18 Temmuz’daki TFF Başkanlık Seçimi sonrası Türk futbolunun başına gelen İbrahim Hacıosmanoğlu birbirinden çarpıcı açıklamalar yaptı. Hacıosmanoğlu yeni kurullar oluşturacaklarını, bunu yaparken de Avrupa’daki federasyonları şekillendiren firmalarla çalışacaklarını vurguladı.
Hacıosmanoğlu açıklamalarında MİT Başkanı İbrahim Kalın’a seslendi:
“12 gün çalıştık, bizi başkan seçtiler. Bayram Saral arkadaşımız 30 yılın üzerinde hukuk deneyimi olan, hem spor hukukunda derin bilgileri olan aynı zamanda amcasının oğlu Ecmel Faik Sarıalioğlu ile birlikte İstanbulspor’u yönetiyorlar. Beraber yola çıktık. Türkiye’nin yüzde 90’ı kazanmamıza sevindi, bir umut ışığı olduk. Ne hikmetse alçak bir terör örgütü var, Fetöşün köpekleri var, bu ülkeyle ilgili sürekli video yayınlıyorlar. İlk günden başladılar. Bizim TFF Başkanı olmamızdan rahatsız oldular. Osmanlı’dan beri yaşadığımız bölgede çok büyük sülaleler var, Of ilçesinde Çakıroğulları, Saraloğulları, Ağaoğulları, Hacıosmanoğulları var. Osmanlı’nın da orada içinde çalışan, Cumhuriyet kurulduktan sonra siyasetçisini, sporcusunu, bürokratını yetiştirdiler.
“MİT’in içinde klikler var”
FETÖ’nün köpekleri diyorum onlara, köpeklere hakaret ediyorum aslında, ama misal olarak veriyorum, sayın hayvanseverler sakın yanlış anlaşılmasın. Ben evimde, çocuklarımdan ayırt etmiyorum köpeklerimi. Onlar saldırınca Sarallar TFF’yi ele geçirdi diyorlar. Nereden geliyorsalar o kanıya. O ailenin büyükleri var, yıllardan beri akrabalık ilişkilerimiz, dostluğumuz var. Aile büyükleri dedi ki, siz Cumhurbaşkanını çok seviyorsunuz, bunlar durmayacak, bu yazılanların arkası var, Türkiye’de de klikleri var, Cumhurbaşkanına size bize zarar verir dediler. Bu nedenle Bayram Bey ayrılmak zorunda kaldı. Yine deneyimlerden faydalanacağız. Türk kamuoyuna seslenmek istiyorum, geçen hafta bana bilgi geldi, Fetöş’ün köpekleri demeyeyim aşağılık elemanlarının hala Türkiye’de klikleri var, hala devam ediyor. Bu mesajı bana ulaştırıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir kurumu var, Milli İstihbarat Kurumu, dünya konuşuyor. Tahmin ediyorum ki onun içinde de klikler var, geçen hafta toplantı yapıyorlar, Hacıosmanoğlu ile Sarallar’ın ilişkisi için ekip kuracaklarmış. Sayın İbrahim Kalın’ı tanırım, haberi yoktur diye düşünüyorum, varsa vahim bir durum, inanıyorum ki haberi yok, ilk sefer buradan dillendiriyorum, gereğini yapar o.
Sayın Kalın, klikler varsa gereğini yapar. Aksi durumsa bizim milli duruşumuzu, devlete bağlılığımızı kimse teraziye koyamaz. Dostlarımızla ilişkilerimiz dün nasılsa bugün de devam ediyor. Bizim sevdiğimiz insanlar bizi de severler. İnsanların başına kaza da gelebilir. Bizim yörenin insanında var, gözümün gördüğü yerde biri mağdur oluyorsa gücüm yettiğince ona müdahale ederim. Bu bizim değerlerimiz. Bu adını saydığım dostlarım böyle bir durumdan sıkıntı düşüyorsa, Türk Ceza Kanunu’nda Sarallar ile dostluk yapmak suç mu? Bunlar iş adamı, bu ülkede üretim yapan vergi ödeyen insanlar. Başlarına bir kaza geldiği zaman buradan uzaklaşalım mı diyeceksin! Hukuk içinde kalarak her türlü yardımı yaparım, dün nasıl dostumsa yarın da öyle olacak. Bu adamlığın gereğidir.
