Kim ne derse desin nazar var.
Ama herkesin sandığı gibi mavi bir boncuğa hapsedilmiş bir batıl inanç değil bu.
Bana göre nazar, bakışın içindeki niyetin enerjisidir.
Bazı insanlar bakmaz, dokunur.
Bazıları konuşmaz ama sözü mekânın havasına karışır.
Ben bu enerjiyi hep hissettim.

Bazı bakışlar vardır, içinde hayranlık gizlidir ama ardına kıskançlık sinmiştir.
Bazıları bilmeden bazıları bilerek deler geçer seni.
Birinin içinden taşan imrenme bile bazen nazardır.
Kimi bilmeden yollar o enerjiyi kimi özenle kıskanarak.
Yine de sonuç aynı olur.
Havan değişir, keyfin kaçar, evin içinde bir ağırlık hissedersin.
İşte ben o anlarda bilirim bir bakış değmiştir bana.

Arınmanın Sessiz Ritüelleri

Benim kendi yöntemlerim var.
Bilimsel adı yok tarif kitabında yeri yok ama bana iyi geliyor.
Evimde beyaz sirke olmadan temizlik olmaz.
Haftada bir, bazen iki haftada bir, bütün evi onunla silerim.
Sirkenin o keskin kokusu bana hep bir kapanış, bir yeni başlangıç hissi verir.
Sanki evin derin nefesini duyuyorum o anlarda.
Bir şey bitiyor, bir şey temizleniyor, yer açılıyor gibi.

Ardından tütsülerimi yakarım.
Ada çayı, yedi kapı süpürüntüsü, bazen karanfil ve defne karışımı.
Camları açarım, duman evin her köşesinde dolaşırken ben de dolaşırım.
Eşyaları değil enerjiyi temizlerim.
Evimde huzur içimde açıklık çevremde iyilik olsun diye niyet ederim.
Dumanın tavanla buluştuğu o anlarda içim ferahlar.
Bazen ışık süzülür bir noktadan o an bilirim evin nefesi değişti.

Gözün Işığı ve Bilimin İzleri

İnsan gözü yalnızca görmek için değil, algı kurmak ve anlam üretmek için var.
Nörobilim araştırmaları göz temasının kalp atışını, nefes ritmini, hatta karar verme hızını etkilediğini gösteriyor.
Birinin bize doğrudan bakması beyinde amigdala ve prefrontal korteks gibi duygusal merkezleri harekete geçiriyor.
Yani bakış yalnızca fiziksel bir yön değil, duygusal bir aktarım da.

Bazı eski inançlarda gözün içinde “ışık” olduğu söylenirdi.
Antik Mısır’da Horus’un gözü, Yunan’da mati, Anadolu’da mavi boncuk, hepsi aynı fikrin sembolüydü:
Gözün bir anlam, bir enerji taşıdığına dair kadim bir bilgi.
Modern bilim bu ışığı ölçemiyor ama sosyal etkileşimlerde bakışın davranışı değiştirdiğini kanıtlıyor.
Bu yüzden nazarı ben hem kadim bilgelikte hem nörobilimde karşılığı olan bir etki olarak görüyorum.

Göz sadece görmekle kalmaz hissi de taşır.
Kalpten gelen niyet bakışta şekil alır.
Birinin iyi bakışı ısıtır, kötü niyetli bakışı gölge düşürür.
Ben nazarı o gölgeyle tarif ederim.

Bazı bakışlar vardır sözsüzdür ama içinden “keşke bende olsa” geçer.
O bile yetiyor bazen.
O yüzden ben artık kimsenin gözünden kaçmıyorum sadece kendi alanımı koruyorum.
İyiliği büyütmeye sessizliği korumaya içimdeki suyu berrak tutmaya çalışıyorum.

Evin Dili ve Eşyaların Hafızası

Nazar boncuğu kullanmamaya çalışıyorum.
Ama Sırçadan aldığım o göz bebeği şeklinde, rengi camın içinde dans eden küçük objem masamda durur.
Ne göz biçimindedir ne de klasik nazarlık.
Bana farkındalığı sezgiyi bakışın yönünü hatırlatır.
Sanki der ki dikkatini nereye verirsen enerjin orada büyür.

Eskiden fil ve at figürlerine çok düşkündüm.
Her köşede bir fil duvarda bir at olurdu.
Zamanla fark ettim bu semboller bana iyi gelmiyor.
Güç sembolü sandığım şeyler aslında alanımı kalabalıklaştırıyordu.
Hepsini kaldırdım, yerine bir kristal piramit koydum.
Pürüzsüz, sade, sessiz bir obje.
Işığı tuttuğunda renkleri evin duvarlarına vuruyor, ben o an evin nefes aldığını hissediyorum.

Arınma Sadece Mekânda Değil

Arınmak sadece evi silmek tütsü yakmak değil.
Bazen insanın kendi iç sesini susturması geçmişin gölgesini bırakması gerekiyor.
Ben her dolunayda ya da içim sıkıştığında tuz sabunlarıyla duş alırım.
Tuz, su ve sabun. Basit ama güçlü.
Sonra camları açarım evi havalandırırım.
Sanki ruhumun da pencereleri açılır.

Evin enerjisini değiştirirken kendi içimi de temizliyorum aslında.
Çıkarken kapıdan sağ ayağımla adım atarım.
Küçük bir detay ama bana uğurlu gelir.
Kendime bir söz gibi
Bu kapıdan iyi niyetle çıktım iyi enerjiyle döneceğim derim.

Ve en önemlisi özelimi kimseyle paylaşmam.
Çünkü enerjinin en çok koptuğu yer sözdür.
Bir şey anlatıldıkça zayıflar.
Ben kelimeleri seçerim sırlarımı değil.

Nazardan Korkmak Değil Farkında Olmak

Belki nazar gerçekten gözden çıkar.
Belki de kalpten taşar.
Ama şunu biliyorum insan baktığı şeye kendi enerjisini bırakır.
O yüzden bazen bir bakış bir odayı soğutur
bazen bir gülümseme evi ısıtır.

Benim ritüellerim o görünmeyen ısı dengesini korumak için.
Sirkenin kokusu tütsünün dumanı kristalin ışığı
hepsi birer hatırlatmadır bana.
Güzel bakan güzel görür
kötü bakan kendine çarpar.

Nazar korkulacak bir şey değil bence
sadece farkında olunması gereken bir titreşim.
Ve ben o titreşimi her beyaz sirke damlasında
her tütsü dumanında
her niyet cümlesinde dengelemeye devam ediyorum.

Çünkü her şey niyetle başlıyor.
İyiyse korur kötüysen döner gelir.
Benim işim iyi niyeti hem evimde hem içimde diri tutmak.