Zeynep Sönmez tarih yazdı. Hem de ne tarih. Kariyeri boyunca adım adım yükselen, her sezon üstüne koyan 22 yaşındaki sporcu WTA’deki ilk şampiyonluğuna Meksika’da uzandı. Merida Açık’ta mücadele eden Zeynep, kötü hava koşulları nedeniyle hem yarı final hem final maçını aynı gün oynadığı turnuvada zafere uzandı. Bu, Türk tenis tarihine 2016 Çağla Büyükakçay’dan sonra ikinci WTA zaferi olarak geçti.
Zeynep’in tarihi başarısında en büyük pay sahiplerinden biri de onu destekleyen kulübü Enka Spor’du. Biz de 10Haber olarak Enka Spor Kulübü tenis branşı başantrenörü Bora Gerçeker’le Zeynep’in başarısı üstüne bir söyleşi yaptık. Her şeyden önce Gerçeker’e hislerini sorduk ve o da “Çok duygulandık gururlandık. Bunu daha önce 2016’da Çağla Büyükakçay’la yaşamıştık. Türk tenisi için bir ilki başarmıştı. Çok uzun zaman sonra yeniden bu hisleri yaşamak hem beni hem de ona destek veren, yardımcı olan, izleyen herkesi heyecanlandırmıştır. Bu yıl çok iyi işler yaptı Zeynep. O yüzden böyle bir çıkış böyle bir başarı bekliyorduk. Zor bir turnuva geçiriyordu. Özellikle Tokyo’dan sonra şartlar çok farklıydı Meksika’da. Sıcak, nem çok fazlaydı. İlk turdan itibaren seribaşlarıyla oynadı. Gururlu ve mutluyuz” dedi.
Gerçeker, Zeynep’in 2025 sezonundan beklentileri ve bir Türk tenisçinin Grand Slam kazanma ihtimaliyle alakalı sorumuza “2024 için koyduğu hedeflerin en büyüğü, 2025 Grand Slam’lerine ana tablodan katılabilmekti. Bu da ilk 100’de yer almak anlamına geliyordu. Zeynep’in çok heyecan verici bir tenisi var. Hem defansif hem atak becerileri üst düzeyde. Fiziksel olarak çok atletik, atik bir oyuncu. Tabii Grand Slam şampiyonluğu tüm tenisçilerin hayaldir. En önemli hedeftir. Ama Grand Slam kazanmaktan ziyade Zeynep için önemli olan şey performansını yukarı çıkarmak, her antrenmanda kendine bir şey katmak, gelişimini sağlamak, ben inanıyorum ki o gelişimin sonunda istediği hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacak diye düşünüyorum” diye yanıt verdi.
Haftada 30 saatten fazla fiziksel emek
Zeynep Sönmez bu başarıya ulaşırken arkada 15 yıllık bir emeğin olduğunu vurguluyor. Biz de Bora Gerçeker’e bu 15 yıllık sürecin nasıl geçtiğini, bir şampiyonun bu süreçte bir gününde neler yaşadığını sorduk. Yanıtı şöyleydi: “Zeynep’in bu 15 yıllık serüveninde Zeynep’e emek veren çok fazla antrenör var. Altyapı antrenörlerinin, onun bu tekniğinin oluşmasında çok emeği var. Kondisyonerinin fiziksel anlamda en iyi seviyeye ulaşmasında, sakatlıkların azalmasında fizyoterapistinin emeği var. Yaşı büyüdükçe antrenörlerinin taktiksel gelişiminde ciddi emeği var. Birçok insanın dokunuşundan bahsetmek mümkün. Biz onun serüveninde gelişimine katkı sağlayan yardımcı faktörleriz. Asıl bu başarıyı hak eden, bütün arkadaşları tatillere sinemaya giderken bu saatlerde fedakârlık eden, çalışan, sürekli antrenman yapan Zeynep. 11-12 yaşından sonra tenis yoğunluğunu çok artırdığını biliyorum. Günde 3-4 saat tenis antrenmanı ardından 1-2 saat kondisyon yaptığını biliyorum. Haftada ortalama 20-24 saat tenis, 7-8 saat kondisyon antrenmanına devam ediyor. Turnuva yoğunluğu 15-16 yaşından sonra arttı. Yılda yaklaşık 25 ile 30 hafta arasında turnuva oynamaya başladı. ITF Junior serüvenini çok uzun tutmadı. 16 yaşından itibaren profesyonel turnuvalar oynamaya başladı. Seviyesi vardı, bunu profesyonel turnuvalar oynayarak geliştirmeye çalıştı. Hep kademeli ilerledi. Bir anda 700-800 numaralardan 90 numaraya yükselmedi. Grafiğine baktığınızda her yıl bir öncekinden daha iyi. 700’ler 500’ler 300’ler 165’ler ve şimdi de 90 numara olarak yılı bitiriyor. Bu onun ve ekibinin planlı ve özverili çalışmalarının sonucu diyebilirim.”