Amerika’da 11 Eylül saldırıları olduğunda ABD başkanını 40 bin feet’e çıkardılar, olaylar bitene kadar havada tuttular. 15 Temmuz kahpe girişiminde, bizim başımızda öyle bir Cumhurbaşkanı vardı ki, ayakları yerdeydi. Uçağa bindi, savaş uçaklarının arasından geçti, Aziz Türk Milleti’ne dedi ki Atatürk Havalimanı’na iniyorum, aziz millet de orada karşıladı. Biz böyle bir milletin evlatlarıyız. Uğraşmaya kalktığınız insan kim, ne yapabilir iyi düşünsünler. Sayın Kalın’dan özel ricamdır bu. Bilgisi varsa vahim durumdur, benim duruşum farklılaşır. Yoksa da Fetöş’ün çakalları dışarıdan konuşuyorsa… Bu kişisel bir konu değil. TFF Başkanına bir durum. Bir de benim yani. Devletin içinde bir klikse bunlar, böyle bir harekete gerek yok. Beni dinlemenize, takip etmenize gerek yok. Benim kalbimdeki dilimde. Kim dostum kim değil söyleyeyim, zor değil. Fetövari hamleler bize sökmez.”
‘İki takımı al yürüt…”
Hacıosmanoğlu ligdeki rekabetle alakalı olarak “Hiçbir sorunun önüne geçilemeyecek diye bir şey yok, yeter ki irade olsun. beIN Sports CEO’su Yusuf ile konuştum. Biz her sponsorun üstüne Hacıosmanoğlu payı koyuyoruz, lütfen beIN Sports’ta uysun buna dedik. 10 milyon dolar zikrettiler, bu yetmez dedim. İnsanlar tiyatro seyretmekten bıktı, sorun bu. Adil ve adaletli bir düzen yok. İki takımı al yürüt, 99-102 puan. Dünyanın hiçbir yerinde yok. Ötekiler figüran mı, kimse maç seyretmiyor. Niye tiyatro seyredelim, şimdi gerçek canlı sahneyi görecekler. Adaleti sağlayacağız. Marka değeri yukarı çıktıkça yayıncının geliri de artacak. Özel bir yazılımcı ekibimiz var, yazılım hazır. Korsan yayını keseceğiz. Yasadışı bahis konusuna gelirsek… Amatörlerden tüm unsurlara söylüyorum; akçeli işe kim bulaşıyorsa futbol camiasında barınamaz!” diye konuştu.
İşte Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarının devamı:
Tek talimat verdim, renk ayrımı yok: Biz zaten futbol ailesinin içinden geliyoruz. Daha önce Kulüpler Birliği toplantısında Sayın Ahmet Nur Çebi, o dönem Beşiktaş başkanıydı, adayımız Hacıosmanoğlu dedi. Ben o dönemde futbolun içine girmek istemiyordum. Sonra süreçte Türk futbolunun bir güvensizlik ortamına sürüklendiğine hep beraber şahit olduk. İnsanlar adil ve adaletli bir ortam istiyor, güven ortamı istiyor. Biz de futbol ailesinin içinden geliyoruz, kalbimizde taşıyoruz her şeyi. Servet Yardımcı adaylığını açıkladı, Büyükekşi de milli takım sonuçlarını bekliyordu adaylık için. Türk futboluna hizmet edecek irade bizde olduğunu çevremiz, ailemiz, kulüp başkanları söylüyordu. Tarafsızlığımıza inanan sağduyulu insanlara teşekkür ediyorum. Ben Avusturya’yı yendikten sonra şampiyon olacağımıza inanıyordum, öyle bir inancım vardı. Adaylığımı açıklamadım, milli takıma zarar vermemek için. Hiç olmayacak şekilde Hollanda’ya elendik, elendikten sonra adaylığımı açıkladım. Sağolsun Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu, Ege, Akdeniz, Karadeniz tüm bölgelerden, daha çok adaletsizlikten ezilen Anadolu diye tabir edilen, haksızlığa uğrayanlar bizi umut ışığı olarak gördü. Birebir konuşmalarda o hissiyatı hissettik. Sonuçta Türk futboluna adil adaletli, sportif başarıların sahada kazanılacağı konusunda teveccüh gösterdiler. 12 günlük çalışma sonunda sağduyulu insanlar bize güvenerek bu görevi tevdi ettiler. Tek talimat verdim, renk ayrımı yok, güçlü ayrımı yok. Tek durum var, haklı olan güçlüdür.
