Fenerbahçe, 2023-24 sezonunu çok çok özel kılma yolundaki adımlarını ısrarla sürdürüyor. Sarı-Lacivertli ekip dün gece Konfederasyon Ligi H Grubu’ndaki üçüncü maçında Ludogorest Razgrad’ı evinde ağırlarken resmi karşılaşmalardaki ‘17’de 17’lik serisini de bir adım öteye taşıma niyetindeydi. Teknik patron İsmail Kartal, Kadıköy’deki randevuya takımın ana iskeletinin demirbaşlarından Livakovic, Ferdi, İsmail Yüksek, Szymański ve Dzeko gibi isimleri rotasyon dahilinde ‘İlk 11’e dahil etmezken ev sahibi ekip oturmuş oyun düzeni içinde ilk düdükten itibaren bütün bu değişiklikleri hissettirmeden topunu oynadı.
Mesut Özil en güzel golünü onlara atmıştı
Rakip ise futbolseverlerin daha çok Şampiyonlar Ligi’nden ismine aşina oldukları bir takımdı. Yıllardır CSKA Sofya, Levski Sofya, Botev Plovdiv, Beroe Stara Zagora gibi ekiplerin domine ettikleri bir lige son dönemde damgasını vuran ve Türk kökenli vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Deliorman bölgesine ait Razgrad şehrinin temsilcisiydi Ludogorets. Onları zihinlerimize kazıyan bir başka önemli veri de Mesut Özil’in 2016-17 sezonunda Arsenal’da forma giydiği dönem belki de kariyerindeki en güzel golü ağlarına yolladığı takım olmasıydı.
#OnThisDay in 2⃣0⃣1⃣6⃣
🎩🐰✨ @MesutOzil1088 👏👏👏#UCL | #FlashbackFriday | @Arsenal pic.twitter.com/EpXuepaRf3
— UEFA.com DE (@UEFAcom_de) November 1, 2019
Lakin son zamanlarda eski ruhunu ve gücünü kaybeden Bulgar temsilcisi bu aralar düştüğü alt noktalardan kurtulmak için çaba sarf ediyor ve bu uğurda da kulübeyi 68 yaşındaki deneyimli bir çalıştırıcıya emanet etmiş durumdalar. Doğrusu dünkü mücadele ilk bölümü itibariyle söz konusu kişinin, yani Georgi Dermendzhiev’in maç öncesi “İsmail Kartal harika bir takım yaratmış. 17’de 17 yapmaları tesadüf değil” cümleleriyle tanımladığı Fenerbahçe’yi iyi analiz ettiğini ve çalıştırdığı takımın, Sarı-Lacivertli ekibin baskın oyununu hızlı paslarla çıkarak kırmayı hedeflediğini gözledik. Kartal’ın öğrencileri her ne kadar oyuna hâkim olsa da savunmasını sıklaştıran Yeşil-Beyazlı misafiri karşısında uzun süre golü bulamadı. Derken yarının sonlarına doğru kontrada yakaladı Bulgar rakibini ve Batshuayi’yle öne geçmeyi bildi.
Zajc’tan ‘duble’…
Kilit açılmıştı ve artık aralanan kapıdan daha fazla girme ve farkı açma şansına sahipti Kanarya. Nitekim ikinci yarının hemen başlarında, uzun süredir taraftarının gözünden düşmüş bir profil çizen Zajc skoru 2-0’a taşıdı. Sonrasında İsmail Kartal, rotasyonda yanına oturttuğu isimlerden bazılarına oyuna dahil ederken Ludogorets kazandığı bir korner atışıyla birlikte süregelen küçük çaplı bir gelgitte golü buldu. Peşi sıra Bulgar ekibine hafiften bir özgüven geldi, oyunu karşı tarafa yıktı ve Fenerbahçe kalesini daha sık yoklar oldu. Lakin doğrusu güçlü ve yetkin ayaklara sahip değildiler, Sarı-Lacivertli ekip bu ara rüzgâra fazla yüz ve geçit vermedi, oyuna sonradan dahil olan Szymański’nin biçimlendirdiği atakta Zajc ‘duble’sini yaptı ve böylelikle seri ‘18’de 18’e taşındı.
‘Final neden olmasın?’
Bu sonuç aynı zamanda Kartal’ın ekibi için gruptaki serinin de ‘Üçte üç’e taşınmasıydı. Aslında Kanarya bu sezon sıkletinin çok altında görünen rakipleriyle Avrupa sahnesini takımın nefeslenme ve teknik direktörünün rotasyon hakkını rahatça kullanma alanı olarak da görüyor. Bu cephede asıl heyecan sanırım bu takımın hayal ettirdiği hedefler itibariyle ‘Çeyrek final’ ve de ‘Yarı final’ aşamalarında yaşanacak. Hatta şimdiki görüntü “Final neden olmasın?” bile dedirtiyor. Neyse, bekleyelim görelim.
Son olarak çocukluğumun büyük bölüm Bursa’da, Bulgar göçmeni vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bir bölgede, Davutkadı Mahallesi’nde geçti. Onların kendine özgü lehçeleri her daim kulaklarımdadır. Bu maçla ilgili başlığım da o günlere bir armağan olsun…