Sponsor olmazsa olmaz…
Bireysel sporlarda sponsor desteği fazlasıyla önemli. Enka Spor, olimpik branşlarda birçok değerli sporcu yetiştiriyor ve onlara destek veriyor. Ancak ne olursa olsun sponsor desteği, tenis gibi branşlarda olmazsa olmaz. Bu açıdan ülkedeki durumu merak ettik ve Bora Gerçeker’e sorduk. Gerçeker “Çok güzel bir noktaya değindiniz. Enka Spor’un bünyesinde birçok farklı branşta sporcular var. Bütçesini bu sporcuların verimliliğini optimum şekilde artıracak planlamayı yapıyor. Bu desteği uygun şekilde sporculara dağıtıyor. Ancak bu yeterli değil. Bireysel sporlarda özellikle tenisin gelişmesinde gerçekten sponsor desteğinin payı var. Özellikle 17-18 yaşından sonra oyuncular bir ekibe ihtiyaç duyuyorlar. Sadece antrenman yapıp turnuvaya gitmek yeterli değil. Turnuvaya giderken yanında koçların olması çok önemli. Eğer imkanları yerindeyse kondisyonerinin de onlarla birlikte, bütün turnuvalar olmasa bile belli sayıda turnuvalarda olması, oyuncuları gözlemlemesi, eksiklerini tenis koçuyla birlikte gözlemlemesi ve bunun üzerine çalışmalar yapması açısından değerli. Bu açıdan bakınca hem turnuva maliyetleri hem antrenör maliyeti hem oyuncu, antrenör, kondisyonerinin seyahat maliyetleriyle ortaya büyük bir tablo çıkıyor. Bunun karşılanması sadece kulüpler tarafından mümkün değil. Bu bireysel sponsorlukların yapılması özellikle böyle kısa dönemli değil ama üç-beş yıllık hedefler belirlenerek yapılması inanıyorum ki birçok sporcunun olduğu yerden çok daha iyi yerlerde olmasına imkan sağlayacaktır.
Türkiye 13-14 yaşa kadar gerçekten çok başarılı tenisçiler yetiştiriyor. Birçok Avrupa kış ve yaz takım şampiyonalarında finallere kaldığımızı, iyi sonuçlar aldığımızı görebilirsiniz. Ama sonrasında o bahsettiğim nedenlerle bireyselleşmesi ve oyuncuların ihtiyaçlarına göre antrenman planlarının organize edilmesi, turnuvaların organize edilmesi, koçlarla seyahat etme gibi masraflar çıktıkça Avrupa’nın gerisinde kalmaya başlıyor ve ya kolej tenise gidiyor ya da maalesef tenisten uzaklaşıp Türkiye’de okumaya karar veriyor. Gerçekten istekli arzulu tamamen kendini bu işe adamış Zeynep gibi sporcular işin içinde kalıyor. Umarız Türkiye’de sponsorluk, Zeynep’in başarısıyla tenis gibi bireysel sporlarda sponsor olmaya aday özel şirket ya da devletimizin imkanları artar diye umuyorum” diye yanıtladı.
