Alımda ödediğimiz vergi miktarına dikkat ederek, hangi oranın uygulandığını iyi anlamamız gerekiyor. Eğer bir hata olduğunu düşünüyorsak, henüz aracı satın almadan satıcıdan bilgi istemek iyi bir başlangıç noktası.Açıklamasının aklımıza yatmaması halinde, benzer başka bir modele yönelebiliriz.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre Türkiye’de elektrikli otomobil satışları 11 ayda ikiye katlandı. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği verilerinden derlendiği belirtilen bilgilere göre, otomobil satışları 2025 yılının ocak-kasım döneminde 2024 senesinin aynı dönemine kıyasla %10,96 artarak 938.177 adet olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde Türkiye otomobil pazarında 442.650 benzinli, 251.992 hibrit, 68.741 dizel, 7.399 otogazlı, 164.655 sadece elektrikle çalışan otomobil satışının kayıtlara geçtiği ifade ediliyor.

Otomobil alırken çevre kirliliğini ve enerji sarfiyatını da düşünerek sadece elektrikle çalışan bir araca yönelirsek, daha düşük bir özel tüketim vergisi oranı ile karşılaşıyoruz. Bunun nedeni ise hemen hemen her ülkede olduğu gibi, ülkemizde de çevre dostu elektrik motorlu araçların satışının teşvik edilmek istenmesi.

Eğer araç alımında elektrikli bir otomobile yönelmeyi düşünüyorsanız, aklınızda bulunması gereken son derece önemli bir husus var: Umduğunuzdan çok daha yüksek bir ÖTV (ve dolaylı olarak KDV) yüküyle karşılaşabilirsiniz. Sebebi Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 13 Kasım Perşembe günü Resmî Gazete’de yayımlanmış olan kararında saklı.

“Sadece elektrik motorlu olanlar” ne demek?

ÖTV Kanununun eklerinden (II) sayılı listede “sadece elektrik motorlu olanlar” ifadesi yer alıyor ve bu kategoride yer alan araçlara özel vergi oranları belirleniyor. Yine ÖTV Kanununun 1. maddesinde, ekli listelerde yer alan malların Türk Gümrük Tarife Cetvelinde tanımlanan eşyalar olduğu belirtiliyor.

Türk Gümrük Tarife Cetvelinde “tahrik gücü vermeyen bir içten yanmalı motora sahip olanlar” ve “sadece elektrik motorundan tahrik olanlar” kategorileri yer alıyor. Anlamamız gereken, kanun koyucunun elektrikli motorunun yanı sıra içten yanmalı motoru olan araçları da, söz konusu içten yanmalı motorun aracı çalıştırmak için kullanılamıyor olması şartıyla, “sadece elektrik motorlu” araçlar kategorisine dahil ettiği. Kanunun ifadesi yoruma gerek bırakmayacak şekilde açık.

%10 yerine, %80 ÖTV…

Dava konusu olan otomobillerin elektrikli motorunun yanı sıra bir benzin motoru da bulunuyor. Fakat, aracı sadece elektrik motoru hareket ettiriyor, benzin motorunun ise aracı hareket ettirebilmesi söz konusu değil. Benzin motoru sadece bir “jeneratör” görevi görüyor, elektrik üreterek bataryayı dolduruyor. Dahası, aracın ruhsatında yakıt cinsi “elektrik” olarak belirlenmiş durumda ve aracın AT Uygunluk Belgesinin (üretici veya yetkili temsilcilerinin, ürünün AB gerekliliklerine uygun olduğunu beyan etmek için düzenlediği zorunlu belge) Motor Bilgileri kısmında aracın “sadece elektrikli” olduğu, “hibrit olmadığı” ve yakıt türünün “elektrik” olduğu açıkça beyan edilmiş.

Bu bilgiler ışığında %10 oranında uygulanması gerektiği son derece açık olan özel tüketim vergisi, ÖTV Kanununun eklerinden (II) sayılı listede bulunan başka bir araç kategorisine (“diğer”, “motor silindir hacmi 1600 cm3’ü geçmeyenler”) uygulanması için öngörülmüş %80 oranında tahsil ediliyor. Fazla tahsil edilen vergi miktarı, katma değer vergisi miktarını da arttırıyor.

Aracın alıcısı, mevzuatta yer alan açık düzenlemeye rağmen fazla tahsil edilen vergi miktarının bir “vergi hatasından” kaynaklandığını düşünerek, hata düzeltme talebinde bulunuyor.

“Hata düzeltme”

Vergi Usul Kanununa göre, haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması sonucunu doğuran hesap hataları ve vergilendirme hataları “hata düzeltme” müessesesi ile düzeltilebiliyor. Bir yanlışlığın vergi hatası teşkil etmesi için ise herhangi bir kuşku veya tartışmaya meydan bırakmayacak şekilde, ilk bakışta anlaşılabilecek açık bir hata olması, hukuki yorum gerektirmemesi gerekiyor.

Örneğin, sadece 4.300.000 TL’den fazla gelir elde etmiş olan kişilere uygulanacak oranın %40 olduğu Gelir Vergisi Kanununda açıkça düzenlenmiş durumda. 3.000.000 TL gelir elde etmiş bir bireye yanlışlıkla %40 gelir vergisi oranı uygulanmış olması halinde, düzeltmeye konu olabilecek bir vergi hatası mevcut.

Buradan hareketle, “sadece elektrik motorlu” olan bir aracın da yanlışlıkla başka bir kategoriye dahil edilerek fazla oranda vergi tahsil edilmesi de bir vergi hatası, değil mi? Danıştay’a göre değil. Vergi Dava Daireleri Kurulunun kararında, aracın teknik özellikleri dikkate alınarak uygulanacak oranın hukuki yorumla tayin edilmesi gerektiğinden bahisle, hata düzeltme istemi reddediliyor.

Fazla vergi ödememek için ne yapabiliriz?

Alım sırasında ödediğimiz vergi miktarına dikkat ederek, hangi oranın uygulandığını iyi anlamamız gerekiyor. Eğer bir hata olduğunu düşünüyorsak, henüz aracı satın almadan satıcıdan bilgi istemek iyi bir başlangıç noktası. Aldığımız açıklamanın aklımıza yatmaması halinde, benzer başka bir modele yönelebiliriz.

Özel tüketim vergisi miktarından bağımsız olarak arzu ettiğimiz aracı almak istiyorsak, o zaman fazla vergi ödediğimizi düşündüğümüz takdirde süresi içerisinde dava açmamız gerekiyor. Dava açılması durumunda, yalnızca “açık hatalar” değil, maddi olaylar ve hukuki sorun da etraflıca inceleniyor. Böylece mahkeme uygulanan oranın doğru olup, olmadığını belirleyebilir ve fazla bir vergi miktarı ödenmiş olması halinde iade alınabilir.

Tabii ki en makul çözüm, farklı araç kategorilerinin ve bunlara uygulanan oranların azaltılması olur. Bir aracı almaya karar verdiğimizde, hem vergi sisteminden hem de araçların teknik özelliklerinden son derece iyi anlayan biri olmadan da hangi oranın uygulanması gerektiğini bilebilmemiz gerekir.