Doğru soru şu aslında: Beklentinin altından kalkabilecek mi Arda Güler? “Altından kalkma” ilginç bir deyim. Önce üstünüzde bir şeyler olmalı. Ağır bir şeyler. Sorumluluklar, görevler… 18 yaşındaki bir gencin üzerinde ne olabilir ki? Bu konuya sonra geleceğiz.
2015’ti sanırım. Ntvspor için Dortmund’a gitmiştik. Banu Yelkovan’la birlikte hiçbir yerde yayınlayamadığımız bir Nuri Şahin röportajı yapmıştık. Real Madrid ve Liverpool tecrübelerinin ardından yeniden Dortmund günlerindeydi Nuri. Tecrübelenmiş, gün görmüş bir futbol alimi kıvamına geliyordu. Açık sözlüydü. En merak ettiğim şeyi sordum. U17 Milli Takımı’nı Avrupa’da finale Dünya Kupası’nda yarı finale taşımıştı. O hızla daha 17’sini doldurmadan Milli Takım’da Almanya’ya gol atmıştı. Almanya’da en iyi genç oyuncu seçilmişti. Bir genç futbolcunun atılabileceği en iyi depardı. Ama tüm bunların hemen ardından döndüğü Dortmund kulübü bir yıl sonra onu tek sezonluğuna Feyenoord’a göndermişti. Neden?
“İnsanın taşıyamayacağı bir ilgi yükü vardı. Ben de kaldıramadım haliyle. Düşünsenize herkes sizin büyük yıldız olacağınızı söylüyor. Çok ünlüsünüz. Ve daha 17 yaşındasınız…” Evet tam olarak bunu söyledi. Kendini büyük yıldız sanan ve seviyesi düşen oyuncusunu kazanmak için nir nadas yeriydi ‘Feyenoord Sanatoryumu’. Biraz nefes alsın. Yalnızlığı öğrensin. Gözden/Türk’ten uzak dursun. O sayede geri kazandılar genç yıldızlarını. O gazla takımın kaptanı oldu, şampiyonluklar geldi. Sonu Real’e, Liverpool’a varan hikayenin başında Feyenoord’daki ‘yatılı okul’ vardı.
Bir dönem futbol federasyonunda çalışırken TamSaha Dergisi için genç futbolcularla bol bol konuşuyordum. Çoğu beni şoke ediyordu. Zeka sorunları hiç yoktu. Cin gibiydiler. Hepsi çalışkandı. Ama işte o ego yok mu o ego! Her şey orada çözülüyordu. Daha 17 yaşında ben oldum havaları mı istersiniz, Türk futboluna damga vuracağına emin olanlar mı?.. Vuramadılar. Onların yerine bastığı yeri bilenler ve akıllılar kaldı. En zekiler ve yetenekliler değil. Mazlum Uluç bu durumu yıllardır her ay ispatlıyor. Konuşuyor gençlerle. Kuşaklar değişiyor ama sorun değişmiyor. Açın herhangi bir sayıyı, ispatlarını görün.
Herkes Arda kalsın istiyordu ya. Üzüldü ya Fenerbahçeliler. Yeni teknik direktörünü açıklarken bile Arda konusunu gündeme getirip gencecik bir oyuncunun sadakatini sorgulayanlar var ya. Sosyal medyada “Arda bitmiştir” heştegleri var ya… Şimdi oraya gelelim. Geçen sezon nisan ayının başına dek toplam sadece 205 dakika oynadı Arda. Nokta. Yani maç başına değil ay başına 25 dakika falan. Oynatmadığın oyuncuyu forma vaadiyle ikna etmeye çalışıyorsun. Onu kulübe getiren altyapı antrenörü iki sene önce kapının önüne konmuş. Sezona iyi başladığın günlerde Arda aklına bile gelmemiş. Son düzlükte sihrini fark edip diyorsun ki bir sene daha kalsaydın be Arda! Neden?
3,5 yılda üç akademi direktörü, iki sportif direktör ve bol bol teknik adam değiştirmişsin. Takımın yapısı, amacı, ufku, formatı ne belli değil. Kadro desen, her sezon 20 oyuncu eklenip çıkarılıyor. Kongredeki konuşmanın başında İtalyan işi peşindeyken sonunda yerli malı yurdun malı demişsin. Onda da camia çocuğu mevziisine çekilmişsin. Abdullah Avcı, Sergen Yalçın, Aykut Kocaman gibi isimler olmamış. Ve diyorsun ki Arda’ya, gel bu takımda bir sene daha oyna. Niye?
Daha evvel Emre Mor dağılmış, Nuri kıyısından dönmüş, Burak Yılmaz kendini bulana dek 25 olmuş, Arda’nın, Tugay’ın giderken kuyruğuna teneke bağlanmış. Beşiktaş derbisinde aldığı penaltı için ahlak sorguları koltuğuna oturmuş Arda’ya diyoruz ki, kal. Gelişsin diye mi?
17,5 milyonu getiren Arda’yı alır. Ama ortada dönen rakamlar çok daha yukarıda. Nasıl olabilir ki? Ancak ve ancak Arda isterse. Fenerbahçe bu transfer görüşmelerinin tarafı değil çünkü. Ancak Arda dayatabilir bu rakamları. Fenerbahçe’ye durduk yere milyonlarca ekstra para kazandıran oyuncuya diyorsun ki, Fenerbahçeliliği tırışka. Gitsin. Kalsın mı hakikaten?
Arda gidiyor. Onu bir sene daha izlesek mutlu olmaz mıydık, olurduk! Ama yapacak bir şey yok. Gelişmek isteyenin burada ne işi var? Gidebilen gider bu Yeni Türkiye’den. İnanmayan doktorlara sorsun!..