‘Altyapılarda çok yetenekli sporcularımız var’
Koç Gerçeker, 14 yaş altındaki sporculardan bahsedince altyapıda Zeynep’in başardıklarını vadeden genç yeteneklerimiz var mı diye sormadan geçmedik. Bora Hoca “Tabii ki var. Geçen yıl Kaan Koşaner, Samim Filiz, Mustafa Ege Şık’tan oluşan 14 yaş erkek takımımız Avrupa ikincisi ardından da dünya beşincisi oldu. Şimdi 15 yaşındalar. ITF turu oynamaya başladılar. Ancak az önce bahsettiğim zorluklar onlar için oluşmaya başladı. Buralarda kulüplerin destekleri önemli ama inanın yeterli değil. 2010’lu başarılı oyuncularımız var mesela Ayşe Bal. Avrupa’nın en iyi sekiz oyuncusu arasına girdi. Monte Carlo’da yapılan en iyi sekiz turnuvasında altıncı oldu. Buna benzer başarılar yakalayan 2007’li oyuncularımız vardı. 2006’lara geldiğimizde Atakan Karahan bu yıl inanılmaz bir ilki gerçekleştirdi. US Open Jr’da çeyrek final oynadı. ITF Jr’da ilk 20’ye girdi. Hakikaten bir şekilde bu oyuncuları çıkarmayı başarıyoruz ama buradaki sürdürülebilirlikle ilgili sıkıntı var. Türk tenisi olarak en büyük sıkıntımız bu sorunlara çözüm bulabilecek sürdürülebilir sistemler geliştirerek buna süre vermek. Beş yıllık 10 yıllık süreçlerle bunları gözlemlemek ve desteklemek. Bunu başarabilirsek ilerleyen yıllarda Grand Slam ve olimpiyat gibi tenisin büyük turnuvalarında başarı kazanacak sporcularımız olacaktır diye umuyorum” dedi. Gerçeker, Zeynep’in başardıklarının aynısını Çağla Büyükakçay’ın 2016’da başardığını ifade edip “Zeynep’le Çağla arasında sekiz dokuz yıl var. Bu boşluğun oluşmaması lazım. Sürdürülebilirlik çok önemli” diye vurguladı.
‘Tenis geç uzmanlaşılan bir spor’
Gerçeker’e altyapılarda yetenekli bir sporcu keşfettikten sonra nasıl yönlendirme yaptıklarını da sorduk ve şu yanıtı aldık: “Tenis çok geç uzmanlaşılan bir spor olduğu için bir sporcunun yetenekli olduğunu 9-10 yaşında anlamanız mümkün değil. Tabii ki yetenek önemli ama özellikle o yaşlarda fiziksel becerilerin daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Çabukluk, sürat, denge, koordinasyon becerileri gibi. 2002 doğumlu sporculara bakarsanız Zeynep’in 12-14 yaşta Türkiye’de en iyi sporcu olmadığını görürsünüz. Her zaman ilk dörtte ama en iyisi değil. Yeteneğin tanımı çok önemli. Yetenek bir şeyi hemen öğrenip hayata geçirmek mi yoksa uzun süre yılmadan usanmadan çalışıp tekrar etmek, kortta ve kondisyon salonunda zaman harcamak mı? Birçok farklı şekilde tarif edebiliriz. Zeynep’in, Çağla’nın, Cem İlkel’in, Altuğ Çelikbilek’in başarısındaki püf nokta bu. Bu oyuncuların çoğu kendi yaş gruplarında en iyi değilken yaş ilerledikçe en iyi olduğunu gösteren göstergeler var. O yüzden biz Enka olarak bu belirlediğimiz kriterlere uyan sporcuların arasından seçmeler yapıyoruz. Onları hem kortta hem kort dışında antrene ediyoruz. Bu süreçte bu işi seven ve gerekli gelişimi gösteren sporcularla devam ediyoruz.”
Bora hocaya son olarak küçük yaşlarda tenise merak duyan sporculara neler tavsiye edeceğini sorduk. O da “Biraz önce anlattıklarımdan yola çıkarak kesinlikle erken yaşlarda maç kaybettiklerinde, turnuva kazanamadıklarında, lütfen pes etmesinler. Tenis gerçekten geç uzmanlaşılan bir spor. Çalışmaya, kendilerine inanmaya devam etsinler. Kendilerine hedefler koysunlar. Ben inanıyorum, 13-14 yaşından sonra eğer bu hırsla, azimle çalışmaya ve kendilerine inanmaya devam ederlerse başarılı olmamaları için bir sebep yok” diye yanıtladı.