Hatayspor karşısında deplasmanda aldığı 2-1’lik yenilgiyle 10 maçlık galibiyet dizisi sona eren Galatasaray, dünkü Alanyaspor randevusuna yeni bir serinin başlangıcı için de çıktı aynı zamanda. Milli maç arasını her takım gibi bazı kurgusal problemlerini çözme, sakat oyuncularını yeniden kazanma fırsatı olarak gören Sarı-Kırmızılılarda teknik patron Okan Buruk, Rams Park’taki mücadelede sahaya kimi rotasyon dokunuşlarından oluşan bir ‘11’ sürdü. Son idmanda hafif sakatlık yaşayan Almanya ve Galler mücadelelerinin parlayan yıldızlarından Abdülkerim Bardakcı tedbir amaçlı maç kadrosuna dahil edilmemiş, defansın göbeği Davinson Sanchez-Kaan Ayhan ikilisine zimmetlenmişti. Orta sahada ise Kaan’dan boşalan yeri doldurma ve Torreira’yla birlikte mekânın sahipliğini üstlenme görevi de Ndombele’ye verilmişti. Bir başka kulübeye çekilen isim de son dönemin ‘Gol kaçırma ustası’ Kerem Aktürkoğlu’ydu.
‘O eski halimden eser var şimdi’…
Bu şablon eşliğinde başlayan karşılaşmada ev sahibi çok çabuk bir şekilde oyun üstünlüğünü ele aldı ve son düdüğe kadar da bırakmadı. Bu sezonun Galatasaray’ı genel bir çerçevede rakibi köşeye sıkıştırmasına rağmen bir türlü nakavtı getirecek yumrukları sallayamayan bir boksör görünümündeydi. Bu da karşısındaki takımların çok geçmeden ayağa kalmasına ve maça ortak bir görüntüde mücadele sergilemesine neden oluyordu. Dün bu ritüel tekrarlanmadı. Milli arada, sakatlıktan doğan reflekslerle oluşan oyun içi müdahale sorunlarına atlatmış bir profilde başlayan Mauro Icardi, 4’te ve yan direğe takıldığı 8’deki pozisyonlarla “O eski halimden eser var şimdi” dedirtti. Karşılaşmanın ilk üçte birlik bölümünde Buruk’un öğrencileri top ve oyun üstünlüğüne sahipti ama yine kilit bir türlü açılmıyordu. Derken 37’de o ana kadar çok da verimli bir görüntüye sahip olmayan Mertens, sağdan tıpkı geçen sezon Rashica’nın sıkça yaptığı gibi klas bir orta sonucu meşin yuvarlağı Icardi’yle buluşturdu, Arjantinli de birkaç haftalık suskunluğuna bu vesileyle son vermiş oldu. Herge’in o ünlü çizgi roman kahramanına atıfta bulunalım; Galatasaray’ın Belçikalısı, yani ‘Tenten’i 45’te ‘Klas kalıcıdır’ı hatırlatan bir vuruşla hem farkı ikiye çıkardı hem de bizi ve kendisinin kariyerinin önceki sayfalarına götürdü adeta.
‘Çıkan hakem Ali Şansalan, giren hakem Yiğit Arslan’
Dünkü randevu öncesi oynadığı dört maçı da kaybeden Alanyaspor’un Galatasaray karşısında ayakta kalabilmek için uygulayacağı reçete belliydi; savunmayı sağlam tutmak ve hızlı kontralarla sonuca gitmek. Sarı-Kırmızılılardan puan alanlar (Kayserispor ve Hatayspor) ya da attıkları gollerle Muslera’yı üzmeyi başaranlar bu stratejiyle sonuç almıştı. Lakin Akdeniz temsilcisi özellikle ilk yarıda bırakın karşı kaleye gitmeyi, neredeyse kendi ceza sahası dışında top gezdirmeyi bile başaramadı. Ev sahibinin en zayıf halkası konumundaki Kazımcan kanadında Oğuz’la bu planı bir-iki kere denemeye yeltendiler ama ya doğru adresi bir türlü bulamadılar. Oyunun ikinci devresinde iki farkla geride olmanın psikolojisiyle daha fazla karşı alana çıktılar lakin tabelaya yansıyan bir hamleleri olmadı.