Futbolun asıl patronu taraftarlar: Tek amacımız, Türk futboluna barış ve kardeşliği getirmek. Bunun eğlence olduğunu göstermek. Milyonlarca genç örnek alıyor. Biz onlara güzel örnek olmak istiyoruz. Sadece futbolda değil, tüm ülkede kardeşliği güçlendirmek. Amacının dışına çıkmaya başladı spor. Biz bunu el birliğiyle, bunu tek başımıza yapamayız. Tüm kulüplere söylüyorum, futbolun patronu biz değiliz. Futbolun patronu kulüp başkanlarıdır. Futbol asıl patronu cefakar taraftarlardır. Onlar olmasa futbol olmaz. Tek başımıza olacak iş değil. Çok büyük sorunlar var. Her ligin sorunlarını teknik ekipler kurarak kulüplerle istişare halinde, futbolun marka değerini koruyacak şekilde kararlar almaktır. Sorunlar çok ama bunları ortak noktada, amaç marka değerini yükseltmekse, istişare halinde çözmek çok kolay. Ben yaptım oldu dersen çözemezsin. Amacımız bu şekilde Türk futboluna hizmet etmek.
Kaypak olmaya gerek yok: Türk futbolunun adil ve adaletli yönetime ihtiyacı var. Asıl güvensizliği yaratan bu. Bunu sağlamak zor değil. Kaypak olursanız, her hafta birine yaranmaya çalışırsanız kaos ortamı oluyor. Kaypak olmaya gerek yok. Doğru ve adaletli olup, renk güç ayrımı yapmadan herkese eşit mesafede olursanız kaos ortamı olmaz. Cenabı Allah’a şükürler olsun ki o iradeye hakimiz, o irade bizde var. Onu uygulamak için zorlanmaya gerek yok. Adil ve adaletli olacaksınız, herkese eşit mesafede olacaksınız. Futbolun patronu diye bir şey yok. Bize teveccüh gösterilmiş, başkan seçilmişiz. Saha içinde başarıyı yakalamak isteyenin hizmetkarıyız. Saha dışında manipüle etmeye çalışanlar, geçmiş hayatımızda baktıklarında olaylara karşı vermiş olduğumuz tepkilerden nelerle karşılaşacaklarını anlarlar. Herkes şunu bilsin. Tarihinde ilk sefer, yönetim kurulu oluşurken dahi bu şunun çocuğu, bu monşerin çocuğu, bu beyaz yakalı diye bakmadık. Hiçbir TFF yönetiminde bu kadar futbolun içinden gelenler yoktur. Kurullar oluştururken de hiç kimsenin tavassutuna bakmadık. Kendi irademizle, adil ve adaletli yönetim gösterecek arkadaşlardan oluşturduk. Söylediğim tek şey var tüm kurullara, vereceğiniz kararlar sizin, ailenin, camianızın, kurumun haysiyeti ve şerefidir. Haysiyet ve şeref meselesi. Buna dikkat edeceksiniz. Çizginin dışına çıkarsanız en büyük hakaret bana yapılmış olur. Öyle bir unsuru içimizde barındırma şansımız yok. O zaman ilkelerimizle hareket edemeyiz. Türkiye’de Merkez Hakem Kurulları konuşuluyor. Türkiye’de oyunun manipüle edildiği yer, kararlarıyla sahadaki hakem yönetimleri. Sahadaki hakemlerin insani hata yapma hakkı vardır dedim. Farklı hatalar olursa… Kulüp başkanlarına söyledim, PFDK’ye sevklerini yasakladım biliyorsunuz. Onu niye yaptım, önce kendimize sonra hakem arkadaşlara güveniyoruz. İlk tepkiyi ben göstereceğim dedim kulüp başkanlarına, bu hatayı ben soracağım. Burada kasıt varsa bizle yürüme şansları yok. VAR’da insani hatayı kabul etmiyorum dedi. İki sefer pozisyonu seyredince ben bile görüyorum, orada hata yapma şansı yok. Önce haysiyetinizi, şerefinizi koruyacaksınız dedim, sonra Türk futbolunun marka değerini yükseltmek için güç, renk ayrımı yapmayacaksınız dedim. Böyle iklim yaratırsanız Türk futboluna barış, kardeşlik getirirsiniz. Bunu yapmak zor değil. Kaypaklık zordur. Viraj alacaksınız, köşe döneceksiniz, karanlık yere gireceksiniz. Adil adaletli olan dosdoğru gider. Sizin doğru gidişinizden rahatsız olan varsa, üzerinden geçer gidersiniz.
