da olimpik yüzme havuzunun yeterince derin olmaması gösterildi. Yüzme müsabakalarının yapıldığı Paris La Defense Arena aslında bir ragbi stadyumu ve Taylor Swift’in sahne alabileceği kadar büyük bir konser salonu. Bu mekan oyunlar için kapalı bir yüzme havuzuna dönüştürüldü. Arenanın içine kurulan olimpik havuz oyunların sona ermesinin ardından sökülecek.
Paris 2024’te kullanılan havuzun derinliği 2.15 metre. Oysa olimpik havuzların derinliğinin en az iki metre olması kuralı değiştirilmiş, derinlik kısa süre önce 2.5 metreye yükseltilmişti. Mevcut havuzun inşasına kural değişiminden önce başlandığı için illegal bir durum yok ama 2.15 derinliğe sahip bu olimpik havuz birçoklarına göre yavaşlığın ana sebebi.
Havuzlar yüzücüleri yavaşlatan akıntılar oluşturuyorsa ‘yavaş’ olarak tanımlanıyor. İlk başta şaşırtıcı gelebilir ancak bu bilimsel olarak kabul edilen bir gerçek. Indiana Bloomington’da rekabetçi yüzme bilimi üstüne çalışan biyofizikçi Joel M. Stager “Yüzme havuzları hızlı veya yavaş olabilir ve bu tasarımlarına bağlıdır. Dikkate alınması gereken birçok değişken vardır. Havuz derinliği, kanal boyutları, kulvar tasarımı, su dönüşü, zemin tasarımı ve daha fazlası vb” diyerek açıklıyor bunu.
Olimpiyat sporcuları suya atladıklarında dalga oluşturur. Bu dalgalar havuzun kenarında ve tabanında sönümlenir. Betona çarpan dalga geri döndüğünde yüzücüleri yavaşlatan akıntılar oluşturabilir. Olimpik havuzlar ve yarışma kuralları da bu etkenleri en aza indirmek ya da tamamen ortadan kaldırücak şekilde tasarlanır. Örneğin yarışmalarda en dış kulvarlar boş bırakılır, çünkü çevre duvarına en yakın sporcu bu dalgaların oluşturduğu ekstra kuvvetten en çok etkilenen isim olarak dezavantaj yaşar.
Yanal etkide olduğu gibi dikey koşullarda da aynı dalga sekme durumu olur. Bu sebeple havuz ne kadar derin olursa dalgalar o kadar çok sönümlenir. Derin havuzda dalganın tabandan sekip yüzeyde kulaç atan sporcu için türbülans oluşturma olasılığı azalır. Pekin 2008’deki üç metre derinliğindeki olimpik havuzdan tamı tamına 25 dünya rekoru çıkması da bu etkinin büyüklüğünün kanıtıdır.
Tüm bunlarla birlikte olimpiyat oyunu için geçici olarak inşa edilen bir havuzu derin tasarlamamanın da kabul edilebilir nedenleri var. Bütçe kısıtlamalarının yanı sıra daha büyük ve derin havuzlar daha az izleyici koltuğuna yer bırakır. Ayrıca havuzların derinliğini sınırlayan psikolojik bir faktör de var. Yüzücüler genellikle havuz tabanındaki fayansların üstündeki işaretlere göre yönlendirilir. Bu işaretler özellikle uzaksa yüzücüler yavaş ilerledikleri hissine kapılır. Bu sebeple üç metreden fazla derinliğe izin verilmez.
Biyofizikçi Joel M. Stager “Çalışmalarımız geçici yüzme havuzlarının sorunlu olabileceğini gösterdi” diyerek bir soruna daha dikkat çekiyor. 2015’te yapılan bu çalışma 16 profesyonel yüzme yarışını inceleyip istatistiksel analiz yoluyla geçici havuzlardaki kulvarların %70’inde, kalıcı havuzlardaki kulvarların ise yalnızca %35’inde bozucu akıntılar olduğunu tespit etmiş.
Bu arada üretici firma Myrtha Pools CEO’su Roberto Colletto Fransız haber kaynağı RMC Sport’a “Havuz daha derin olduğunda performans daha iyi olur diyen insanlar olduğunu biliyorum ama teknik açıdan havuzda bir sorun yok” dedi. Firma son altı olimpiyatın tamamında havuz inşa işini üstlenmiş ve akışkanlar dinamiğine uygun olarak her türlü teknolojik imkandan da yararlanmış söylediğine göre.
Tüm bu ‘yavaş havuz’ teorilerine karşın kadınlar 400 metre serbest stil eleme turlarında yüzücülerin elde ettiği süreler incelendiğinde, Paris’te finale kalmak için gerekli en yavaş sürenin Tokyo’dakini geride bıraktığı görülüyor. Ayrıca erkekler 100m serbestte Pan Zhanle rekoru 0.40 saniye geliştirerek inanılmaz bir ilerleme kaydetti, Kuzey Tunçelli’nin de mücadele ettiği 1500 serbestte ise Bobby Finke dünya rekoru kırdı. Kadınlarda da ABD takımı 4×100’de dünya rekoruyla altına ulaştı. Belki sorun havuzun derinliğinde değildir de insanlık limitlerine ulaşmıştır, kim bilir.