📌 Sakatlanan hakem Ali Şansalan, karşılaşmaya devam edemedi ve yerini dördüncü hakem Yiğit Arslan’a bıraktı. | #GSvALY pic.twitter.com/dNPKCmvaYW
— beIN SPORTS Türkiye (@beINSPORTS_TR) November 25, 2023
Öte yandan maçtaki en ilginç değişiklik ise 58’de geldi, adalesinde problem yaşayan mücadelenin hakemi Ali Şansalan yerini Yiğit Arslan’a bıraktı. Bu değişikliğin ardından oyuna hızlı başlayan taraf Galatasaray oldu! 59’da Kazımcan’ın soldan ortasında (maçta yaptığı bence en efektif hareketti) Icardi topa kafasıyla devamlılık kazandırdı, son aşamada Mertens ağları gördü ve ‘İki gol bir asistlik’ notunu dünkü karnesine düşürdü. 70’te Zaha, kendi stiline uygun bir golle farkı dörde çıkardı. Sonrasında gelen değişikliklerle sahne alan isimler de tabelayı daha üst sayılara taşıyacak fırsatları buldular ama değerlendiremediler.
Kurşun mu döktürür bilemem ama!
Dün Okan Buruk’un talebeleri kolay galip geldi. Hoca, rotasyon sonucu kimi isimlerin performanslarına ilişkin gözlemlerde bulunmayı ve bu işi farklı kazanılan bir maçın çeperleri içinde gerçekleştirmeyi başardı. Sonradan oyuna girenler de skora değil ama oyuna katkı sundular elbet. Dolayısıyla hafta içi oynanacak Manchester maçı öncesi kayda değer bir prova oldu Alanyaspor mücadelesi. Umarım Davinson Sanchez’de de önemli bir sakatlık durumu yoktur ve Premier Lig patentli rakip karşısında sahaya çıkar. Hatırlanacağı gibi Kolombiyalı savunmacı Old Trafford’daki ilk maçta yenen ve atılan gollerde başkahramanlardan biri olarak mücadeleye damgasını vurmuştu.
Öte yandan olumsuz noktaları da kısaca hatırlatalım: Kazımcan ne yazık ki bu seviyenin oyuncusu değil. Barış Alper bir türlü uygun ortaları yapamıyor ve hemen yanı başındaki doğru adresi, yani Icardi’yi bulamıyor. Kerem Aktürkoğlu oyuna girdi ve yine uygun bir pozisyonu heba etti; kurşun mu döktürür yoksa idmanların ardından herkes gitse bile o tek başına gol vuruşu mu çalışır bilemem ama acilen çözmesi gereken bir problemi olduğu muhakkak. Tete bir türlü ‘Halı saha topçusu’ görüntüsünü aşamıyor, yeteneğine kimse bir şey söyleyemez ama futbolu ‘Takım oyunu’ diye bir gerçeğin uzağında kabullenmeyi sürdürüyor.
Kontrollü güç Kaan Ayhan
Pozitif unsurlarsa Icardi’nin (dün gol atmanın yanı sıra asist de yaptı ve asıl önemlisi sık sık top dağıttı), Boey’nin, Sanchez’in, Torreira’nın ve tabii ki Muslera’nın her zamanki üstün çizgileri… Dün Mertens sahanın ışıldayan ismiydi ama yaşından dolayı Manchester karşısında enerjisi ve mücadele standartları 90 dakikaya yeter mi şüpheliyim. Belki maça başlayıp yorulunca kulübeye çekilebilir. Ama asıl olarak Kaan Ayhan’ın çok daha fazla takdir edilmesi kanaatindeyim. Galatasaray’da da Milli Takım’da da görev verildiğinde sessiz, sakin, kararlı ve çizgisini koruyan bir mücadele ruhu, ahlakı, gayreti ve inancıyla bence muhteşem oynuyor.
Çarşamba için ‘Devler Ligi’ndeki randevu dolayısıyla şimdiden başarılar dileklerimizle… Galatasaray’la birlikte Avrupa’daki diğer iki temsilcimiz Fenerbahçe ve Beşiktaş’a da tabii ki…