Kim mırıldanıyor bu metinlerde?
Bu kısa, bilinçakışı metinler, herhangi bir seansın herhangi bir anında karşımdaki koltukta oturan hastalarımdan duyduğum ve beni etkileyen bir cümlenin peşine takılmaya karar verdiğimde ortaya çıkmaya başladı. Kendimi onların yerine koymaya gayret ettim hep. Husserl’in ‘yaşam dünyası’ adını verdiği ve kişinin bilerek bilmeyerek dünyayla ve kendisiyle ilişkisinde inşa ettiği dünyanın içine girmeye çalışıp kısacık ve kısık sesle mırıldanmaya çalıştım, çalışıyorum her terapi seansında.
Hiç kimsenin hiçbir sırrını ele vermiyorum bu metinlerde. Sonuçta amacım herkesin dedikodu merakıyla izlediği diziler yapıp milyonlar kazanmak değil. Edebi bir metin inşa etmekten ve birilerinin ruhuna dokunmaktan başka hiçbir amacım yok.
***
Ölüme doğru varlık
-Yıllar önce gördüm bu rüyayı. Birkaç kız arkadaşımla bir deniz kıyısındayız. Rengarenk elbiseler var üzerimizde. Neşe içindeyiz. Denizde boğulmanın yolunu bulmaya çalışıyoruz. Büyük bir keşif olacak bu ama bir türlü beceremiyoruz. Durmadan hayatta kalıyoruz. Bir gece aniden uyandım ve dedim ki kendi kendime: “Eğer denizin dibine inip uyumayı başarabilirsem boğulmayı da başarmış olurum.” Kimseye haber vermeden sessizce çıktım odadan ve denize girdim. Denizin dibine varıp uzandım ve gözlerimi kapattım.
Nasıl oldu bilmiyorum, birden her şeye yukarıdan bakmaya başladım. Biraz evvel benim uzandığım yerde büyük bir balık yatıyordu. Sanki şeffaftı, içi gözüküyordu. Karnında küçük bir balık vardı. Büyük balık küçük balığı yutmuştu. Üstelik o küçük balık bendim. Büyük balığın da ben olduğumu fark ettim ardından. Üstelik yine ben, iki balığı yukarıdan izliyordum. Yutmuş muydu ben beni, yoksa ben beni mi doğuracaktı, bilmiyorum. Ama bence, ben kendimi yutmuştum.
Peki neden ben beni salamıyordum hayata? Bunu sorunca kendime, ölmekten ne kadar korktuğum geldi aklıma. Freud mu diyordu, tam anımsamıyorum; yaşamak ölmeye başlamak anlamına gelmiyor muydu zaten? Oysa hayatı çok sevdiğimi sanıyordum. Seviyorum da zaten, şu anda yaşıyor gibi hissetmesem de kendimi. Yoksa ölmekten korktuğum için miydi yaşamaya başlamaya cesaret edememem.
-Heidegger’in, insanın varoluşuyla ilgili ne dediğini bilir misiniz? İnsan, “ölüme doğru olan varlıktır.”