MHK’nin üstüne akademi kurmak saçmalık: 600 sene dünyayı yönetmiş bir milletiz. Hakemlere baktım, pırıl pırıl gençlerimiz var. Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağar. Gençleri eğitmek zor değil ki. Ne kadar eğitirseniz eğitin, eskiden, yukarıda bir duruş olmadığı için sizin yetiştirdiğiniz insan bile… Adam bakıyor ki, bir hafta birine, bir hafta birine yaranmaya çalışıyorsun. Hakem öğrendiği kuralları uygulayamıyor. Uygulasa görev alamayacak. Pırıl pırıl gençlerimiz var bizim. Burada bir yapı vardı, akademi kurmuşlar, MHK’nin üstünde, hakem terfilerini onlar yapıyor, çift başlılık yaptılar, onu oradan kontrol etmek için. Böyle saçmalık olabilir mi! Sonra MHK’nin kararlarına kızıyorsunuz, nasıl oluyor diyorsunuz. MHK’yi dikkate alır mı adam, terfi mi vermiyorsun ki sen, dediğini yapar mı! MHK’ye gelir gelmez söyledim, lağvedin MHK’nin içine alın bunu dedim. Gençlerin eksikleri vardır ama eğitimlerini vermek, adaletli olmalarını sağlamak, sahada çıkıp kurallar uygulasınlar. Onlara verilen haksız tepkileri kendimize verilmiş sayacağız. Hakem kardeşlerimize o güveni verirseniz sorunun yüzde 90’ını halletmiş oluruz. Hakem arkadaşlarımızın aldığı paraya bakıyorsunuz… Onların hiçbir şeye ihtiyacı olmaması lazım. Çocuğunun okul taksidini, ev kirasını düşünmemeli. Bir galibiyete 6 milyon lira üstünde para alıyor kulüp. O hakem arkadaş niye doyurucu bir para almasın! Kulüp başkanlarıyla konuşuyoruz, onlar da feragat edecek. Onların şu anda artırdık, iki katına çıkarmayı düşünüyorum. Orada yanlış bayrağa düdüğe hem para hem puan gidiyor. Kafalarında maddi olarak soru işareti kalmasın, sahaya çıkıp adam gibi maç yönetsinler. Bizim çizgimizde gidenlerle devam edeceğiz. Çizgi dışına çıkanları evine göndereceğiz. Şahsiyetimizle oynuyorsa yaptırımlar bizim görevimiz.
Kardeşliği ülke geneline yaymak istiyoruz: Tarafsızlığımızdan zerre kadar endişe etmesinler. Futbolun asıl sahibi olan cefakar taraftarlara sesleniyorum. Biz sahada başarıların kazanılmasının teminatıyız. Bunu hiçbir zaman unutmasınlar. Adil ve adaletli yönetim sergileyeceğiz tüm unsurlarla. Tüm kurullarla birlikte. Adil ve adaletli bir ortamda belki de Anadolu’dan bir takım sürpriz şekilde şampiyon olabilir. Olmaz diye bir şey yok. Zamanında da oldu. Bizim için yeni çıkan takım ile şampiyon takım arasında hiç fark yok. Ben söyledim, yanlış anladılar. Diyarbakırspor ile Trabzonspor oynuyorsa, ufak bir takdir hakkın da varsa, Trabzonspor’dan yana diye değil Diyarbakırspor’dan yana kullanacaksınız dedim. Ben Trabzonspor başkanlığı yapmış Trabzonsporlu kimliği olan biriyim. Ben demek istedim ki, bu eski Trabzonspor başkanıdır, takdir hakkımı oradan yana kullanayım demeyin, adil olun demek istiyorum. Futbol barış ve kardeşliğe hizmet etsin. Bunu tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz. Amedspor’a sözüm var, başkan olarak seçilirsem Amedspor maçına gideceğim dedim. Diyarbakır’daki maça gideceğiz. Biz bu kardeşliği tüm ülke genelinde yaymak istiyoruz. Bu bir eğlence. Bir anımı anlatayım. Bizim Gökdeniz, Rubin Kazan’a gitmişti, Fatih Tekke Zenit’teydi. Kulüp başkanı ve devlet başkanı davet etti, Zenit – Rubin Kazan maçına gittim. Ellerinde 2.5 litrelik şaşal şişeler var, votka içiyorlar. Bu derbi maçı, bu kadar alkole burada katliam olur dedim. Maç bitti, sonuca bakmadan herkes gitti. Protokolde 2 kırık kamera var. Bizde olsa 200 kamera olur. Adamlar eğlendi gittiler. Biz de eğlence olduğunu topluma iyi anlatmamız gerekiyor. Bu bir eğlence. Bir takım şampiyon oluyor, şampiyon olamayan başarısız mı oluyor. Önünüzde seneler var. Biz o iklimi yaratacağız, kim hak ediyorsa başarıyı da o yakalasın.
Yabancı kuralı: Sıkışık olan kulüpler vardı. Nefes almaları adına bir karar aldık. Tüm kulüplerle birebir görüşerek hallediyoruz. Bunun bir kritere bağlanması lazım. Avrupa’daki örneklere bakmak lazım. Kulüpler Birliği’nde de söyledim, biz karşılıklı olarak Türk futbolunun menfaatlerini düşünerek almamız lazım. Karar alıp kalıcı yapmalıyız. Hele benim olduğum dönemde, o kuralın esnetilmeden uygulanması lazım. 1-2 sezon sonra, biz burada durduğumuz sürece kural esneyecek mi, hayır esnemeyecek. Sabitleştireceğiz. UEFA, FIFA kriterleri var. Takımlarımızı çok zor şartlar bekliyor. Çözüme kavuşturmamız lazım. Bu şekilde devam ederse büyük takımların da lisans alma şansı olmayacak. Temel sorunlarımız var. İletişim halinde ortak akılla karar alacağız. Aldığımız kararlar kalıcı olacak. Sezon başı, sezon sonu değiştirme olmayacak.
Ortak kararı bozmaya çalışanın bizi sevmesine gerek yok: Taviz vererek bir kurum yönetmeye kalkarsanız bunlarla karşılaşırsınız. Her ligin kendisiyle ekiplerimiz çalışacak, hem kulüplerin hem Türk futbolunun marka değerini koruyacak şekilde kararlar alınacak. Biz olduğumuz sürece, inşallah bizden sonra da, devam edecek. Tavizler verile verile bu noktaya geldik. Bunları kulüplerle birebir istişare çabasına girmedik, yaptık oldu uygulayın dendi. Uygulamaya gelince farklı şeyler oluyor, uygulayamıyorsunuz. 3-5 ay sürecek, tartışacağız ama bir noktada mutabık kalacağız, kuralları kaideleri koyacağız. Kuralları koyarken herkes emin olacak ki bu kurallar esnemeyecek. Esnediği zaman kulüpler yok oluyor. Ortak karar alıp bunu bozmaya çalışanın bizi sevmesine ihtiyacımız yok, bizi sevmesin. Amatörü, 3. Lig’i, 2. Lig’i, 1. Lig’i desteklemezseniz, Süper Lig lokomotif ama besleyecek altyapı oradan geliyor. Sürdürülebilir bir yapı değil ki bu, her sene 10-15 yabancı alacaksınız. Bu milli sermaye ve dışarı gidiyor. Alt liglere, altyapıya önem vermezsen ürün yetişmez. 3. Lig’de 4 grup var, bu olmaz. Bir ilin 3-4 takımı var.
Her ilde bir iki profesyonel takım: Bir ilde 3-4 profesyonel takım var, her sene insanlar yardım topluyor. İnsanlar bıktı bundan. Her ilin 1 tane, çok çok 2 profesyonel takımı olsa bu iller bunu taşır. Bu sefer onların arasındaki çekişmenin futbola katkısı yok. Bunu dizayn etmemiz lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız ile istişare edeceğiz, devlet politikasıyla dibe vurmuş Alman futbolu yapılanmayla yükseldi. Yanlış hatırlamıyorsam, 900 milyon euro’ya yakın parayla okullardan başladılar, 5 sene yapılandılar, dünya şampiyonu oldular. Adil, adaletli ve ahlaklı ilkelerle amatörden yukarıya çıkarsak Türk futbolu kurtulur.
Hacıosmanoğlu’nun konuşması sonrası dört Yargıtay üyesi istifa etti
Türkiye Futbol Federasyonu’nda yer alan dört Yargıtay üyesi istifa etti. İsimler arasında TFF Etik Kurulu Başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili Rıdvan Gündoğdu da var.